PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini belirten HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, “Tecridin kırılmasını, özgür ve demokratik bir toplumda yaşamanın bir ön adımı olarak görmek lazım” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı ve tahliye edildikten sonra da evinde sürdürdüğü eylemi 87’inci gününde. Yine aynı talepler doğrultusunda Türkiye’nin farklı cezaevlerindeki tutukluların 16 Aralık’ta başlattığı açlık grevi 49’uncu, Federe Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Hewlêr’de Nasır Yağız’ın eylemi 74’üncü, Strazburg’ta siyasetçi ve gazetecilerin eylemi 48’inci ve Birleşik Krallık’ın Galler bölgesinde İmam Şiş’in eylemi 48’inci gününe girdi. HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, açlık grevi ve tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tecridin, Öcalan’ın Kürt sorunu ve Ortadoğu’daki çözümlemelerine yönelik olduğunu belirten Turan, tecridi, AKP-MHP ittifakının hem Kürt halkına hem Türkiye hem de Ortadoğu halklarına yönelttiği saldırı savaşının bir adımı olarak değerlendirdi. Öcalan’ın çözüm sürecindeki çözümleri ve o dönemde gösterdiği çabaya da dikkat çeken Turan, ancak bu çabalara rağmen devletin farklı politikaları devreye koyduğuna dikkat çekti. Tecridin sadece Öcalan’a değil milyonlara uygulandığına işaret eden Turan, “Tecrit, bu topraklarda ekolojiden kadın sorununa, sınıf sorunundan toplumsal yaşama kadar tüm alanları etkileyen önemli bir niteliğe sahiptir. Dolayısıyla tecridin kırılmasını, özgür ve demokratik bir toplumda yaşamanın bir ön adımı olarak görmek lazım” diye konuştu.
‘Ülkeyi yönetenler bilsin’
Açlık grevlerinin tecridin kırılmasını esas alan eylemler olduğunun altını çizen Turan, Leyla Güven ile başlayan eylemlerin gün geçtikçe yayıldığını belirterek, “Açlık grevleri, kötü gidişata yönelik olarak kendi bedeninden başka bir şeyi kalmamış insanların bir haykırışı ve karşı koyuşu olarak değerlendirmek gerekir. Cezaevlerinden, yurtdışından başlatılan bu haykırışı kamusal alanda duyulur getirmek gerekir” şeklinde konuştu. Açlık grevcilerinin sağlıklarından da endişe duyduklarını belirten Turan, “Ülkeyi yönetenler bilsinler, süreç hızla geri dönüşümü imkansız bir noktaya doğru gidiyor. Hızla ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkması söz konusu olabilir. Burada temel sorumlu, siyasi koşullar yaratanlardır. Tecrit ne demek Allah aşkına. Devlete, tecrit kaldırılsın diyoruz” dedi.
‘Topyekün saldırılara karşı topyekün direniş’
Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesiyle Türkiye’nin kendi yasalarına aykırı davrandığını belirten Turan, “Bu yaklaşım, devletin kendi yasalarına karşı ürettiği bir yaklaşımdır. Kendi yasalarına uymuyor. Basit bir şekilde istese çözebileceği bir meseleyi, insanların hayatına mal olacağını gördüğü halde ortadan kaldırmayan bir iktidar, meydana gelebilecek ve dönüşümsüz olabilecek sağlık sorunlarının sorumlusudur. Tarih bunu mutlaka kaydedecektir. Onlar da iyi bilsinler” ifadelerini kullandı. Tecridin bir konsept olduğunu aktaran Turan, “Ortadoğu’daki politikaları nasıl çöktüyse bu siyaset de çökecek. Ne sen Osmanlısın ne de koşullar aynı koşullar. Kürt kazanımlarına karşı topyekun saldırı var. Topyekun saldırıya karşı topyekun direniştir bu saldırıyı kıracak” şeklinde konuştu.
‘Daha fazla mücadele etmek gerekir’
HDP olarak, açlık grevcilerinin taleplerinin kamusal alanda duyulması için çalışmalar yaptıklarını aktaran Turan, şunları söyledi: “Özellikle, Batı’da yaşayan insanlarımıza tecridin düşündüklerinden çok daha kapsamlı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Tabi ki de AKP-MHP bloğunun saldırıları çok yoğun. Bu durum insanları da tedirgin ediyor. Ama sınıf mücadelesinin bize gösterdiği şudur. Korkarak, sinerek geriye çekilerek şer güçleriyle mücadele etmek mümkün değildir. Tam tersine üzerine giderek bu yapılabilinir. Onun için kamusal alanda daha fazla görünür hale getirmek için daha fazla mücadele etmek gerekiyor.”
‘Mücadeleye çağırıyorum’
Kamuoyuna çağrıda bulunan Turan, “Burada bir hak hukuk mücadelesi var. Zulme karşı bir başkaldırı var. Demokrasi, eşitlik ve insan hakları mücadelesi var. Saflar netleşmiş ve belirginleşmiştir. Herkes demokrasinin saflarında herkesi tutum almaya, bu süreci kamusallaştıracak ve tecrit zincirini kırılması için mücadeleye çağırıyorum” dedi.
Kaynak:Mehmet Şah Oruç – Özgür Paksoy/ MA