PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan 5 yıl boyunca ailesi ile görüştürülmedi, 8 yıl ise avukatlarıyla görüşme yapmasına devlet engel koydu. Ailesiyle 5 yıl, avukatlarıyla 8 yıllık aradan sonra 2019 Mayıs’ında görüşme yapabildi. Ağustos 2019’da tekrar yasak konuldu. Ağustos ayından bu yana herhangi bir görüşme gerçekleşmiş değil. Aile ve avukatların görüşme talebine sürekli ret cevabı verilmekte.
Sayın Öcalan’a devlet 20 yıldır çok katı bir tecrit uygulamakta, kendisi bunu mutlak tecrit ve tecritten de öte bir rehine uygulaması olarak tanımladı. Devletin sayın Öcalan’a yönelik izolasyon politikası, tecrit politikası aynı zamanda insan haklarına, hukuka ve kendi yasalarına yönelik yaklaşımının da ölçüsü oluyor. Bir biçimiyle; insan haklarını da, hukuku da yasaları da tecride almış ve işlevsizleştirmiştir.
Sayın Öcalan demokratik çözüm temelli, barış temelli, ortak yaşam temelli bir çözüm politikasını ortaya koydu. 20 yıllık hücre koşullarında insan hafızasının kolay kolay kaldıramayacağı büyüklükte bir emek, bir direniş, ideolojik ve politik bir verimlilik ortaya koydu. Buna anlayış gösterilmesi, saygı gösterilmesi, sorunların çözümünde kolaylaştırıcı bir yol olarak görülmesi ve takdir edilmesi gerekiyorken, baskıyla, hukuksuzlukla, insanlık dışı uygulamalarla, etkisiz hale getirme politikası son derece yıkıcı bir politikadır. Bu aynı zamanda Kürt sorununda da rotayı çıkmaza sürmedir. İktidar tecritle Kürt sorununda çıkmazı habire tahkim ediyor, habire derinleştiriyor. Çıkmazın ve çözümsüzlüğün boyutunu bölgenin geneline yaymış durumda. Tecrit politikasının diğer ayağında savaş ve işgal saldırısı var.
Yine aynı görüşmede şunu da belirterek, “Görüşmede ilerleme sağlanırsa daha derin, daha tarih bir süreç başlayabilir” temennisinde bulunup kendisinin buna katkı yapmaya hazır olduğunu da belirtmişti. İktidar sayın Öcalan’ın bu son derece hayati ve yapıcı yaklaşımlarına karşı sayın Öcalan’ın yasal hakları olan ailesiyle ve avukatlarıyla görüşme hakkını tekrar gasp etti. Cevabı haklarının gaspı oldu.
Mevcut yasalarda her hükümlü ve tutuklunun yasalarla belirlenmiş hakları var. Aileleriyle ve avukatlarıyla periyodik biçimde görüşme hakkı var. İktidarın bu hakkı keyfi bir biçimde kullanamaz hale getirmesi, tarihi, toplumsal ve siyasi bir davanın önderine yönelik bu muamele aynı zamanda Kürt halkına da büyük bir hakarettir. Kürt halkını incitme muamelesidir.
Yine 5.6 milyon üyesi bulunan Britanya Sendikalar Birliği (UTC) PKK önderiyle dayanışma kampanyasını başlattı. Yüzbinlerce insanın katılım gösterdiği “madenciler galasının” temel teması tecrit ve sayın Öcalan’ın özgürlüğüydü. Yine birçok ülkede aydınlarda ve sivil toplum örgütlerinde ve uluslararası alanda tanınmış şahsiyetler tecride karşı tepkilerini ortaya koydular. Ortaya çıkan dayanışmanın olumlu etkisi oldu. Bir süreliğine de olsa ailesiyle ve avukatlarıyla görüşme yaptı. şimdi daha kapsamlı tepkilere ve daha büyük bir dayanışmaya ihtiyaç var. Sayın Öcalan defalarca dile getirmiştir: “Benim burada nefes alıp vermem dahi büyük bir mücadele ile olabiliyor.”