‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ talebiyle başlatılan açlık grevi 6’ncı gününe girerken İzmir’de siyasi parti temsilcileri, ‘Tecrit ve faşizmi kırmanın tek yolu ses çıkarmaktır’ diyerek açlık grevi eylemcileri için ‘ses olma’ çağrısı yaptı
Türkiye ve Kurdistan’da bulunan 104 cezaevinde siyasi tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da dönüşümlü açlık grevi eylemi başlattı. 15 Şubat 2024 tarihine kadar sürecek olan eylem 6’ncı gününde. İzmir’deki siyasi parti temsilcileri, eylemi ve talepleri Mezopotamya Ajansı’ndan Delal Akyüz’e değerlendirdi.
‘Tecrit insanlık suçu’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Temsilciliği yöneticilerinden Yahya Kezer, tecridin insanlık suçu olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’a yönelik 25 yıldır devam eden tecridin son 3 yıldır izolasyona dönüştüğünü kaydeden Kezer, “AKP-MHP daha önce denenen ve sonuçsuz kalan uygulamaları yeniden halkın önüne getirmekte. İmralı özelinde bütün cezaevlerinde tecridi hayata geçirmeye çalışmaktadır. Tecrit bütün halka uygulanırken, Türkiye demokrasisini ortadan kaldırmaktadır” diye konuştu.
Kezer, “Tutsaklar kendi menfaatleri için değil, Türkiye halklarının özgürlüğe ulaşmaları ve demokratik haklarını elde etmesi için bu eylemi yapıyor” dedi. Kezer, açlık grevindeki tutsakların eylemleri için “ses olma” çağrısı yaptı.
‘Tecrit ve faşizmi kırmanın tek yolu ses çıkarmaktır’
Yeni Demokrat Gençlik Okuru Mehmet Kasar, İmralı tecridinin tüm kesimleri olumsuz etkilediğini söyledi. Kasar, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmadığımız sürece, toplum üzerindeki tecridi kıramayız. Devletler, cezaevlerinde kendilerini tecritlerle var etmiştir. Bunlar da direnişlerle kırılmıştır. Diyarbakır Cezaevi buna örnektir. Cezaevlerinde başlatılan açlık grevi direnişinin karşılık bulması için dışarıdakilerin ses olması gerekiyor. Tecrit ve faşizmi kırmanın tek yolu ses çıkarmaktır. Kürt halkı özgürleşmeden, Türkiye’nin özgürleşmesinden bahsedemeyiz. Bunu böyle gören herkesin tecride karşı ses çıkarması gerekir” ifadelerini kullandı.
‘Tecridi kabul etmiyoruz’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü yöneticilerinden Cuma Kolukısa, tecridi kabul etmediklerini belirtti. Kolukısa, “Tecrit iktidarın keyfi uygulamasıdır. Bunu kabul etmiyoruz. Bu uygulamalara karşı birçok cezaevinde insanlar bedenlerini açlık grevine yatırmışlar. Bu durum ülkemizin ne kadar faşist bir yönetimi olduğunun ispatıdır. Eğer Türkiye hukuk devleti olduğunu söylüyorsa bu hukuksuz uygulamalara son vermelidir” şeklinde konuştu.
‘Talepler dikkate alınsın’
Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Başkanı Elif Çuhadar ise, Kürt sorununun çözümü için eşit ve demokratik haklara dayanan bir çözüm yerine, yok saymaya dayanan çözümsüzlük politikasında ısrar edildiğini vurguladı. Çuhadar, bu durumun iç ve dış politik ortamı doğrudan etkilediğini söyledi. Çuhadar, “Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlalleri ikinci bir cezalandırma yöntemine dönüşmektedir. Hukuk ve adaletin herkese eşit ve adil uygulanması demokratik hukuk devletinin önemli bir unsurudur. Bir an önce insani taleplerin dikkate alınmasını önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
İZMİR