Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde görüşülecek olan Abdullah Öcalan’a dair ‘ihlal’ kararını değerlendiren ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, ‘ihlal’ kararının uygulanması için Meclis kararıyla iç hukukta belirli değişiklikleri yapması gerektiğini söyledi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17 Eylül’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair verdiği “ihlal” kararını gündemine alacak. Komite, AİHM’in ihlal kararlarının ve gerekliliklerin uygulanıp uygulanmadığını ele alacak.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), toplantı öncesi 31 Temmuz’da komiteye bildirimde bulundu.
Bildirimin içeriği
Bildirimde, 2014 yılında PKK Lider Abdullah Öcalan’a dair verilen “ihlal” kararının 10 yıl geçmesine rağmen uygulanmadığı belirtildi. Bildirimde, koşullu salıverilmede düzenlemelerin yapılması ve Abdullah Öcalan’ın bu hakkının kendisine verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının “umut hakkı” ile uyumlu olmadığı ifade edilerek, konuyla ilgili Meclis’te verilen kanun ve yasa tasarılarının dikkate alınmadığı kaydedildi. Bildirimde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının temel insan haklarına aykırı olduğu ve Türkiye’nin imzacısı olduğu sözleşmelere aykırı davrandığı ifade edildi.
ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, Bakanlar Komistesi’nde görüşülecek “umut hakkı” gündemine dair konuştu.
10 yıldır adım atılmıyor
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin sivil toplum örgütlerinin başvurusu üzerine “ihlal” kararını gündemine aldığına dikkati çeken Çakmak, “Bunun nedeni politiktir. Türkiye ilişkileri, mülteci sorunu ve uluslararası konjonktür dengeler… kararların uygulanıp uygulanmaması noktasında belli bir denge gözetiliyor” diye belirtti.
Çakmak, hukuki olarak bir kişiye ömür boyu ceza verilemeyeceğine vurgu yaptı. Çakmak, “AİHM’in daha önce Bask Yurdu ve Özgürlük (ETA), İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) örgütlerinin militanlarına yönelik verdiği kararlar var. AİHM, bir insanın bir gün özgürlüğüne kavuşabileceğine dair bir umudunun olabilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunuyor. Bu çerçevede yapılan başvurularda Sayın Abdullah Öcalan için de 2014 yılında bir karar verildi. Türkiye’nin iç hukukta bir değişiklik yapması gerektiği ifade edildi. Biz de ‘umut hakkı’nın uygulanmadığına yönelik bir bildirimde bulunduk” şeklinde konuştu.
‘Meclis kararıyla bir değişikliğin yapılması gerekir’
Çakmak, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf bir ülke olduğunu ve AİHS kararlarının bağlayıcı olduğunu dile getirdi. Çakmak, “Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde, ‘Uluslararası sözleşmelerin iç hukuktaki uygulama alanı kanunların üstündedir’ şeklinde bir düzenleme var. Yani uluslararası mevzuat ile iç hukuktaki bir mevzuat çatışırsa orada üstün olan ve uygulanacak olan uluslararası sözleşmedir. Burada verilen ‘ihlal’ kararının uygulanması için iç hukukta belirli değişikliklerin yapılması gerekiyor. Daha sonra, olabilecek sorunlar açısından da Meclis kararıyla bir değişikliğin yapılması gerekmektedir” dedi.
‘Demokrasinin anahtarı İmralı’da’
Çakmak, geçmiş dönemlerde yapılan toplantılarda komitenin kararların neden uygulanmadığını sorduğunu ve Türkiye’nin “Darbe vardı. Bu geçsin ondan sonra bu süreci başlatacağız. Sorunlarımız var. Terörle mücadele ediyoruz” yönünde yanıt verdiğini aktardı. Çakmak, “Ülkede demokrasi, hak ve özgürlükler genişletilmediği sürece bu talepler hep olacaktır. Bu ülkede hep tasvip etmediğimiz sorunlar yaşanmaya devam edecektir. Bugün farklı kültürlerin ve renklerin olduğu bir coğrafyada tekli bir düzenin hakim olması bir sorundur. Bu sorunların tek çözüm kaynağı da demokrasidir. Demokrasinin de anahtarının İmralı’da olduğunu düşünüyoruz. Bugün İmralı’da bulunan ve yıllardır tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeden demokrasinin sağlanamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Haber: Ömer İbrahimoğlu\MA