İmralı Cezaevi’nde tecrit derinleştikçe hak ihlallerinin arttığını belirten Çukurova TUAY-DER Yöneticisi Ergin Altuntaş, ‘ İmralı’da başlayan tecrit yavaş yavaş tüm topluma uygulanıyor. Tecridi ortadan kaldırırsak, bunların önüne geçebiliriz. Tecride karşı mücadele önemlidir’ dedi
Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri her geçen gün yeni bir boyut kazanırken, hasta tutsakların durumu ise ciddiyetini koruyor. Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY-DER) Yöneticisi Ergin Altuntaş, tutukluların maruz kaldıkları baskı ve hak ihlallerine dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
Virüs yayılıyor
Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde koronaya yakalanan 35 kadın tutuklunun durumu ile ilgili bilgi veren Altuntaş, “Avukatlarla yapılan görüşmede 35 kadın arkadaşın koronavirüse yakalandığı aktarıldı. 4 kadın tutuklunun ağızından ve burnundan kan geldiği, tedavilerinin engellendiği söylendi. En son ailelerin başvurusu sonucu, Kayseri Bünyan T Tipi Cezaevi’nde bir koğuşta korona olan 8 tutuklunun kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için tedavi edilmediği ve virüsü kendi çabalarıyla atlattıkları öğrenildi. Aksaray Cezaevi’nde de birçok tutuklunun, koronaya yakalandığı fakat hastaneye götürülmediği aileler tarafından bizlere aktarıldı” diye belirtti.
Talepler karşılansın
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutukluların hak ihlallerine karşı 14 Temmuz’dan bu yana süreli-dönüşümlü açlık grevinde olduğunu hatırlatan Altuntaş, “Tutuklular hak ihlallerin son bulması için açlık grevindeler. Kelepçeli muayene dayatması, ağız içi arama gibi insan onuruna aykırı uygulamaların son bulması isteniyor. Tutuklular, aileleri aracılığıyla hak ihlallerinin son bulmaması durumunda eylemlerini dönüşümsüz olarak sürdüreceklerini aktardı. Bir kez daha çağırı yapıyoruz; tutukluların talebi karşılansın. İnsan onuruyla bağdaşmayan uygulamalara derhal son verilsin” çağrısında bulundu.
Su kotası uygulanıyor
Kürkçüler Cezaevi’nde 4 kişilik odalarda 8 kişinin tutulduğunu aktaran Altuntaş, cezaevi idaresi tarafından günlük 50 litre su kotası konulduğunu, kotanın geçilmesi durumunda da tutuklulardan ücret alındığını belirtti.
Ne tedavi ediliyorlar ne de tahliye…
Son dönemde cezaevlerinden art arda tabutların çıkmasına değinen Altuntaş, şöyle dedi: “Hasta tutuklular, ne tedavi ediliyor ne de tahliye ediliyor. Bu bir politika haline geldi. Cezaevinde ağır hastalıkları olmasına rağmen siyasi tutuklular tahliye edilmiyor. Tahliyesi bir kenara tedavisi bile yapılmıyor. Düşünün ayakta duramayan ve ağır hasta tutuklular kelepçeli bir şekilde tedavi ediliyor. Gerçekten insanlık için bu utanç tablosudur. Derhal hiçbir pazarlık yapılmadan hasta tutuklular serbest bırakılmalıdır.”
Tecrit yavaş yavaş tüm topluma uygulanıyor
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin temelinde İmralı tecrit sisteminin olduğunu kaydeden Altuntaş, “Bugün hem cezaevlerinde hem de dışarıda yaşanan hak ihlallerinin temelinde tecrit olduğunu bilmeliyiz. İmralı’da derinleştirilmek istenen tecritle birlikte aslında hedeflenen toplumsallıktır. Tecrit derinleştikçe cezaevlerinde yaşananlar da artıyor. İmralı’da başlayan tecrit yavaş yavaş tüm topluma uygulanıyor. Bunu böyle görüp, tecride karşı durmalıyız. Tecridi ortadan kaldırırsak, bunların önüne geçebiliriz. Bu noktada tecride karşı mücadele önemlidir. Bu konuda duyarlı olmalıyız” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ