Tecride Karşı Adalet Girişimi’nde yer alan ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, temel hedeflerinin tecride karşı mücadeleyi toplumsallaştırmak olduğunu belirterek, ‘Herkesi kendi özgün mücadelelerini geliştirmesi ve bu talebi toplumsallaştırması gerekiyor’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor.
Kürt sorunun çözümsüzlüğünün yansıması olan İmralı’daki tecride karşı Kurdistan ve Türkiye’deki aydın, yazar, sosyalist, insan hakları aktivistlerinin de yer aldığı bir grup, Tecride Karşı Adalet Girşimi’ni oluşturdu. Oluşum 5 Ağustos’ta bir deklarasyon ile kendini duyurarak, tecride karşı mücadele yürüteceklerini açıkladı.
Tecride Karşı Adalet Girişimi içerisinde yer alan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, tecride ve oluşturdukları girişime dair aktarımlarda bulundu.
Yeter, İmralı Cezaevi’nin hukuki düzenlemelerin, hukuki işleyişin askıya alındığını ve uygulanmadığı bir mekân haline dönüştüğünü vurguladı. Yeter, “Türkiye ve Kurdistan’daki politik birçok gelişmede faktör olan, siyasal bir kişilik olan Sayın Öcalan şahsında ortaya çıkan bu izolasyon ağı, tüm toplumda etkisini arttırarak, sürüyor” dedi.
Girişime neden ihtiyaç duyuldu?
“Haliyle tecrit bu kadar ağırlaşmışken, pozitif hukuk kurallarının uygulanmadığı ve gitgide toplumda birçok alanda etkisini arttırarak devam eden bir rejim, bir ahlaki politik saldırı rejimi inşa edilmişken bunun karşısında sessiz kalmak mümkün değil” diyen Yeter, tecridin Kurdistan ve Türkiye’de doğru zeminde tartışılmadığını ve bu nedenle böyle bir girişime ihtiyaç duyduklarını aktardı. Tecride karşı birçok kesimin mücadele yürüttüğünü fakat buna rağmen tecridin kırılamadığını sözlerine ekleyen Yeter, mücadele yöntemlerini genişletmek gerektiğini belirtti.
Yeter, girişim olarak toplumu bilinçlendirmeyi amaçladıklarını belirterek, “Yani ‘Siz bugün bu koşullarda yaşıyorsunuz, çünkü bunun temel gerekçelerinden biri tecrit’ diyerek, halkı bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bir bütünen siyasal iktidarın yarattığı koşullar, toplumsal ahlaktan kopuk kuralların bile uygulanmasına engel olacak noktaya gelmişse, tecrit ve bu uygulamalar arasındaki bağlantının kurularak doğru zeminde, doğru mücadele yöntemleriyle tartışılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Mücadele toplumsallaştırılmalı’
Oluşturdukları girişimin halk boyutuyla desteklenmesi, halkta toplumsal bir talebe dönüştürülmesi için çalışmalar yapacaklarını ve bu konuda tüm kesimlerden destek beklediklerini ifade eden Yeter, “Bir emek ve çabamız var ama bu yeterli değil. Her gün daha fazla bu tecrit ve izolasyonun parçası olan, birçok noktada kendimizde oto-sansür uygulayan bir noktaya geldik. Bütün bu sorunların aşılması için herkesin bu girişimin çeperinde de olabilir ama kendi özgün mücadelelerini geliştirmesi ve bu talebi toplumsallaştırması gerekiyor” çağrısında bulundu.
Haber: Rukiye Adıgüzel\MA