İnfaz düzenlemesi kapsamı genişletilerek komisyondan geçirildi ve genel kurula getirildi. Kadın katillerinin, çocuk tecavüzcülerinin serbest bırakılmasına imkan tanıyacak düzenlemeye karşı kadınlar ayakta
Nevin Cerav
Koronavirüs salgınının resmileşmesinden hemen sonra ilk gündeme getirilen konulardan biri cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler ile ilgili yeni ceza infaz düzenlemesiydi. Daha en başında bu düzenlemeden siyasi tutuklu ve hükümlülerin yararlanamayacağı ilan edildi. Yararlanacak olan kesim adli tutuklu ve hükümlülerdi. İnfaz düzenlemesinin cinsel suçlar ile kadın cinayetlerini kapsamayacağı açıklansa da sunulan düzenlemeden kadınları öldüren katillerin de yararlanacağı çıktı ortaya. Cinsel suçlar, uyuşturucu, organize suçlarla ilgili de ceza infaz düzenlemesi kafa karıştıran bir içeriğe sahip. Bazı hukukçular bu suçları da kapsıyor derken bazıları kapsamıyor diyor. Yeni ceza infaz düzenlemesi komisyondan geçti ve Meclis Genel Kurulu’na getirildi. Şiddete uğrayan, öldürülme girişimine maruz kalan kadınlar, kızları öldürülen, çocukları tecavüze uğrayan aileler büyük bir tedirginlik içinde. Kadın örgütleri tepkili, ‘infaz düzenlemesini geri çekin’ diyorlar. Konuyla ilgili görüştüğümüz Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı hukukçu Müjde Tozbey ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sözcüsü Fidan Ataselim, ceza infaz düzenlemesinin Meclis’ten geçmesi halinde kadın ve çocukların hayatlarında yaşanacak sorunları ve büyük tehlikeleri anlattı.
‘Yandaşlarını koruyorlar’
Hukukçu Müjde Tozbey, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak büyük mücadeleler sonucu ceza verdirdikleri suçluların ceza infaz düzenlemesiyle tahliye edilecek olmalarına büyük tepki gösterdi. Tozbey, “Açıkçası AKP iktidarı gerçek yüzünü her seferinde gösteriyor. AKP iktidarının yapmak istediği birinci şey gündemi değiştirmek. Bugünlerde korona nedeniyle yarattıkları düzende bir gerileme var. Halk tarafından çok büyük eleştiriler alıyorlar, o nedenle böyle bir gündemle insanların bakış açısını değiştirmeye çalışıyorlar. İkincisi ise kendi yandaşlarını korumak istiyorlar. Cezaevlerindeki adli suçluların çoğu kendi yandaşları, kendi erkekleri” diye konuştu.
‘Mağduriyetten faydalandılar’
İktidarın yıllardır her sıkıştığında, çocukları cinsel istismarcılarla evlendirmek gibi yasa tasarılarıyla af gündemleri yarattığını söyleyen Tozbey, şöyle devam ediyor: “MHP’nin 2 yıldır kendi çetelerini dışarıya çıkarma çabası vardı
biliyorsunuz. Şimdi bunu hayata geçiriyorlar. AKP iktidarı için şaşırtıcı değil. Ülkenin topyekun koronavirüs nedeniyle bu kadar mağdur olduğu bir dönemde, bu mağduriyetten faydalanmaya çalışmalarına insanlar şaşırdı, biz şaşırmadık. İlk af gündemi konuşulmaya başlandığı an her ne kadar gazeteciler, avukatlar, siyasi tutsaklar için af denilse de biz bakın bu bizim aleyhimize olacak demiştik. Kesinlikle yine yapacakları kendi adli suçlularını bırakmak olacak demiştik. Maalesef haklı çıktık.”
Kapsam daha da genişletildi
Yeni ceza infaz düzenlemesi konuşulurken hükümetin cinsel suçlar, kadın cinayetleri kapsam dışı olacak dediğini fakat sözünü tutmadıklarını vurgulayarak tepki gösteren Müjde Tozbey, komisyondan geçen infaz yasasının kapsamının da fazlasıyla genişletildiğine dikkat çekiyor. “Başta 2014 yılındaki suçlar için denilmişti, bugün ise kapsamı genişleterek 2020’nin sonuna çektiler” diyen Tozbey, şu çarpıcı bir bilgileri aktardı: “Bu şu demek? Şimdi normalde ceza infaz kanununa göre; cezanın 2/3’sini yatıyordu adli suçlular, siyasi suçlarda ise 3/4’ü yatılıyordu. Yani düşünce suçundan yargılananlar cezaevinde daha fazla kalıyordu. Şimdi bu yapılan infaz düzenlemesiyle adli suçluların hepsi açık cezaevine çıkarılacak ve sonra da serbest kalacaklar. Yani kadına şiddet uygulayanlar da çocuğu cinsel olarak istismar edenler de tahliye edilecek.”
‘Kadınları öldürün dediler’
HSYK’nin açıklamasına da değinen Tozbey, “HSYK, geçtiğimiz günlerde 6284 sayılı kanunu çok fazla uygulamayın anlamında bir açıklama yaptı. Yani ‘şiddet uygulayan erkek evden uzaklaştırılırsa ne yapacağız, koronavirüs tehlikesi var’ anlamında bir açıklamaydı bu. E peki evdeki kadına ne yapacağız, kadınlar şiddet görmeye devam mı etsin? Aslında AKP iktidarı hem sosyal devlet olmadığını hem de ne kadar gerici bir iktidar olduğunu gösterdi” ifadelerinde bulunuyor. AKP’nin yeni infaz düzenlemesinin, serbest bırakılan faillere ‘siz gidip kolaylıkla kadınları öldürebilirsiniz. İstediğiniz çocuğu cinsel olarak istismar edebilirsiniz’ anlamına geldiğini söyleyen Tozbey, bunun kabul edilemez olduğunu dile getiriyor.
Herkes tehlikede
Dernek ve bir hukukçu olarak yıllarca şiddet uygulayan erkeklerin cezaevine girmesi için mücadele ettiklerini anlatan Tozbey, ceza infaz değişikliğiyle, şimdi aynı insanlarla karşı karşıya kalacaklarını söylüyor. Sadece mağdur olan kadın ve çocukların değil, bu suçlarla mücadele eden insanların da tehlikeyle karşı karşıya olduğunun altını çizerek şunları dile getiriyor Tozbey: “Bu suçlular cezalarını gerçekten çekmeden ödüllendirildikleri için kendilerini psikolojik olarak daha güçlü hissedecekler. Bu suçluların ceza almaları için mücadele ederken bizler de sadece ölüm tehditleri almadık, darp edildik, şiddete maruz kaldık. Bunların hepsini yaşadık, şimdi daha fazla yaşayacağız. Bu nedenlerle infaz yasası geri çekilsin diye bağırıyoruz, çağrı yapıyoruz.”
‘Lütfen affedilmeyecek deyin’
Müjde Tozbey, anlattıklarının yanı sıra cezada infaz düzenlemesini duyan müvekkillerinin de art arda kendilerini aradıklarını aktarıyor: “Geçen gün Samsun’dan bir kızımız aradı. Bu kızımız okulundan dönerken, tecavüzden dolayı cezaevinde yatan fakat açık cezaevinde olan ve birkaç günlüğüne dışarı çıkmasına izin verilen bir tecavüzcüyle karşılaşıyor. Ve tecavüzcü izinli çıktığı bu birkaç günde kızı takip ediyor ve son gün kıza ağaçlık alanda tecavüz ederek kaçıyor. Biz bu adam için çok ağır bir ceza aldık, ceza alması için çok büyük bir mücadele verdik. Şimdi bu genç kızımız beni aradı, ‘Müjde hanım çıkacak mı?’ diye. Şimdi bu adam bu yeni infaz indirimleriyle yakın zamanda cezaevinden çıkacak. Biz bu çocuklara ne cevap vereceğimizi bilmiyoruz. Bu çocuklar bundan sonra nasıl sokağa çıkacak? Ya da bu çocuklar adalete nasıl güvenecekler? Böyle birçok müvekkilim arıyor. Fatma Erdoğan İstanbul’da gencecik yaşında 4 aylık eşi tarafından öldürüldü pompalı tüfekle. Fatma Erdoğan’ın katili de diğer kadın katilleri de bu aftan yararlanacak. Fatma Erdoğan’ın annesi beni arayıp, ‘Lütfen aftan yararlanmayacak deyin bana’ dedi. Yani birçoğu önümüzdeki 2-3 ay içerisinde tahliye olmasalar bile önümüzdeki 1 sene içinde tahliye olacak. Çünkü yapılan ceza indirimi çok fazla.”
‘Yine kazanacağız’
Ceza infaz değişikliğine itiraz edeceklerini de vurgulayan Tozbey, “Şu anda insanlar korona nedeniyle evlerine kapandı ve büyük sorunları var. Bugün infaz yasasına tepki az gibi görünüyorsa da bence yarın bu tepki çok olacak, büyüyecek” diyerek, mücadelenin sürmesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Tozbey, “Mücadelemiz bu zor zamanlarda da sürmeli. Biz bu mücadeleyi yine kazanacağız. Devlete karşı işlenen suçları affedebilirler ama çocuklar ve kadınlara yönelik suçları hem hukuken hem de ahlaken affetme yetkisine sahip değiller. Bu suçları sadece bunu yaşayan kadınlar ve çocuklar affedebilir, biz de affetmiyoruz. Bu nedenle de infaz yasası geri çekilsin” sözleriyle noktalıyor konuşmasını.
‘Telefonlarımız susmuyor’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sözcüsü Fidan Ataselim ise ceza infaz düzenlemesinin bu kadar karışık bir dille komisyondan geçirilmesinin ‘kasti’ yapıldığına dikkat çekiyor. İnfaz düzenlemesiyle ilgili yüksek tepkilerin gelmesinin bu duruma yol açtığını belirten Ataselim, her halukarda yapılanın yanlış olduğunu söylüyor.
“Günlerdir telefonlarımız susmuyor” diyen Ataselim, şu gelişmeleri aktardı: “Öldürülen kadınların aileleri, şiddete uğrayan kadınlar, tecevüze uğrayan kadınlar, istismara uğrayan kadınlar, çocukların aileleri arıyor. ‘Bu bizi de ilgilendiriyor mu? Nasıl yani dışarı mı çıkacaklar? Af mı çıkıyor?’ diyorlar. Hala ‘bizi ilgilendirmiyor’ diye net bir cevap veremiyoruz. Evet, her birini ilgilendiriyor bu düzenleme. Ve kaydı saklı olan maddelerinden tutun da salıverildikleri zaman cezasızlığın arttırılması anlamına gelecek olan bir tür aslında meşruiyet zemini yaratılıyor.”
‘Erkekler çıkınca öldürüyor’
Cezaevlerinde bulunan hiç kimsenin salgın hastalıktan mağdur olmalarını istemediklerini söyleyen Ataselim, “Elbette ki bu salgın günlerinde kimsenin kötü koşullarda yaşamak zorunda bırakılmasına taraftar değiliz” diyor ve şu ifadelerde bulunuyor: “Bizi böyle bir noktaya sıkıştırmaya çalışmasınlar. Kimsenin buna hakkı yok. Elbette ki herkesin her koşulda yaşamak birincil önceliğidir, temel haktır. Ama asıl kritik olan cezaevlerinde ne tür önlemler alındığıdır. Tabii ki ölüme mahkum edilmemelidir hiç kimse. Ama bu düzenlemeyle birlikte hele ki karantina koşullarında, kadınlar ve çocuklar için ikincil ve üçüncül şiddet anlamına gelecek olan faillerin, suçluların yarın öbür gün çıkıyor olma ihtimali bile bu tehlikeyi ve bu tedirginliği arttırıyor. Bu yüzden cinsel suçların, kadın cinayetlerinin affı durumu söz konusu olamaz. İndirim durumu söz konusu olamaz. Çünkü bu şiddeti arttıracak olan bir durum. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği var. Çünkü normal koşullarda bile şiddet uygulayan erkekler, öldüren erkekler, istismar eden erkekler, izinli çıktıkları zaman bu şiddeti devam ettirdiler. Açık infaz kurumlarından firar edip izinli çıkıp kadınları öldüren erkekler var. Normal koşullarda bile bu böyleyken şimdi bir de kendi elimizle bunun serbest bırakıldığını düşünmek bile istemiyoruz. Bu durum birçok açıdan dahi söz konusu olamaz.”
Düzenleme çelişkilerle dolu
Ceza infaz düzenlemesinde çelişkiler olduğunu da vurgulayan Ataselim, “Düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklu olanlar var, gerçek habercilik yaptıkları için cezaevlerinde bulunan gazeteciler, savunma hakkını yerine getirdikleri için tutuklu olan avukatlar var. Bu tutuklularla ilgili hiçbir düzenlemeye gidilmeyip tam tersine ağırlaştırıcı şeylerle karşılaşırken kadına yönelik suçlarla ilgili olarak bu tür bir düzenlemenin önümüze konuluyor olması çok büyük bir çelişkidir. Kadınlar ve aileler şunu söylüyor: Biz affetmedik ki, devlet bizim adımıza kimi affediyor. Bu çok haklı bir durum. Bu suçlular dışarı çıktığı zaman kamu zarar görmeyebilir ama kadın ve çocukların zarar göreceği çok açıktır” dedi.
Yeni mücadele yolları
Sözlerinin devamında kadınlar ve çocuklar açısından iktidar eliyle oluşturulan tehlikeye de dikkat çeken Ataselim, şu cümleleri sarf etti: “İnsanı yaşat ki devlet de yaşasın sloganı AKP hükümetinin sloganı mıdır? Hangi insanı yaşatmaktan bahsediyoruz peki? Yani kadınların yaşam hakkı çocukların yaşam hakkı, vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığı hakkı bugünlerde ikincil konuma atılacak bir şey olarak mı düşünülüyor? Bunu soruyorum. Bu düzenleme söz konusu dahi olamaz. Bu durum kadınlar ve çocuklar için nasıl tehlikeliyse bir başka boyutuyla da şu anda milyonlarca emekçinin çalışmak zorunda olması çok içler acısı bir durumdur. Korona emekçileri etkilemeyecek mi? ‘Hayat eve sığar’ diyorlar, bu nasıl bir çelişki? Ama bütün toplum bunu görüyor. Zor zamanlar bizi aklımızı daha çok kullanmaya itmiştir, aklımızı daha fazla kullandığımız bugünlerde çıkış ve çözümle ilgili mücadele yolları için belki daha örgütlü bir şekilde mücadele etmemizle ilgili önemli imkanlar yaratmalıyız diye düşünüyorum.”
Ceza infaz düzenlemesi Meclis’ten geçerse, bir kısmı hemen bir kısmı önümüzdeki aylarda ya da önümüzdeki yıl serbest kalması muhtemel olan birçok isim var. Ceza infaz düzenlemesinde yer alan bazı maddeler dolaylı ve karmaşık olduğundan çeşitli ‘hileler’ barındırdığı düşünülüyor. Her ne olursa olsun kadın örgütleri hukukçular ve insan hakları savunucuları, ceza infaz düzenlemesinin ayrımcı, tehlikeli ve mağduriyet yarattığı konusunda hemfikir.