Eski tarihlerde su gücünden yararlanarak değirmenlerde tahıl öğütülürdü. Günümüzde ise su ve rüzgarla dönen değirmenler enerji üretimleriyle gündemimizde. Nerede akarsu var ise önüne bentler kurarak yüzlerce HES ve baraj bu nedenle inşa edildi. Elbette her değirmenin olduğu gibi bu HES ve barajların da bir ömrü var. Projelerde biçilen ömür baraj yapısının dayanma ve barajların alivyonla dolmasıyla ilgilidir. Ancak baraj ömrünü asıl belirleyen şey olan su varlığının giderek azalması ve barajlara yeteri kadar suyun taşınamaması sonucunda yaşanacak. Günümüzde bu bağlamda oldukça fazla örneklere sahibiz.
Ancak yazı konumuz bu değil. Başlıkta belirttiğimiz gibi ‘taşıma suyla değirmen döner mi?’ sorusuna örnek oluşturan girişimlerden söz edeceğiz. Özelleştirme sürecine bağlanan kamu kurumu Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) Genel Müdürü izzet Alagöz, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, pompaj depolamalı hidroelektrik santral (PHES) yatırımına hazırlandıklarını belirtti. Bu amaçla kullanabilecekleri 7 HES’in portföylerinde yer aldığını ve teknik altyapısı ile şartnamelerinin hazırlığıyla meşgul olduklarını söyledi.
Alagöz bu işi nasıl yapacaklarını ise şu sözlerle tarif etti: “Pompaj HES’in mevcut suyunu belli bir depolama sistemiyle devir daim etmek. Varolan suyu elektrik fiyatının çok uygun olduğu saatlerde yukarıya pompalayarak yüksek bir irtifa kazandırarak elektriğe çok ihtiyaç duyulan saatlerde, yani prime-time’da bu sudan elektrik elde ederek şebekeyi besliyorsunuz.” Genel müdürün verdiği bilgi yeterli değil ve bu nedenle biraz genişletilmeye ihtiyaç var.
Çinli Gezhouba Group, KAF Teknik Yapı ve General Elektrik (GE) işbirliğiyle Isparta’da Eğirdir Gölü’nden yararlanılarak 1000 megavatlık pompaj depolamalı hidroelektrik santralinin (PHES) inşaatına içinde bulunduğumuz Ocak ayında başlanacağı açıklanmıştı. Santralin inşa çalışmalarının başlamasından itibaren 75 ay içinde tamamlanarak faaliyete geçeceği belirtildi. General Elektrik (GE) Hidroelektrik Bölümü Türkiye ve Ortadoğu Üst Yöneticisi Marwan Al Roub, Isparta’da kurulacak 1000 megavatlık pompaj depolamalı hidroelektrik santrali için 4 adet 250 megavatlık özel çift yönlü türbin ve ekipmanlarının kullanılacağını açıklamıştı.
Projeyi yapacaklarını açıklayan sermaye gurupları da Alagöz gibi santralin işleyişini anlatmıştı. Güç talebinin az olduğu zamanlarda suyu yüksekteki havuza elektrikli devasa güçteki motorlarla basılacak. Enerji talebi yani fiyatının yüksek olduğu saat ve günlerde ise suyu aşağıya basıp enerji üretilecek. 1000 MW’lık pompaj depolamalı hidroelektrik santral (PHES) için söz edilen ‘havuza’ su her geçen gün suları çekilen Eğridir Gölü’nden alınacak. Bu durum ise Eğirdir için büyük bir susuzlukla birlikte geri döndürülemez ölçekte felakete neden olunacak.
Hasankeyf gibi tarihi bir kenti yok eden Ilısu Barajı’nın kapasitesinin 1200 MW olduğunu düşündüğümüzde PHES için oluşturulacak ‘havuzun’ kapasitesi hepimize bir fikir vermektedir. Eğirdir Gölü PHES için oluşturulacak ‘havuzdan’ 175m3/sn su ihtiyacı gerekeceği ve ‘havuzun’ kurulacağı su düşüş yüksekliği ise 672 metre olacağı projede belirtiliyor.
PHES, elektrik enerjisinin ucuz olduğu yani talebin düşük olduğu zaman dilimlerinde pompa modunda çalıştırılarak 1 km yukarıya su basarken ciddi bir enerji harcanacak ve üst ‘havuzda’ toplanan su bu kez elektrik talebinin yani fiyatının yüksek olduğu zamanlarda tribünlerden geçirilerek enerji üretilecek. Bu işler yapılırken ‘havuz’ diye belirtilen şey büyük bir baraj göleti oluşturulacak. Kurumaya yüz tutan Eğirdir Gölü’nün sularına ise inşa edilmek istenen PHES hükmedecek.
Taşıma suyla değirmeni çevrilecek olan santralin tüm su ihtiyacı Eğirdir Gölü’nden sağlanacak. Bugüne kadar Eğirdir Gölü’nü besleyen akarsu, dere, çay ve yüzey sularının önüne çok sayıda gölet, baraj ve HES yapıldı. Bu yapılar nedeniyle gölün beslenmesi için gerekli olan suların göle ulaşamaması ve göl havzasında binlerce yasal ya da yasal olmayan kuyu ile birlikte Eğirdir Gölü kurumaya başlamış göller arasında yer alıyor.
Son 10 yılda yaşanan su kayırlarıyla 84 kilometrekare küçülen Eğirdir Gölü’nün tabandan bağlı olduğu Beyşehir Gölü’nün yüzeyinde de son 20 yılda 112 kilometrekare küçülme olaması ve ortalama derinliğin ise 26 metreden 5.5 metreye düşmüş olması felaketin boyutunu göstermektedir. Bu yaşanan sürece rağmen PHES inşa edilmek istenmesi sadece Eğirdir’in değil aynı zamanda Beyşehir Gölü’nün de idam fermanı olurken, G. Müdür Alagöz’ün söz ettiği ancak açıklamadığı 7 HES’in bulunduğu bölgeler de aynı kaderle yüz yüze kalacak.
AKP iktidarının varlık nedeni, sermayeye her konuda alan açmak. Bu uğurda yapamayacakları bir şey olmadığını bugüne kadar yaptıklarından görmek mümkün. Enerji basarak biriktirdikleri suyla enerji üretmeye kalkmanın bir mantığı olamaz. Böyle bir işe kalkışmak ancak su kurnazlarının işi olabilir. Anormal bir dönemde yaşıyoruz ve bu anormallikte ‘su benim ne yapmak istersem onu yaparım’ diyen bir akıl var. Bu aklın suyun bir doğal varlık olduğunu düşünmesi beklenemez. Doğal yaşamdan, bizlerden çalınan yaşam pınarımıza kelepçe takanları seyremi dalacağız?