HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, iktidar açlık grevinde olanların taleplerin kabul edilmesi noktasında adım atması gerektiğini söyledi. Taşdemir, “Leyla Güven’in sağlık durumu kritik aşamaya geldi. Sağlık sorunlarına dair ciddi kaygılarımız var” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 64 gündür süresiz – dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemi, 9 Ocak 2013 tarihinde Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan’ın Paris’te katledilişinin 6’ncı yıl dönümü ile 5 Ocak 2016 tarihinde Silopi’de öldürülen Pakize Nayır, Seve Demir ve Fatma Uyar’a ilişkin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
Taşdemir, Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin inkar ve asimilasyoncu politikaları dayatan zihniyetin geliştirdiği bir komplo sonucu olduğunu söyledi. Taşdemir, katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala aydınlatılmadığını hatırlatarak, katliamı gerçekleştirenlerin korunduğunu ifade etti.
‘Komployu kimin işlediğini biliyoruz’
Taşdemir, şöyle devam etti: “Tetikçi Ömer Güney’in katliamdan önce Türkiye’ye geldiği cinayetin nasıl işleneceğine dair deliller mevcuttur. Bunlar iddia değil hakikatin kendisidir. Fransız makamlarında yürütülen soruşturmada da benzer içerikler yer alıyor. Fransız makamların Türkiye’den bilgi talep ettiğini ancak bilgilerin verilmediğini ve örtbas edildiğini, üstünün örtüldüğünü biliyoruz. Eğer bunun üstünün örtülmediği iddia ediliyorsa bizim verdiğimiz önergelerin kabul edilmesi, araştırma komisyonunun kurulması gerekiyordu, ancak dün tekrar getirdiğimiz önerge AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Bu komployu kimin işlediğini biliyoruz. 100 yıl da geçse halklar ve kadınlar bunun peşini bırakmayacaktır.”
‘Güven’in durumu kritik aşamada’
Taşdemir, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 64 gündür açlık grevinde olan Milletvekili Leyla Güven’in eylemine ve sağlık durumuna ilişkin de bilgi verdi. Güven’in birkaç gündür avukat görüşüne çıkamadığını ancak dün avukatlarıyla bir görüşme gerçekleştirdiğini aktararak, “Leyla Güven’in sağlık durumu kritik aşamaya geldi. Sağlık sorunlarına dair ciddi kaygılarımız var. Güven’in bu tarihsel mücadelesi onunla sınırlı kalmadı, bu direniş cezaevlerinde, Hewler’de ve Avrupa’da yayılmış durumda. Türkiye’de cezaevleri tarihi bir mücadele tarihi kadar maalesef katliamlar tarihidir. Bu açlık grevleri karşısında da katliamların ve ölümlerin yaşanmaması konusunda herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz. İktidar da bir an önce bu sessiz pozisyondan vazgeçmeli, taleplerin kabul edilmesi noktasında adım atmalıdır. 30’a yakın cezaevinde 100’e yakın tutsak, açlık grevlerini sürdürüyor” diye belirtti. Yayılan açlık grevlerinin tüm toplumun benimsediği bir hakikat olan tecridin kaldırılması talebiyle olduğuna dikkat çeken Taşdemir, “Açlık grevinde olan tutsaklar kendi yaşadıkları hak ihlallerine karşı bu grevi başlatmadılar. Bir hakikate dikkat çekmek istediler. ‘Leyla Güven’in talebi talebimizdir’ şiarı ile somutlaşan talep Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesidir. Bu tecridin İmralı ile sınırlı olmadığını tutsaklar çok iyi biliyorlar. Türkiye’nin sorunlarını demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini bizler de tutsaklar da çok iyi biliyor. Bu tecrit, ülkenin geleceğine dair bir tecrittir” dedi.
‘Hepimizin bu direnişe ses olma zamandır’
Taşdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün Ortadoğu’da, Suriye’de Kürt düşmanlığı üzerinden savaş çığırtkanlığı yapılıyor. Hem Suriye’de, Ortadoğu’da hem dört parçadaki sorunların çözümünde Sayın Abdullah Öcalan’ın nasıl ön açıcı olduğunu biliyoruz. Tecridin kırılmasını talep etmek halkların bir arada yaşamasını savunmaktır. Herkesin Leyla Güven’in sesine ses vermesi çağrısında bulunuyoruz. Leyla Güven, mücadele deneyimi ve siyasette gerçekleştirdiği perspektifle bir yol göstericidir. Kadınlar olarak Leyla Güven’in sesine ses vermek zorundayız. Leyla Güven, hepimiz adına direniyor. Hepimizin bu direnişe ses olma zamandır.”
Başaran: Güven’in durumu hayati aşamadadır
Öte yandan,Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Demokratik toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in durumuna dair yazılı açıklama yaptı.
171 siyasi tutsak süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde
Güven’in, su dahil sıvı alamadığına dikkat çekilen açıklamanın devamında şöyle denildi: “Güven, avukat görüş yeri, bulunduğu koğuşa yakın olmasına rağmen avukat görüşüne çıkamıyor. Yaklaşık 15 kilo kaybı yaşayan Leyla Güven, ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor, tek başına yürüyemiyor. Konuşma zorluğu, ses ve görüntüye duyarlılık, bilinç bulanıklığı gibi sorunlar yaşamaya başlayan Leyla Güven’in durumundan cezaevi yönetimi de iktidar çevreleri de haberdar. Yine İmralı’daki tecrit koşullarının sonlandırılması amacıyla 27 Kasım tarihinde cezaevlerinde başlayan açlık grevleri 45’inci gününe girerken gittikçe yayılıyor. Bugün itibariyle çok sayıda cezaevinde en az 171 siyasi tutsak süresiz-dönüşümsüz bir şekilde açlık grevi eylemini sürdürüyor ve eylem ile birlikte yapılan saldırılar, hücre ve disiplin cezaları cezaevlerindeki durumu gittikçe ağırlaştırıyor. Kamuoyuna, uluslararası camiaya, hukuk ve insan hakları çevrelerine, tüm sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi herkese acilen harekete geçme ve demokratik tepkisini gösterme çağrısı yapıyoruz.”
Kaynak: MA