Tutukluların yemeklerine tuvalet suyu karıştırmasıyla gündeme gelen Tarsus Cezaevi’ndeki hak ihlallerine yenileri ekleniyor. Kaldığı Tarsus Cezaevi’nden gönderdiği mektupla ihlalleri dile getiren Davut Esen, ihlallerin sadece bir kısmını yazabildiği notunu düştü.
Açıldığı günden beri tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlalleriyle gündeme gelen Mersin-Tarsus T Tipi Cezaevi, geçen günlerde yemeklere tuvalet suyu dökülmesi, tutukluların tehdit edilmesi ve süngerli odalarda işkence yapılması haberleriyle gündeme oturmuştu. 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde kalan siyasi tutuklulardan biri olan Davut Esen, gönderdiği mektupla cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlattı.
‘IŞİD’lilerle aynı koridoru kullanma dayatması’
9 aydır Tarsus Cezaevi’nde bulunduğunu belirten Esen, hak ihlallerine ilişkin cezaevi idaresi ile defalarca görüşme yapıp, bu konuda dilekçe verdiklerini aktardıklarını ancak bu zamana kadar hiçbir sonuç alamadıklarını kaydetti.
Gülen cemaati ve IŞİD tutuklularıyla aynı koridorda kalmak zorunda bırakıldıklarını belirten Esen, mektubunda “Koridorda sürekli IŞİD ve FETÖ mensuplarıyla karşılaşmak durumunda kalmaktayız. Bu kişiler hem şahsıma hem de arkadaşlarıma ve değerlerimize hakarete, tacize varan söylemler geliştirmektedir. Fiziki olarak ortak kullandığımız havalandırmaya çıktığımızda üzerimize odalarından yaralayıcı, sert cisimler fırlatılmaktadır” diye yazdı.
‘Askeri uygulamalar dayatılıyor’
Yine cezaevi koridorlarında tek sıra halinde yürütüldüklerini bildiren Esen, maruz kaldıkları diğer hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Hükümlü ve tutuklulara koridorda duvar dibinde tek sıra halinde yürüme ve benzeri askeri uygulamalar dayatılmaktadır. Tüm sosyal faaliyetlerimiz yasaklanmış durumda. Atölye, sinema, sohbet gibi faaliyetler uygulanmamaktadır. Kapalı ve açık görüşlerimiz yarım saat ile sınırlandırılmış durumda. Kimi arkadaşlarımızın ailesi bin kilometre uzaklıktan senede bir kez gelebilmekte. Cezaevinde nicelik ve nitelik bakımından sınırlı kitap bulunmakta. Talep ettiğimizdeyse bir kitap kotası getirilmekte ve buna sözlük, ansiklopedi de dahil edilmekte.”
‘Tek renk ve tek tip traş dayatılıyor’
Esen, aileleri tarafından yollanan eşyaların kendilerine verilmediğine de dikkat çekti. Yollanan çorap, iç çamaşırı vb. eşyaların hiçbir kanuni dayanağı olmadan cezaevi deposuna konulduğunu söyleyen Esen, “Cezaevi kantininde yer alan tek bir renk ve tarzdaki giyim eşyalarının alınması zorunlu kılınmaya çalışılmakta. Her cezaevinde bulunan iç posta bu cezaevinde keyfi bir şekilde engellenmektedir. Arkadaşlarımızla toplu fotoğraf çekimi yapmamız yasaklanmış durumda. Hemen bir koridor uzaklıkta bulunan arkadaşıma yazdığım mektup, posta ile gönderme uygulamasından aylar sonra alıcısına ulaşmaktadır. Cezaevinde berber bulunmayıp, bu ihtiyaç adli hükümlü ve tutuklular tarafından yapılmakta ve koridorda icra edilmektedir. Tarak ve makas verilmeyerek, tek tip tarz traşa mecbur bırakılmaktayız” dedi.
‘Sadece bir kısmını yazabildim’
Cezaevinde yoğun baskılar olduğunu dile getiren Esen, maruz kaldıkları hak ihlalleri ve uygulamaların sadece bir kısmını yazabildiğini de kaleme aldığı mektubuna not düştü. Esen, bu nedenle kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.