Muhtemelen bu karakter bozuklukları nedeniyle, toplum içinde değişim heyecanını muhalefetin yuvarlak masası değil, Tarkan’ın ‘Geççek’ bombası patlattı
Zafer Yörük
Batı’da yerleşik Türk imgelerinden biri de Mekanik Türk’tür. Bazı nahoş yönleri olması nedeniyle olsa gerek Türkiye’de pek bilinmez. Oysa girdiği her oyunu mutlak kazanan bir satranç ustasıdır mekanik Türk. Uygarlık tarihinin bilinen belki de ilk robotu olan ve 85 yıllık hayatı boyunca Avrupa ve Amerika’yı gezen bu makine, ne yazık ki büyük Philadelphia yangınında yok oldu. Mucidi Wolfgang von Kempelen ve daha sonraki sahibi Johann Maelzel de sırlarını mezara götürdüler. Bu nedenle, mekanik Türk’ün nasıl çalıştığı üzerine birçok spekülasyon yapıldı. Bunlardan en makbulü, Türk’ün yapışık olduğu masanın altında bir satranç ustası kişinin olduğu ve aşağıda kurulmuş bir mekanizma yordamıyla kuklanın hamleleri yapmasını sağladığıydı. Hiçbir zaman kanıtlanamamış olan bu iddia, Alman düşünür Walter Benjamin’in ‘Tarih Kavramı Üzerine Tezler’inin başlıca ilham kaynağıydı. Geçtiğimiz hafta ise Devlet Bahçeli, altı muhalefet liderinin son yuvarlak masa toplantısı üzerine benzer bir iddiayı ortaya attı. Bahçeli’ye göre, masanın etrafında bir araya gelerek tek vücut olan muhalif Türk, masa altındaki HDP (Kürt) tarafından sevk ve idare ediliyor.
Durumun böyle olmadığı biliniyor. HDP, o masaya hakim ırkçı zihniyet tarafından açıkça dışlandı. Bunu bir olumsuzluk olarak yorumlamak son derece haklı olmakla birlikte masanın arz ettiği tablonun olumsuzluklarına bakarak, oraya bulaşmamış olmanın bir avantaj olduğu da düşünülebilir. Irkçı zihniyetin toplumun genel eğilimini yansıttığı iddia edilebilir ama seçmen kitlesinin cinsiyetler arası eşit dağıldığı bir toplumu yönetmeye aday o blok içinde altıda bir oranında kadın varlığı ve çoğunluğu genç nüfustan oluşan bir toplumun aksine masada yaş ortalamasının 63 oluşu gibi veriler; çoğunluğun hassasiyetlerinin gözetildiği savunmasını çürütüyor.
Muhtemelen bu karakter bozuklukları nedeniyle, toplum içinde değişim heyecanını muhalefetin yuvarlak masası değil, Tarkan’ın ‘Geççek’ bombası patlattı. ‘Geççek’ şimdiden, Sedat Peker videolarının geçen yıldan bakiye izlenme rekorunu zorluyor. Tarkan’da şeytan tüyü var; yuvarlak masa etrafındaki milliyetçi ve mukaddesatçı ihtiyar heyetinde hiç bulunmayan bir şey.
Tarihsel analojileri sürdürürsek, muhalefetin bugünkü hazırlıkları, İngiltere İşçi Partisi’nin seçilebilir bir siyasal hareket haline gelmek adına yaptığı hazırlıkları çağrıştırıyor. Muhafazakar lider Margaret Thatcher, 1979’da iktidara gelmiş ve on bir yıllık iktidarı boyunca ülkeyi ekonomi, toplum, siyaset ve ideoloji düzeylerinde topyekun bir makas değişimine zorlamıştı. Thatcher düştükten sonra John Major önderliğindeki muhafazakar parti yedi yıl daha ülkeyi Yeni Sağ politikalarla aynı istikamette yönetmeyi sürdürecekti. Bu süre zarfında İngiltere İşçi Partisi, programını ülkenin raydan çıkarılarak sokulduğu yeni sağ rotaya uygun olarak revize etmekle meşguldü. Üretim araçlarının kamusal mülkiyeti ve sendikalarla organik bağ gibi kurucu ilkeleri tüzük ve programından çıkardı. Tony Blair adlı bir sağ siyasetçiyi partinin başına seçti ve sonunda 1997 seçimlerini kazanarak iktidara gelmeyi başardı. Blair’in temel icraatı, Irak işgalinde ABD yönetimini desteklemek oldu. Ülke bir kez makas değiştirmişti ve muhalefetin iktidar olması, yeni sağ olarak çizilmiş rotada makinist ya da şimendifer değişiminden başka bir anlam ifade etmiyordu.
AKP yönetimi ve Erdoğan rejimi, 2000’lerin başından bu yana ancak Thatcher İngilteresi ile kıyaslanabilecek bir makas değişimini dayatıyor. Önce ordu, yargı ve eğitim başta olmak üzere devralınan kurumlar ortadan kaldırıldı; sonra ülkenin zorlandığı siyasal İslamcı faşizan rotaya uygun Diyanet, tarikatlar, vakıflar vb. üzerinden yeni bir devlet inşası başladı. Ekonomide tam yol özelleştirme ve hazine kaynaklarının satışı yanında kamu ihaleleri üzerinden ortaya çıkan oligarkların öne çıktığı bir yeniden yapılanma gerçekleşti. Yuvarlak masa muhalefeti işte bu rayından çıkarılmış ve başka bir rotaya zorlanmış ülke treninde bir makinist ya da şimendifer değişimi vaadiyle iktidara gelmeyi umuyor artık. Makinist, lokomotife parlamenter sistem getirecek ama dış siyaset, ekonomi, ekoloji, demokrasi ve ulusal sorun üzerine bir gelecek tahayyülü ya da yeni bir rota yerine yuvarlak laflar etmekle yetinerek yola devam diyecek belli ki.
İşte HDP’nin o masada bulunmaması bu nedenlerle iyi olmuştur. Böyle kalması da iyi olacaktır. Bahçeli’nin iddia ettiği gibi masanın altından değil ama dışından radikal bir toplumsal tahayyül çerçevesinde getireceği eleştiriler, ülkenin kaderini altılı erkek egemen ihtiyar heyetine teslim olmaktan kurtarma umudunu canlı tutacaktır. Tarkan’ın ‘geççek’ bombası gibi.
Altılı muhalefete gelince: Bahçeli’nin hayal gücünün çağrıştırdığı Mekanik Türk, içinde yaşadığı çağın 15 büyük satranç ustasının hepsi yanında bilim dehası Benjamin Franklin ve yenilmez komutan Napoleon’u da dize getirmeyi başarmıştı. Altılı muhalefet cephesi de Erdoğan ve AKP karşısında benzer bir başarıyı gösterebilirse bu kez Mekanik Türk’ü yeniden tarihe gömmek, HDP başta olmak üzere demokratik siyasetin birinci hedefi olacaktır.