Ayak üstü durmak her zaman iyidir. Ayaklar üzerinde durabilirse insan yürür, yol alabilir. Başüstü durmak zorunda bırakılan hiçbir canlı yürüyemez, yol alamaz. Hatta öyle ki, başüstü duran insan, zamanla hiçbir şey yapamaz hale gelir. Çünkü kan başına toplanır; önce beyin dumur olur, sonrası mefta. Tarımda durum şimdilerde tam da böyle!
Nasıl?
Türkiye’de şu an tarım başüstü halde, beyni dumur olmak üzere. Bu ne bir varsayım ne bir iddia. Hala yaşandığı, görüldüğü ve bilindiği üzere, gerçek! Her şey göz önünde oluyor çünkü. Eğer tarımın beyni dumur olmasaydı; sanayiciye verilen buğday sübvanse edilmez, üretimin ilk halkasındaki çiftçi desteklenirdi, yani üretim teşvik edilirdi. Son halka olan gıda fiyatlarında katma değer vergisi-KDV’de indirime gidilmez, “cambaza bak” oyunu oynanmaz, çiftçinin kullandığı mazotun KDV ve özel tüketim vergisi-ÖTV yüzde 1’lere indirilirdi.
Bakalım
2007 yılından bu yana çiftçilerin hakkı olan destekler tam verilseydi, üreticiler, kamu ve özel bankalardan kredi almak durumunda kalmazdı. Şöyle ki; Hükümetin 2007’den bu yana tarım desteklerini eksik vermesinden kaynaklı çiftçilerin devletten alacağı şu an itibarıyla 200 milyar TL’nin üzerinde. Bankaların çiftçilerden alacağı olan kredi borcu ile çiftçilerin piyasaya borçları ise 200 milyar TL civarında. Bu durumun kendisi tarımın yönetilemediği, başüstü halde olduğunun önemli kanıtlarından biri zaten.
Hele bunlar
– Gübre verimliliği arttırmak için gerekli. Önemli! Gübreye yapılan
% 342 zammın ardından,
% 30 indirim yapınca,
İndirim mi yapılmış oluyor,
– Zamanımızda mazot olmadan üretim yapabilmek neredeyse mümkün değil. Neden mazotta KDV’de indirime gidilmiyor, ÖTV kaldırılmıyor? Ama gıda fiyatlarında KDV’nin yüzde bire çekilmesiyle gıdanın ucuzlayacağı mı sanılıyor?
– Sulama, verimliliği artıran en önemli tarımsal girdilerden biri, fakat enerji şirketleri kazansın diye elektrik fiyatlarının yükselmesinin önüne geçilmiyor. Bunun tarımı ayakların üzerine dikeceğine inanan bir Allah’ın kulu var mı? Elbette örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Bu politikalarla bırakın tarım ve gıdada geleceği, bugün bile kotarılamaz.
O halde
Eğer, tarımın başüstü değil ayakları üzerinde durmasına yönelik politikalar oluşturulur ve uygulanırsa, yani tarım, kredi faizleri ile bankaları, vergileriyle devleti ve sürekli artan fiyatlar ile girdi şirketlerini beslemek zorunda bırakılmaz, tarımın kazancı tekrardan tarıma döndürülebilirse, tarım ayaklarının üzerine dikilir, insanlar beslenmiş olur. Gerisi lafügüzaf…