Bir tarihi eser daha tahrip edildi. Seyhan ilçesinde geçen yıl gün yüzüne çıkan tarihi yapının üzerine asfalt dökülüp otopark ve pazar yeri kuruldu
Adana’nın Seyhan ilçesi Beşocak Mahallesi’nde 2015 yılında arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen ve bir yıl önce belediyenin kentsel dönüşümü çalışması sonrası gün yüzüne çıkan tarihi yapı korunmak yerine ilçe belediyesi üzerine asfalt döküp, otopark ve pazaryeri yapması, tepki topladı.
Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 15 Mayıs 2015 tarihli 181 sayılı kararında ve İl Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 4 Mart 2016 tarihli 6105 sayılı kararıyla kentsel arkeolojik sit alanı olarak belirlenen bölgede geçen yıl yapılmak istenen plan değişikliği İl Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü itiraz etti.
‘Gözden geçirilsin’
Alana dair Büyükşehir Belediyesi’nin yapmak istediği plan değişikliğine ilişkin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Ağustos 2019 tarihinde kuruma yaptığı itirazda, “Söz konusu plan değişikliği alanı Kentsel Sit Alanını da kapsadığı halde ilgili yönetmelikte Kentsel Sit Alanları için tanımlanan planlama ekibinin eksik oluşturulduğu, plan açıklama raporu üzerinde idare onayının bulunmadığı, plan ve açıklama raporunun her ikisinde de meclis kararı eki olduğuna dair ibare bulunmadığı, plan müellifi ve danışmanlara ait belgelerin (Büro Tescil Belgesi, Oda Kayıt Belgesi, Diploma, Özgeçmiş vb.) gönderilmediği, gönderilen belgenin ise imzasız ve onaysız olduğu, parsel/ parseller bazında plan değişikliğine konu alan alanın mülkiyet durumuna ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmadığı, mülkiyet sahiplerinin başvurusunun/ muvafakatinin bulunup bulunmadığına değinildiğinde vb. hususlar tespit edilmiştir” denilerek söz konusu plan değişikliğinin gözden geçirilmesini istedi.
Tuğlalar 16’ncı yüzyıla işaret ediyor
Söz konusu yapının olduğu noktanın su taşkınlarının ulaşmadığı bir bölgede olup, orada eski bir yapının inşa edilmiş olmasının mümkün olduğunu dile getiren Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Fazilet Duygu Saban, “Yapının malzemesine baktığımızda kesme taş, moloz taş, tuğla gibi çok farklı malzemelerin kullanıldığını görüyoruz. Kesme taş duvar işçiliği özenle yapılmış ve o boyutlarda kesme taş malzemelerin çoğunlukla anıtsal olan yapılarda kullanıldığını biliyoruz. Yapısal olarak kullanılan malzemelerin farklılığı dikkat çekiyor. Farklı dönemlerde de inşa edilmiş olabilir. Kapı boşluğunun iki kenarındaki tuğlaların sonradan eklendiği belli ve bu tuğlalar harman tuğlası yani bu tuğlaları 16. yüzyılda da görüyoruz. Dolayısıyla bu yapının yakın zamanda inşa edilmediğini düşünüyorum. Üst kısımda yine tuğlalar görünüyor. Tuğla harpuştalar 16.yüzyılda yaygındı, belki avlu duvarıydı ancak duvarın kalınlığına baktığımızda avlu duvarı olmayabileceğini düşünüyorum, çünkü nitelikli bir duvar bu, basit bir duvar değil.”
‘Kim bilir neler var?’
“Ben yıllardır alanda çalışıyorum, parsel parsel her yeri biliyorum fakat burayı fark etmedim çünkü binaların arasında kalmış. Yani sokağa bakan bir cephesi yok. Kim bilir neler var?” diye devam eden Saban, şunları söyledi: “Ben kendi tecrübeme dayanarak bir şeyler söyleyebilirim ama bu sadece uzman görüşü, bir kanıt değil. Kesin konuşulabilmesi için belgelerin olması gerekir. Biraz önce 1960 yılı haritalarına baktık o esere dair bir şey yok. 1918 haritasına baktık, hali hazırda ulaşılabilir en eski harita, onda da yok. Yani o yapı parçasının bulunduğu adada nitelikli bir yapı gösterilmemiş. Bundan sonra eğer araştırmalar burada tarihi bir yapı olduğunu gösterirse, o zaman yeniden bir düzenleme, belki bir kazı çalışması bile yapılabilir. Ayrıntılı bilgiye ve bölgenin önemine ulaşabilmek için ancak gerekli araştırmalar ve incelemeler yapılarak elde edilebilir.”
MA / Hamdullah Kesen