CHP’li Sezgin Tanrıkulu, AKP’nin kayyım ısrarının Kürt sorununda çözmek istememesinden kaynaklandığını ifade ederek, ‘Bu gerilimli siyasetle Türkiye dört yıl geçiremez. İktidar kendine güveniyorsa sandığı ortaya koysun’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanmasına dair çeşitli çevrelerden tepkiler yükseliyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, iktidarın 3’üncü kez Colemêrg Belediyesi’ne kayyım ataması kararını Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a değerlendirdi.
‘Buna demokrasi denmez’
Kürtlerin yerelde kendi kendilerini yönetme haklarının elinden alındığını belirten Tanrıkulu, benzer bir durumun genel seçimlerde de devam ettiğini söyledi. Tanrıkulu, “Siyasi partilerin genel başkanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, ağır cezalar alıyor. Yerelde yönetemiyorsunuz, ulusal düzeyde de siyaset hakkınız yargı ve siyaset eliyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Buna demokrasi denmez, bu demokrasiye yapılan en büyük kötülüktür” diye konuştu.
1980 askeri darbesi dışında hiçbir hükümetin kayyım yöntemine başvurmadığına dikkati çeken Tanrıkulu, “Ama bu iktidar 15 Temmuz darbe girişimini ‘Allah’ın lütfu olarak’ gördü. Otokrasiye giden rejimi inşa etme sürecini dokunulmazlıkların kaldırılması ve kayyım süreciyle sürdürdü” ifadelerini kullandı.
‘Kayyım halk iradesine darbedir’
“Kayyım, halkın iradesine karşı darbedir” diyen Tanrıkulu, “Eğer siz anayasal düzende yer alan seçilmişleri ve meclislerini görevden alarak, atanmışları sürekli hale getiriyorsanız bunun adı darbedir. Anayasayı yok saymadır. Anayasayı lağvetmedir. Bu anayasaya karşı suçtur”
DEM Partili Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden uzaklaştırılmasına gerekçe yapılan “örgüt üyeliği” iddiasına değinen Tanrıkulu, “Türkiye’de var olan yargı mekanizmasında her an herkes ‘örgüt üyesi’ olabilir, bir örgüte yardımla suçlanabilir. Çünkü yargı bağımsız ve tarafsız değil. Dolayısıyla bunların arkasına sığınmak hiç kimseye inandırıcı gelmiyor” ifadelerini kullandı.
‘AKP Kürt sorununu çözmek istemiyor’
AKP’nin kayyım siyasetinde ısrarının Kürt sorununu çözmek istememesinden kaynaklandığına dikkati çeken Tanrıkulu, şunları söyledi: “AKP, Türkiye’nin Kürt meselesini demokrasiyle, toplumsal barışla, adaletle ve müzakereyle çözmek istemiyor. Meclis’te çözmek istemiyor. Sonuçta inşa ettikleri otokratik düzen kontrol edilebilir bir çatışma ve kutuplaştırmadan yanadır. Yoksa bu sonuç alınamayan kayyım politikalarında bu kadar çok ısrar etmez. Ayrıca bu bir akıl tutulmasıdır.”
AKP’nin yerel seçimlerde kayyımla girdiği her yerde oy kaybettiğine değinen Tanrıkulu, Dolayısıyla siyaseten de kaybediyorlar. Türkiye’de bu gerilimden dolayı kaybediyorlar. Silah dışında çözüm arayışlarının önünü kapatıyorlar. Kürtler kendilerini bu cumhuriyete nasıl ait hissedecekler? Seçme hakkın yok, seçilme hakkın yok. Seçilirsen görevden alınıyorsun, cezaevine giriyorsun ya da sürgüne gidiyorsun. Böyle bir adalet olur mu?” ifadelerini kullandı.
Sandık çağrısı
Kayyım sonrası gündeme gelen erken seçim tartışmalarını da değerlendiren Tanrıkulu, “Türkiye’nin nüfus olarak yüzde 65’inde; ekonomik olarak sorun yaşanan bölgelerin yüzde 85’inde iktidar partisi yok. CHP ve diğer muhalefet partileri var. 31 Mart’ta CHP birinci parti oldu. Bunun verdiği sorumlulukla AKP’ye çağrılar yaptık, görüşmeler yapıldı, yapılıyor. Fakat bu ekonomik sorunlarla, dış politikadaki çıkmazlarla ve bu gerilimli siyasetle Türkiye dört yıl geçiremez. Hem siyaseten ikinci parti olmuşsunuz ve halktan destek almamışsınız hem de en gerilimli politikaları yürütüyorsunuz. Gerçekten de iktidar kendine güveniyorsa sandığı ortaya koysun” şeklinde konuştu.
‘Kayyıma karşıyız’
Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Bu dayanışmayı daha görünür kılmak, büyütmek durumundayız. Bu bizim parti politikamızdır. Kayyım siyasetine karşıyız. Kayyım atanma düşüncesine karşıyız. 8 yıl yanlış yapıldı, tekrar yapılmasını hiçbir şekilde kabul etmeyiz.”
HABER MERKEZİ