Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Nöbetçi Genel Yönetmenliği kampanyasına katılan gazeteci Ayşe Düzkan aldığı 1 yıl 6 aylık hapis cezasının onanması üzerine önceki gün Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gitmişti. Çok sayıda gazeteci arkadaşı, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, HDP’li Milletvekili Züleyha Gülüm ve Feminist kadın örgütleri bu yolculuğunda Düzkan’ı yalnız bırakmamıştı. Düzkan cezaevine girmeden önce çeşitli cezaevlerinde bulunan gazetecilerin mektup adreslerini vererek her birine mektup yazılmasını istedi. Düzkan’ın ArtıGerçek haber sitesine yazdığı mektup şöyle:
halkın haber alma hakkı için cezaevinde bulunan bir gazeteciyi mutlu etmek, belki bir dost edinmek için onların da halini hatırını sorar mısınız?
siz bu satırları okuduğunuzda, ben de nihayet bakırköy’de cezaevinde olmayı ümit ediyorum. aslında her şeyin çok daha çabuk olacağını sanıyordum ama kimi zaman ışık hızıyla yarışan yargı bürokrasisi benim vakamda ağır işledi. türkiye, en azından benim ömrüm boyunca, bir sancılı dönemden bir başka sancılı döneme savrula geldi ama hukuk, yargı, adalet ve devlet mekanizmaları konusunda gerçekten çok çarpıcı bir dönemden geçiyoruz.
hapis cezasının ya da herhangi bir cezanın suçla, hukukla ilişkisi tamamen koptu, bazen siyasal ortam etkili, bazen de işler bir piyango gibi tesadüflerle yürüyor. (sayıştay’ın çekilişlerine güvenmememizi önerdiği milli piyango gibi değil tabii) o yüzden bu türden siyasal sebeplerle verilen hapis cezası ya da başka cezalar ne benim ne başka arkadaşların değerini belirler, bunlara bir tür sıra savmadan fazla anlam atfetmiyorum. (ayrıca kendi adıma, işsizlik yaşadığım bir dönemin daha zor olduğunu hatırlıyorum.) ülkenin üretimden, hukuktan, bilimden, eğitimden, sanattan mahrum hale geldiği, yoksulluğun, şiddetin yükseldiği bu ağır dönemde siyasal baskı, başımıza gelenlerin merkezini oluşturmuyor, ancak bir sonuç olarak ele alınabilir.
cezaevinde mektup en değerli şeylerden biri. tanışmasak da bana mektup yazarsanız, çok mutlu olurum. adresimi sosyal medya üzerinden öğrenebilirsiniz. ama dayanışma için nöbetçi yayın yönetmenliği yaptığım özgür gündem davası sebebiyle halen cezaevinde olan başka gazeteciler de var. buradan ayrılırken onları da mektupsuz bırakmamanızı rica etmek istiyorum ve isim ve adreslerini paylaşıyorum. halkın haber alma hakkı için cezaevinde bulunan bir gazeteciyi mutlu etmek, belki bir dost edinmek için onların da halini hatırını sorar mısınız? dayanışma insani ilişkilerden ibaret değil ama o ilk adım bazen çok şey demek olabilir. görüşmek üzere.
*ziya ataman: yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumu/ van
*nedim türfent: yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumu a-49 / van
*mehmet güleş: yüksek güvenlikli bir nolu kapalı cezaevi / elazığ
*idris sayılğan: e tipi kapalı cezaevi / trabzon
*hamit duman: f tipi kapalı cezaevi tuşba / van
*meltem oktay: m tipi kadın kapalı cezaevi gebze / kocaeli
*zehra doğan: kampüs kapalı kadın ceza infaz kurumu tarsus / mersin
*abdulkadir turay: e tipi kapalı cezaevi / mardin
*abdulhalik kaya: l tipi kapalı cezaevi a 3-1 kalkandere /rize
*özlem seyhan: e tipi kadın kapalı cezaevi bağlar / diyarbakır
*mizgin aydın: m tipi kadın kapalı cezaevi gebze / kocaeli
*kibriye evren: e tipi kadın kapalı cezaevi bağlar / diyarbakır
*reyhan hacıoğlu: bakırköy kadın kapalı cezaevi
*hicran ürün: bakırköy kadın kapalı cezaevi
*mehmet ali çelebi: silivri 5 no’lu kapalı ceza evi
*ishak yasul: silivri 5 no’lu kapalı cezaevi
*ihsan yaşar: silivri 5 no’lu kapalı cezaevi
*ayşe düzkan: bakırköy kadın kapalı cezaevi