SES Şişli Şube Eşbaşkanı Abuzer Aslan, tedbir alınmada geç kalındığını söyleyerek ‘Talebimiz alkış değil, güvenli çalışma ortamıdır’dedi
Dünya ile birlikte Türkiye’ye de giderek yayılan koronavirüsü salgını ile mücadelede en zorlu görev sağlık çalışanlarında. Virüse yakalananlarla yakın temas halinde olmalarından ötürü en büyük risk grubunu oluşturan doktorlar, hemşireler ve hasta bakıcılar, çoğunlukla 7/24’e varan çalışma süreleri içerisinde mesleklerinin gereklerini yerine getirme çabasında.
Hastalığın Türkiye’de görülmesinden bu yana çoğu evlerine dahi gidemeyen sağlık çalışanlarına destek için her akşam saat 21.00’de alkış çalma eylemi gerçekleştiriliyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası (SES) Şişli Şube Eşbaşkanı Abuzer Aslan, bugün önemleri daha iyi anlaşılan sağlık çalışanlarının zorlu çalışma koşullarını, şimdiye değim göz ardı edilip, karşılanmayan taleplerini hatırlattı.
‘Mesleğimize saygı
Öncelikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlık çalışanları için balkonlardan alkış çalınması yönünde yaptığı çağrı üzerinde duran Kaya, halkın alkış tutması gönüllerini okşasa da, yöneticilerin alkış tutmasının kendilerine aynı hissi yaşatmadığını ifade etti.
Kaya, nedenini ise şöyle dile getirdi: “Çünkü ne sağlık emekçileri futbol sahasında ne de millet tribünlerde. Belki ilk kez alkışlanmış olmak gururumuzu okşadı. Bugüne kadar ağır çalışma koşulları, hakaret, vurma, öldürülme dışında payımıza düşen bir şey olmuyordu. Sağlık emekçileri, yöneticiler sırtımızı sıvazlasın diye bu mesleği yapmıyor. Her zaman çok zordu koşullarımız. Mesleğimize ve emeğimize saygı duyulması için salgınları mı beklememiz gerekiyordu?”
Ekipman eksik
Sağlık emekçilerinin özellikle de bugün çözüm bekleyen hayati problemleri olduğunu söyleyen Aslan, birçok hastanede yeterince koruyucu ekipman dahi olmadığı yönüne kendilerine şikayetler geldiğini paylaştı.
Öyle ki bazı hastanelerdeki sağlık çalışanlarına günde sadece bir adet cerrahi maskenin, onun da imza karşılığı verildiğini belirten Aslan, “Yine göğüs hastalıkları polikliniği çalışanları solunum testi yaparken direkt hastaların nefes üflediği alanlarda çalışmaya devam ediyorlar. Halen herkesi enfekte etmeden nasıl çalışılacağının planlaması yapılmamış. Hastanelerde çalışanlarla bilgi paylaşımı yapılmıyor. Yani bizleri, sağlık meslek örgütlerini bilgilendirmiyorlar. Bu nedenle ortaklaşamıyoruz. Çalışanlar devre dışı bırakılıyor. İdareler de bilgi paylaşımında bulunmuyorlar. Böyle sıkıntılarımız var” dedi. Aslan, bu sıkıntıları ise ancak ortak bilinçle hareket ederek aşabileceklerini ekledi.
Tedbir alınmadı
Salgınla mücadelede geç kalındığını da belirten Aslan, şimdiye kadar her hastanede karantina bölümünün açık ve aktif olması gerektiğini, ancak bunun halen sağlanamadığına işaret etti.
Virüs yaklaşık 4 ay önce Çin’den dünyaya yayılmaya başlamasına rağmen tedbir almada gecikme yaşandığını vurgulayan Aslan, şunları kaydetti: “Henüz iki gün öncesinde bazı hastaneler ‘pandemi hastanesi’ olarak ilan edildi. Yani bu şimdi mi yapılacaktı? 19 Aralık 2019’da Çin’de başlayıp dünyaya yayıldığını bildiğimiz halde, tüm devlet hastanelerinde karantina bölümünün kurulması gerekiyordu. Şimdi acil durumlar dışında poliklinik hizmetinin devam etmesi kadar saçma bir şey olamaz. Yani virüs bu kadar hızlı yayılırken, insanlar bu kadar zor durumdayken, her gün binlerce insan hastanelere girip çıkıyor. İnsanlar risk altında, çalışanlar risk altında. Toplu taşıma araçlarıyla gelip gidecekler. Bir an önce zorunlu olmayan polikliniklerin kapatılması gerekiyor.”
Aslan, salgın konusunda gerekli önlemlerin alınmasında geçikme yaşanmasının yanı sıra bilinçlendirme çalışmalarının da yetersiz kalındığı görüşünde.
Aslan, nedenini ise “Çünkü umreden gelenler karantinadan kaçmaya çalışıyor. Karşımıza böyle bir durum çıkıyor. Umreden gelmiş ve bu insanlar bilinçlendirilmemişler. Bu insanlara 14 gün karantinada kalmaları gerektiği söylenmeliydi. İnsanlar bana bir şey olmaz mantığındalar halen. Bu da gösteriyor ki bilinçlendirme çalışmaları yeterli düzeyde yapılmamış. Saat 21.00’da sağlıkçılara destek mantığıyla alkış çalma çağrısı yapılacağına, insanları bilinçlendirme konulu çalışmalar yapılsa bundan bin kat daha iyi olur. En azından bilinçlenmeyi, hijyenik olmayı, virüsün nasıl bulaştığını, nasıl enfekte edildiği konular anlatılsaydı” sözleriyle açıkladı.
Kaynak: MA