Diyarbakır’daki yurttaşlar, tecridin kaldırılması için açlık grevine giren Leyla Güven ve cezaevindeki tutsakların taleplerine karşılık verilmesini gerektiğini belirtti. Cizre’de tecrit başlıklı halk toplantısında görüşme yapılmasının tecridin kaldırıldığı anlamına gelmediğine dikkat çekildi.
Demokratik Tolum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 67’inci gününe ulaştı. Farklı cezaevlerindeki siyasi tutsakların da açlık grevine dahil olmasıyla büyüyen toplumsal baskı sonucunda 2 yılı aşkın bir zaman sonra dün İmralı’ya götürülen kardeşi Mehmet Öcalan, PKK lideri ile görüştürüldü.
Görüşme sonrası PKK lideri Öcalan’ın avukatlığını yürüten Asrın Hukuk Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Öcalan’ın yaşam ve sağlık hakkını teyit etmek üzere yapılan 15-20 dakikalık görüşmenin tecridin kaldırıldığı anlamına gelmediği” belirtildi.
Yapılan görüşme sonrası avukatlarının bu gelişmeyi paylaşmak üzere ziyaretine gittiği Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ndeki Leyla Güven ise, hem dün gece hem bu sabah sağlık durumu nedeniyle görüşe çıkamadı.
PKK lideri Öcalan’dan sürdürdüğü eylem konusunda Leyla Güven’e dair bir mesaj iletilip iletilmediği merak edilirken, ANF’de yer alan habere göre PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından yapılan açıklamada, tecridin devam ediyor olması nedeniyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminin devam edeceği duyuruldu.
Diyarbakır
Güven ve tutukluların tecride karşı hali hazırda sürdürdüğü eyleme dair Mezopotamya Ajansı’nın mikrofon uzattığı Diyarbakırlı yurttaşlar, tecridin bütünüyle son bulması yönündeki taleplerinin yerine getirilmesini istedi.
‘Bu zulmün kalkmasını istiyoruz’
Ev emekçisi olan Şükran Gültekin, halk tarafından seçilen bir milletvekili olduğunu ve halkın taleplerini dile getirdiğini söylediği Leyla Güven’in bütün kadınların istediği şeyleri istediğini ifade etti.
Tecridin kaldırılıp, barış ve adaletin sağlanmasını istediklerini söyleyen Gültekin, “Bu zulmün Kürt halkı üzerinden kalkmasını istiyoruz. Devletin bizleri dinlemesi ve taleplerimize karşılık vermesi lazım. Ne yazık ki devlet bizleri dinlemiyor. Bunun için açlık grevi yapıyorlar. Leyla Güven’in talebi sadece kendisine ait değil, bütün Kürt halkının talebidir” dedi.
‘Talepleri karşılık bulana kadar grevi bırakmaz’
Mehmet Sıddık Özkol isimli yurttaş da, Leyla Güven’in başlattığı açlık grevini tüm Kürt halkı olarak devralmaları gerektiğini ifade etti. Özkol, “Leyla Güven’in talepleri barış için adım atılmasına yöneliktir Bu tecrit bütün halkın üzerindedir. Tecrit kalkarsa barış gelecek. Her şey buna bağlı” diye belirtti.
Türkiye cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine karşı ana akım medyanın sessiz kalmasını eleştiren Fethullah Işıkdaş ise, şunları dile getirdi: “Leyla Güven tecridin kaldırılması için açlık grevine girmiştir. Cezaevlerindeki tutuklular da açlık grevine başlamıştır. Kürt halkının talepleri de bellidir. Açlık grevleri sonuç vermezse ölümler yaşanabilir. Yetkililer de biliyor ki Leyla Güven, talepleri olumlu karşılık bulana kadar açlık grevini bırakmaz. Bunu hemen bir çözüme vardırsınlar.”
Kürt halkının barış ve huzurdan başka bir şey istemediğini vurgulayan Cafer Yılmaz (50) da, açlık grevindeki eylemcilerin taleplerinin kabul edilmesini istediklerini dile getirdi.
‘Sesimizi çıkarmadığımız müddetçe…’
Pazar esnafı olan Sıddık Şeker de yine Kürtlerin kendilerine yapılan eşitsizlik ve haksızlığa karşı direndiklerini belirterek, Güven ile birlikte açlık grevindeki diğer eylemcilerin taleplerinin kendi talepleri olduğu kaydetti. Şeker, “Bizim için greve girmişler. Bizler sesimizi çıkarmadığımız müddetçe başımıza bu şeyler gelecek.” dedi.
‘Talebi kabul edilsin’
Açlık grevinin 67’inci gününe giren Leyla Güven için endişeli olduklarını belirten yurttaşlardan Saliha Sürer de, “Gençlerimizin yarısı şu an cezaevlerinde, yaşlılarımız da zindan kapılarında bekliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi tecrit ediliyorlar. Milletvekilimiz bir kadın olarak bunlara tepki gösteriyor. Devlet, Leyla Güven’in taleplerini kabul etsin” dedi.
Cizre
Şırnak’ın Cizre ilçesinde de açlık grevi eylemine ilişkin halk toplantısı düzenlendi. HDP İlçe Örgütü binasında yer alan konferans salonunda düzenlenen toplantıya, HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Mehmet Şirin Tunç’un yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
‘Direniş sahiplenmeli’
Toplantıda konuşan DBP’li Tunç, Öcalan’a uygulanan tecritle Kürt halkının kazanımlarının hedeflendiğine vurgu yaptı. Leyla Güven şahsında şu an tarihsel bir direnişin gerçekleştiğini söyleyen Tunç, bu direnişin güçlü şekilde sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Pasifleştirmek istiyorlar’
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ise, Kürt illerinde yaşanan baskıların tüm ülkeyi etkilediğini söyledi. Kürtlerin büyük bedeller ödeyerek bazı kazanımlarını elde ettiklerini belirten Kaçmaz, Öcalan’ın 853 gün sonra kardeşi Mehmet Öcalan’la dün yaptığı kısa görüşmeyi “direnişi pasifleştirmek adımı” olarak yorumladı.
Kaçmaz, yapılan görüşmenin tecridin kaldırıldığı anlamına gelmediğini kaydetti.
‘İktidar kör ve sağır’
Güven ve tutukluların açlık grevine ilişkin Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ve Yeşiller Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Sinan Tutal değerlendirmelerde bulundu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Sinan Tutal, Türkiye’de her türlü tecridin kaldırılması için mücadele etmek gerektiğine dikkat çekerek, “Dolayısıyla milletvekili Leyla Güven’in de tecridin kaldırılması için girmiş olduğu açlık grevini anlamlı buluyoruz. Ancak iktidar her konuda olduğu gibi bu konuda da kör ve sağır davranıyor. Dolayısıyla çözümün daha çok karşılıklı diyalogla ve değişik mücadele yöntemleri devreye konularak geliştirmesi gerektiğini bize gösteriyor. Bu sorunun hızla muhataplarıyla diyalog içinde çözülmesi çok iyi olacaktır” dedi.
‘Adımlar atılmalı’
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da, Güven’in talebinin haklı ve meşru olduğunu belirterek, “Çünkü Kürt sorunu özellikle bu ülkenin demokrasi sorunlarından birisidir. Kürt sorununun çözümü için demokratik haklar temelinde adımlar atılması gerekiyor. Bunun dışında hem tecrit hem cezaevlerinde uygulanan hak ihlallerine ilişkin hükümet uygulamalarından vazgeçmeli. Bu açıdan da demokrasi mücadelesi veren, demokratik hak ve özgürlükleri savunan kurumlar, partiler bu taleplerin yerine getirilmesi yönünde kuşkusuz bir çaba içerisinde olmalıdır” diye ifade etti.
Kaynak: MA