Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesine ilişkin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen ve 80 gündür açlık grevinde olan Mustafa Koçak’ın avukatı Ezgi Çakır, müvekkilinin talepleri kabul edilmemesi halinde açlık grevini sürdüreceğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 31 Mart 2015 tarihinde öldürülmesine ilişkin açılan soruşturma çerçevesinde 23 Eylül 2017 tarihinde gözaltına alınan Mustafa Koçak, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Koçak, Savcı Kiraz’ın öldürülmesine ilişkin açılan soruşturma kapsamında olayda kullanılan silahı Şafak Yayla’ya temin ettiği iddiasıyla 12 günlük gözaltı sürecinin ardından tutuklandı. Koçak’ın 11 Temmuz 2019 tarihinde görülen karar duruşmasında, İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi Koçak’a “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs suçunu işlediği vicdani kanısına mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ulaşılmıştır” diyerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına verilen Koçak, “Adil ve bağımsız mahkemelerde yargılanma ve işkencecilerinde yargılanmasını istiyorum” talebiyle İzmir Şakran 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde açlık grevine başladı. 80 gündür açlık grevinde olan Koçak’ın avukatı Ezgi Çakır, müvekkilinin taleplerinin kabul edilmesini istedi.
‘Tanığın ifadesi ceza yağdırdı’
Çakır, “Mustafa Koçak, Berk Ercan adındaki bir tanık ifadesi üzerine gözaltına alınarak tutuklandı. Bununla birlikte tanık Berk Ercan’ın vermiş olduğu ifadeler doğrultusundan hukuki dayanaklardan yoksun çok sayıda soruşturmalar açıldı” diyerek onlarca kişinin bu soruşturmalar kapsamında ağır cezalar aldığını dile getirdi. “Berk Ercan isimli tanığının Terörle Mücadele Şubesi’nin resmi rakamlarına göre 334 kişi üstüne ifade vermiş” diyen Çakır, onlarca kişinin yine Berk Ercan imzalı ifadelerle cezaevlerinde çok uzun süre tutulduklarını ve mağdur edildiklerini dile getirdi. Ercan adındaki kişinin ifadesi üzerine müvekkillerine verilen cezalara değinen Çakır, “Halkın Hukuk Bürosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği avukatlarına toplamda 159 yıl ceza verildi” diye belirtti.
‘İlk ifadesinde beyan yok’
Berk Ercan’ın eylem hazırlığındayken üzerindeki ağır silahlarla gözaltına alındığını sözlerine ekleyen Çakır, “Bunu ilk ifadesinde de belirterek itirafçılığı kabul etti. İlk ifadesinde savcı Selim Kiraz’ın öldürülmesine ilişkin hiçbir beyanı bulunmuyor. Biz bunu sonradan görülen duruşmalarda Berk Ercan’a, ‘böyle önemli bir konuda itirafçılık yapmaya karar veriyorsun ve ağır silahlarla yakalanmışsın ve cezadan kurtulmaya çalışıyorsun. Yani senin itirafçı olma amacın nedir?’ diye sorduk. Berk Ercan ‘Bir çıkar gayesiyledir’ diye yanıtladı. ‘O halde sen neden bunları söylemedin’ diyoruz. ‘Bilmiyorum’ diyor. Bu konuda herhangi bir gerekçesi yok” diye vurguladı.
Ercan’ın ilk ifadesinde itirafçılığı kabul etmiş olmasına rağmen tutuklanmaktan kurtulmadığını ve tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildiğini hatırlatan Çakır, Ercan’ın orada geçirdiği uzun bir sürenin ardından depresyona girdiğini ve tedavi gördüğünü kaydetti. Çakır, “Ercan orada kalamayacağını anladığında savcıya dilekçe yazıyor. Dilekçesinde, ‘ben artık burada dayanamıyorum. Beni buradan çıkartın’ ve ‘ek ifade vermek istiyorum’ diyor. Sonra Ercan’ı ikinci kez çıkartıyorlar. Tabii çıkartıldıktan sonra karanlıkta kalmış, çözülememiş bir şekilde siyasi iktidarın, polisin prestijini sarsmış kapalı kalmış bir dosyayı Berk Ercan üzerinden hem tekrar çözmüş, hem de bir prestij sağlamış olacaklardı. Bunu da Berk Ercan’ı kullanarak masum insanları yargılayıp, bu kadar ağır cezalara hükmederek kapatmaya çalışıyorlar” dedi.
Hediye gömlek delil oldu
Dosya kapsamında devam eden yargılama sırasında mahkeme heyetinin Ercan’a yönelttiği sorulara çelişkili cevaplar verdiğine vurgu yapan Çakır, Ercan’ın “Mustafa ile bir kere köftecide oturduk köfte yedik” ifadelerini kullandığını belirtti. Çakır, şöyle devam etti: “Ercan’ın dosyada hukuki açıdan hiçbir geçerliliği olan beyanı bulunmuyor. Sadece ‘bana kendisini Şafak Yayla’ya yardım ettiğini söyledi’ diyor. Sadece, ‘Şafak giderken Mustafa’ya bir gömlek bırakmıştı’ diyor. Sonra evi basan polisler evde bir gömlek buluyorlar. Tabii önce Mustafa’nın babasının gömleğini alıyorlar sonra kendisinin. Bu gömleğin polis soruşturma araştırmasında bütün mağazaları araştırdı hiçbir delil bulamadı. Biz araştırma talep ettik mahkeme reddetti. Çünkü bizim taleplerimiz daha netti. Evde bulunan gömleği ablası doğum gününde hediye almıştı ona ” dedi.
‘Kanaat oluşturularak insanlara ağır cezalar veriliyor’
Hazır bulunan bir itirafçı üzerinden savcı dosyasının kapatılmaya çalışmasının bir intikam alma yöntemi olarak kullanıldığını ifade eden Çakır, mahkemenin gerekçeli kararının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şöyle bir şey vardır; eğer deliller yetersiz görülürse mahkeme vicdani kanaat kullanabilir. Bu hak tanınmıştır mahkemelere. Aslında bu inisiyatif normal şartlarda deliller yetersiz olduğunda mahkemeye bir vicdani kanaat kullanma konusunda tanın bir haktır. Normal şartlarda hakimin bağımsızlığı garanti altına almak için tanınmıştır. Ancak bizim ülkemizde bu inisiyatif hukuka aykırı kararları vermek için kullanılır duruma gelmiştir. Mustafa Koçak dosyası da öyledir. Mahkeme başkanı, ‘Mustafa bu işi yaptı. Benim vicdanım bunu söylüyor’ yönünde karar verdi. Bunu herhangi bir hukukçuya götürürseniz bile bu dosyada şüphe olduğunu söyler. Şüpheden sanık yararlanır normalde ama burada şüpheden kanaat oluşuyor ve insanlara ağır cezalar veriliyor.”
Ailesi de açlık grevine başladı
Koçak’ın açlık grevine ilişkin taleplerinin kabul edilmemesi halinde açlık grevini sürdüreceğini vurgulayan Çakır, “Savunma hakkının ihlal edilmesi sebebiyle savunma hakkı tanınması, 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılanmama, gözaltındayken kendisine kötü muamelede bulunanlar hakkında soruşturma açılması gibi de talepleri var. Bunların derhal kabul edilmesini istiyor. Yalnız Mustafa değil ailesi de destek için dönüşümlü açlık grevine başladı” diye konuştu.
Koçak ile aynı dosya kapsamında yargılanan ceza alan Murat Can’a 2 kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Cengiz Özel’e 12 sene, Mithat Öztürk’e 10 sene Deniz Özel’e 6 sene hapis cezası verildi.
Koçak ve ceza alan diğer isimlerin cezalarının önümüzdeki günlerde İstinaf Mahkemesinde görüşüleceği belirtildi.