Tahran Zirvesi’nde Ruhani, Putin ve Erdoğan konuştu. Erdoğan, İdlib operasyonuna karşı çıkıp, “terörist” ifadesiyle Kürt güçlerini toplantı gündemine alırken, diğer iki lider Suriye’de kalan son terörist grupların İdlib’te olduğunun altını çizdi.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı baş başa görüşmeler ardından, İran Liderler Konferans Salonu’nda üçlü zirve gerçekleştirildi.
Ruhani: Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz
İlk açıklamayı yapan ev sahibi Ruhani, “Suriye krizinin sonlandırılması için üç ülkenin çabalarının devamında yapılıyor bu zirve. Bu zirve gelecekteki ortak eylemlerin incelenmesi için bir fırsattır” dedi.
Ruhani, “İran, Suriye’nin yasal hükümetinin isteği üzerine terörizmle mücadele etmek için bu ülkede bulundu. Bu bulunma, ne gelecekte ne de geçmişte kendi karar ve görüşlerimizi zorla kabul ettirmek gibi olmadı, olmayacaktır. Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Barış için savaştıklarını belirten Ruhani, “Biz bölgedeki bazı ülkelerin terörizme yönelik endişelerini anlıyoruz. Bunun giderilebilmesi için en önemli yöntemin Suriye’nin yasal hükümeti ile iletişim olduğunu biliyoruz” diye vurguladı.
Ruhani, “Kanunsuzca Suriye’de bulunan ve işgal eden Siyonist rejimi destekleyen ABD’den yapıcı bir sonuç alınacağı beklenemez. Suriye’nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye’ye aittir” diye konuştu.
Putin: Görüşme çözümüne katkı sağlayacak
Putin de, “Daha evvelki zirvelerde alınan kararlar hayata geçiriliyor. Ciddi ölçüde başarı elde edildi. Suriye topraklarının yüzde 90’ı devletin varlığına alındı. Kalan terörist gruplar şu an İdlib bölgesinde bulunuyor. Ateşkesi ihlal etmeye çalışıyor, teröristler. Kimyasal silahların kullanımıyla provokasyon yapıyorlar” diye konuştu.
Putin, “Suriyeliler arası diyalogun başlatılması için somut adımlar atıldı. Suriyelilerin kendi başına ülkenin kaderini tayin etmeye imkân buldular. Adım adım Ulusal Suriye Kongresi toplantısında alınan kararları nasıl hayata geçirebiliriz, bunları görüşmeyi teklif ediyorum” dedi.
Suriye hükümetinin kontrolü altındaki yerlerde barışa adım atıldığı, istihdamın arttığını belirten Putin, “Rusya bu bağlamda bir girişimde bulundu. Mültecilerin kendi evlerine dönüşü için yardım sağlanması gerekiyor. Şam’da bir kabul merkezi faaliyet gösteriyor, Moskova’da bir merkez kuruldu. Ürdün ve Lübnan sınırlarında geçiş noktaları kuruldu. 15 binden fazla kişi evine döndü” ifadelerini kullandı.
Putin, “Rusya, İran ve Türkiye’nin titiz çalışmaları sonucunda Suriye’de kayda değer başarılar elde edildi. Bugünkü görüşmelerde alınacak kararlar Suriye meselesinin çözümüne katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Erdoğan: İdlib hayati öneme sahip
Erdoğan, Zirve’den çıkacak sonuçların tüm dünya tarafından beklendiğini hatırlatarak, şöyle konuştu: “Alacağımız kararlar bize bu beklentileri boşa çıkarmayacağına inanıyorum.
Astana ruhunun özünde askeri müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu müşterekler ise Suriye’nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl çözüm bulunmasıdır. Bu amaçla baştan beri sahada şiddetin durdurulmasını ve siyasi sürecinin önünün açılmasını hedefledik. Aynı anlayışa Cerablus, El Bab ve Afrin gibi yerlerde sahaya inerek kendi askerimizin kanı pahasına teröristleri temizledik.
Zamanla gerginliği azaltma bölgeleri farklı bahanelerle tasfiye edildi. Geriye sadece İdlib kaldı. Muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler nedeniyle bu konuda aldatıldıklarını düşünüyorlar. Şehitler verdiğimiz bu sürecin şu anda çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib sadece Suriye’nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barışı için de hayati öneme sahip.
Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının sahadaki anlamlarından biri de Türkiye’nin İdlib halkına can güvenlikleri konusunda güvence vermiş olmasıdır. Kendi halkına yönelik katliamları hala aklımızda olan Esed rejimine bırakılmasına razı gelemeyiz. Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib’e yapılacak bir saldırı katliamla ve insani dramla sonuçlanacaktır. 3.5 milyonu aşkın sivilin tamamını bundan etkilenecektir.
Sivillerin gidecek başka yerleri olmadığı için milyonlarcası bizim sınırımıza dayanacaktır. Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur. İdlib’deki bazı terörist oluşumlardan kaynaklanan endişeyi anlıyoruz. Benzer kaygıları bizler de duyuyoruz. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı mücadelede zaman ve sabır gerektiren yöntemlere ihtiyaç var. Daha fazla çaba göstermeye hazırız. İdlib’in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bize destek olmanızı bekliyoruz. Bu çerçevede Rus dostlarımızın rahatsızlık duyduğu unsurları, saldırılara girişemeyecekleri yerlere çıkmayı deneyebiliriz.
Kaynak: MA