30 yılın ardından geçtiğimiz günlerde tahliye olan Şehmuz İlhan, cezaevi koşullarından kaynaklı mide kanserine yakalanırken, 30 yıl boyunca direnmesini hakikat yoldaşlığına ve halkının kararlılığına bağladı
Şirnex’in (Şırnak) Silopiya (Silopi) ilçesinde 1994 yılında gözaltında ağır işkencelere maruz kaldıktan sonra Devlet Güvenlik Mahkemesince (DGM) “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” iddiasıyla müebbet hapis cezası verilen Şehmuz İlhan, 30 yılın ardından özgürlüğüne kavuştu.
Birçok hastalığa yakalandı
Van Yüksek Güvenlik Cezaevi’nden 18 Mayıs’ta tahliye olan aynı zamanda hasta tutsak olan İlhan, 18 yaşında girdiği cezaevinde mide kanseri, hipertansiyon ve kalp gibi ciddi hastalıklara yakalandı.
Çocuk yaşta tutuklandı
Tahliyenin ardından memleketi Silopiya’ya geçen İlhan, daha çocuk yaşta çok ağır ceza aldığını belirterek, bu kararın Kürtlerden ne kadar korktuklarının göstergesi olduğunu söyledi.
Haklıysanız onur duyarsınız
İlhan, “Daha 18 yaşımdayken tutuklandım. Bir kişi, halkının ve ülkesinin haklı davası uğruna tutuklanıyorsa bu onur duyulacak bir şeydir. Hiç pişman olmadım. Devletin kanunlarına göre bu yaştaki birine bu ceza verilmemesi gerekirdi. Ancak kanunlar işlenmedi ve bu şekilde bizi sindirmek istediler. Ancak haklıysanız bu ceza ile onur duyarsınız” diye belirtti.
Ayakta tutan hakikat yoldaşlığı
Küçük yaşta verilen ağır cezaya rağmen hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadığını söyleyen İlhan, “Küçük yaşta tutuklanmıştım ve ayakta durmam için önüme hedefler koymam gerekiyordu. İrade ve inanç tüm baskı ve işkenceleri yerle bir ediyor. Bizi ayakta tutan o sadakatli ve doğru yoldaşlık çizgisiydi. Güç haline getiren de halkımızın varlığıydı” ifadelerini kullandı.
Cezaevleri değişse de sistem aynı
Tutulduğu tüm cezaevlerinde sistemin aynı olduğunu dile getiren İlhan, şunları belirtti: “O dönemlerde çok baskı ve tehdit vardı. Yanımda 10 arkadaşım şehit düştü. Arkadaşlarımızın şehadetine üzülüyorduk ancak diğer taraftan da bizi güce dönüştüren onların verdiği direnişti. Hangi cezaevine gitsek sistem aynı şekilde işliyordu, yaşam şartları aynı şekildeydi. Dünyadaki hiçbir halkı, Kürt halkı kadar iradeli ve inançlı göremezsiniz. ‘Cezaevi iyi, güzel’ diyemeyiz ancak kötülüğü kadar sana iyi gelen şeyleri de vardı. Örneğin yoldaşlık gibi.”
Çıkıp çıkmayacağımı bilmiyordum
Yaratılan gerçek yoldaşlığın özgürlüğe olan umudu güçlendirdiğinin altını çizen İlhan, “Aslında bizler dışardan çokta uzakta değildik. Bir ayağımız cezaevinde bir ayağımız da dışarıdaydı. Bu insana moral ve güç veriyordu. 30 yıl sonra cezaevinden çıkacağımı düşünmüyordum. Dışarıya çıkma gibi bir düşüncem hiç olmadı. Çünkü 30 yıl sağ kalıp kalmayacağımı bile bilmiyordum” diye belirtti.
30 yıl birlikte kaldığın insanlar geride kalıyor
İlhan, cezaevinden çıktıktan sonra yaşadığı hisleri ise şu şekilde anlattı: “Çıktığınızdaki karşılama apayrı bir mutluluk duygusu yaşatıyor. Bir taraftan özgürlük var ancak diğer taraftan da üzüntü. Çünkü 30 yıl boyunca birlikte kaldığın arkadaşlarından kopuyorsun ve onları arkanda bırakıyorsun. Dışarıdaki insanların ilişkileri, birbirlerine olan yaklaşımları çok yabancı geliyor.”
Zindanlara ses olun
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında cezaevlerinde sürdürülen eylemleri hatırlatan İlhan, “Şuanda cezaevlerinde direnen arkadaşların yalnız bırakılmaması gerekiyor. Çünkü insan psikolojik olarak zayıf düştüğünde ayakta duramıyor. Onlara sahip çıkma konusunda eksik ve zayıf kalındığını söylüyorlardı. Bizler bunu yaşıyorduk. Cezaevlerindeki direniş ve eylem, ne kadar sahip çıkılsa o kadar büyür. Herkesin bu direnişi sahiplenmesi gerekiyor. ” ifadelerini kullandı.
Haber: Zeynep Durgut / MA