Geçtiğimiz pazar, Ankara’da Sakarya Caddesi’nde TAYAD’ın yaptığı eyleme katılan bir üniversite öğrencisinin, polis tarafından gözaltına alınırken cinsel saldırıya maruz kaldığı haberleri düştü gazetelere. Polisin, gözaltına aldığı kadını nasıl taciz ettiği anbean fotoğraflara yansıdı. Bu fotoğrafları KHK ile meslekten ihraç edilen öğretmen Acun Karadağ, HDP ve TİP milletvekillerini etiketleyerek kendi Twitter hesabından paylaştı.
Bundan tam bir ay önce de, yine polisin faili olduğu bir başka cinsel saldırı hadisesi gerçekleşmişti. Bu kez İstanbul’da trafik kontrolü yapan polisler, Özbekistanlı bir kadını durdurup parasını gaspetmiş, ardından içlerinden biri de kadına tecavüz etmişti.
Önümüzde, son iki ay peş peşe, polis memurlarının faili olduğu iki cinsel saldırı vakası duruyor. TCK nezdindeki niteliğinden bağımsız, her ikisi de cinsel saldırı. Biri nitelikli, diğeri basit cinsel saldırı.
Geçtiğimiz pazar, bir eylemde gözaltına aldığı üniversite öğrencisi kadını eliyle taciz eden sivil giyimli polis hakkında umuyoruz bu yazı yazılırken idari ve cezai soruşturma başlatılmış olur. Zira böylelikle, hem iktidar eliyle kendisine verilmiş sınırsız yetkileri dilediği gibi kullanan o polisin yaptığı şey cezasız, hem de tacizci bir memur görevinin başında kalmaz. Kadınlar da biraz olsun rahat nefes alır. Biraz olsun…
Sosyal medyada bu olayla ilgili çok sayıda tepkiye rastlamak mümkün. Bu iyiye işaret. Tacizci polisin idari ve cezai soruşturmadan geçirilmesi, işten el çektirilmesi ve tutuklanması talepleri olayın basına yansıdığı gün hızlıca aktı sosyal medyada. Kadınlar hep bir arada tepkilerini dile getirdiler ve erkek şiddetini teşhir ettiler.
Ancak bir meseleye daha dikkat çekmek istiyorum ben. Söz konusu olayın basına yansıma biçimi beni gerçekten rahatsız etti. Şöyle ki ,odatv, diken ve t24 kadının ön cepheden çekilen fotoğrafını da buzlamadan vermişti. Kadının yüzü görünüyordu yani. Erkek şiddetinde, şiddete maruz kalanın korunması, şiddetinin failinin teşhir edilmesi çok önemli. Ancak burada haberi yapan web siteleri oldukça özensiz, kadını gözetmeden yapmışlardı bu haberi. Bir kez de bu davranış yüzünden kadının hasara uğrayacağını çok açık. Çünkü o kadın artık gazetelere çıktı ve her an herkes görebilir fotoğrafı.
Erkek şiddeti haberlerinin veriliş biçimi ne yazık ki hala kötü. Meseleyi politikleştirmekten çok uzak, çoğunlukla magazinel, şiddetin failini değil de şiddete maruz kalanı afişe eden, kadınları bir kez daha şiddete uğratan biçimde yapılmakta haberler. Bu konuda onca uyarı, toplantı, seminer, eğitim, çalıştay vb. etkinlik yapıldığı halde, haberlerin veriliş biçimi son derece sorunlu. Kadınları gözeten gazete sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor maalesef.
Kadına yönelik erkek şiddeti bu kadar sistematikken, evde, sokakta, iş yerinde her yerde bedenimize yönelik şiddet sürüyorken, bu şiddetle mücadele yöntemlerinden biri de failleri teşhir etmektir. Failler teşhir olsun ki, sırada bekleyen müstakbel failler buna cesaret edemesin. Failler cümle aleme gösterilsin ki haklarında gerekli cezai soruşturmalar başlatılsın. Erkek şiddeti ve kadın düşmanlığı bitecek gibi değil ya, belki böyle böyle biraz azalmaya yüz tutar, böyle böyle adamlar korkmaya başlar. Çünkü başına bir şey gelmeyeceğine emin her erkek, her gün üç kadını öldürmeye, onlarca kadına tecavüz etmeye ve yüzlerce kadına çeşitli biçimlerde şiddet göstermeye devam ediyor. Ankara’daki bu sivil polis de buna ve teşhir olmayacağına emin olmalı ki, ‘görevini icra ederken’ bir kadını taciz ediyor. O sebeple, bu köşe aracılığı ile bir kez daha ifade edelim. Erkek şiddetinin maruz kalanını değil failini teşhir edelim ki, şiddet son bulsun, birileri yaptıkları işin verdiği rahatlıkla kadınlara şiddet uygulayamasın.