Amed’de Göç İdaresi’ne müracaat edip oturum izni alan kadın kendisini K.A. olarak tanıdan M.A.S. isimli polis tarafından taciz edildi. Savcılık taciz mesajlarına ve delillere rağmen polisi aklamaya çalışırken, fail polis TEM Şube’de görevlendirildi
Amed’de 2023 yılı Temmuz ayında kendini K.A. olarak tanıtan M.A.S. adlı polis, Göç İdaresi’ne müracaat edip oturum izni alan göçmen kadını taciz etti. Göçmen kadın ve eşi yaşananlar üzerine şikayette bulundu.
Şikayet dilekçesinde Temmuz 2023 tarihinde yabancı bir numaradan telefona mesajlar geldiğini, polisin sürekli farklı yerlerde tanıştıklarını söylediğini belirtildi.
Dilekçede polisin adres tespiti için eve giden polislerden biri olduğu ifade edilirken, polisin kadını sürekli taciz ettiği ve polis olduğunu kanıtlamak için kimliği ile üniformalı fotoğrafını gönderdiği kaydedildi. Kadının polisi reddetmesi üzerine polisin kadının kişisel bilgilerini kendisine gönderdiği de dilekçede yer aldı.
Taciz faili polis hakkında Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nün idari soruşturma başlattığı belirtilirken, soruşturmanın akıbeti bilinmiyor.
‘Güvenlik endişesi yaratmadığı gerekçesiyle’ takipsizlik kararı
Savcılığa ilk olarak kadının eşi tarafından yapılan şikâyet kabul edilmeyerek takipsizlikle sonuçlandı.
Takipsizlik kararı gerekçesinde “Israrlı takip hareketleri, ‘ciddi bir huzursuzluk’ veya ‘güvenlik endişesi’ yaratması gerektiği, dosyamız kapsamında, müştekinin ciddi bir huzursuzluk ve güvenlik endişesi yaşadığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı… Olay tarihinden sonra durumu öğrendiğini, görüşmeleri kendisinin yapmadığını, telefon hattının da kendisine ait olmadığının anlaşıldığı… Bu nedenle TCK 123/A maddesinde belirtilen ‘ısrarlı takip’ suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı…” ifadelerine yer verildi.
Yetkiyi kötüye kullanmaktan iddianame hazırlandı
Verilen takipsizlik kararına dönük Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz kabul edilirken, kadın adına da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunuldu.
Ayrıca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı alınan ifadeler ve toplanan delillere rağmen durumu, “ısrarlı takip” ve “taciz” olarak görmeyerek, “kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçundan iddianame hazırladı. Hazırlanan iddianame Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken ilk duruşma 1 Şubat’ta görülecek.
Kadının avukatı Müslüm Dalar Tacize dair konuştu. Müvekkilinin Diyarbakır İl Göç İdaresi’nden oturum izni aldığını ve adres tespitine gelen polislere eşinin numarasını verdiğini aktaran Müslüm, “Aradan belli bir süre geçtikten sonra kolluk adres tespitine gelen polis tarafından görevi gereği aldığı kişisel verileri kullanarak iletişim kurmak istemiştir. Müvekkilin şikayetçi olması ile sanık polis mevcutlu olarak ifadesi alınıp serbest bırakılmıştır. Şüpheli beyanında görevi dışında amaçlar için iletişime geçtiğini dolaylı olarak kabul etmiştir” aktarımlarında bulundu.
‘TEM’e terfi etti’
Müslüm, polisin iki farklı numaradan polis kimlik kartını, rozetini ve fotoğrafını gönderdiğine de dikkat çekerek, “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlarından iddianame düzenlemiştir. Ancak ısrar ‘ısrarlı takip’, ‘cinsel taciz’ suçlarından ek takipsizlik kararı verilmiştir. Verilen bu takipsizlik kararına itiraz edilmiştir. Sanık polis hakkında ayrıca idari soruşturma açılmış ve adeta terfi ettirilerek Terörle Mücadele Şubesinde görevlendirilmiştir. Ayrıca iddia makamınca detaylı bir araştırma ve inceleme yapılmadan sanık polisin görev süresinde başka kişiler yönünden benzer şekilde hareket edip etmediği araştırılmadan, HTS incelemesi yapılmadan ivedilikle iddianame düzenlenmiştir” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya katılım çağrısı
Müslüm son olarak yaşananlara vurgu yaparak, şunları ekledi: “Kadınlar ve kız çocukları çoğunlukta olmak üzere geçen her gün birçok insan maalesef ki her türlü şiddet ve cinsel istismar, cinsel saldırı eylemlerine maruz kalmaktadır. Bu suç sanıkları yeterli ve gereken caydırıcı cezalardan çeşitli af ve indirim nedenleriyle kurtulmakta, bu sebeplerle de suçtan sakınma söz konusu olmadığı gibi aksine övünç kaynağı haline gelmiştir. Kadına yönelik her türlü cinsel taciz, ayrımcılık ve şiddete maruz kalan mağdurların bireysel mücadelesi yanında kamusal alanın bir ayağını oluşturan kadın hukuku komisyonları ve kurumların bireysel mücadelenin yanında yer alması için davaya katılmasını istiyoruz.”
Kaynak: JİNNEWS