SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, savaşın ülkedeki ekonomik krizin başlıca nedeni olduğunu belirterek, barış mücadelesini yükseltme vurgusu yaptı
Türkiye, KDP desteğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırılarını sürdürüyor. Toplumsal Barışı İnşa Takımları (Community Peacemaker Teams-CPT) Temmuz ayı raporuna göre, Türkiye’nin saldırılarında 68 bin dönüm arazi verimsiz hale geldi, 19 aileye ait ev savaş uçaklarının bombardımanında yıkıldı ve 9 köy zorla boşaltıldı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, Mezopotamya Ajansı’na (MA) işgale dair değerlendirmelerde bulundu. Titiz, Türkiye’nin paramiliter güçlerle birlikte saldırarak denetimine aldığı Kuzey ve Doğu Suriye kenti Efrîn’de yaşanan süreci hatırlattı.
Türkiye’nin işbirliği
Türkiye’nin Efrîn’de de paramiliter güçlerle işgal ettiğini hatırlatan Titiz, benzer gerekçelerle şimdi de Federe Kurdistan Bölgesi’ne saldırılar düzenlediğine işaret ederek, “Türkiye’nin bu planlarının bölge devletleri ile işbirliği içerisinde yapıldığını hepimiz biliyoruz. Bu iş birliğinden şunu kastediyoruz; İran’ın yapılan operasyonlara sessiz kalmasını, Irak merkezi yönetimini göz yummasını ve KDP’nin AKP ile arasındaki derin boyutlarda süren işbirliği” dedi.
‘Savaş ekonomik krizin nedeni’
Savaş konseptinin demokrasinin gelişimi önünde en büyük engel olduğunu ifade eden Titiz, “Çünkü savaş koşulları; devletler tarafından toplumların, halkların, inançların ve kimliklerin sinir uçları ile oynanmasına en müsait olduğu zamanlardır. Diğer yandan Türkiye’de emekçiler açlık sınırının altında kalmış bir asgari ücretle yaşamaya mahkûm edilirken bu tür operasyonlara iktidar tarafından böyle ciddi bütçeler ayrılması ülkede yaşanan ekonomik krizin, yoksulluğun ve açlığın başlıca nedenlerinden biridir” diye ifade etti.
‘Barışın sesini yükseltelim’
Titiz, Türkiye ve Kurdistanlı sosyalist ve devrimcilerin Türkiye’nin saldırılarına karşı barışın sesini yükseltmesi gerektiğini vurguladı. Titiz, “Başta SYKP olmak üzere Türkiye ve Kurdistan’lı sosyalistler ve devrimcilerin önlerine koymaları gereken iki temel görev var. Bu görevlerden biri devrimci ve sosyalist güçlerin yan yana gelip mücadele zemini oluşturması. Diğer temel görev ise, Kürt halkına ve Kürtlerin her türden siyasal öznesine gerek askeri gerekse de siyasi soykırım girişimlerine karşı barış sesini yükseltmektir” dedi.
Kürtçeye dönük baskılar
Titiz, son dönemlerde Kürtçeye dönük devlet tahammülsüzlüğüne de değindi. Kürtlerin kültürüne ve diline yapılan devlet saldırılarının temelinde yüz yıllık imha ve asimilasyon politikasındaki ısrar olduğunu belirten Titiz, saldırıların farklı boyutlarla devam ettiğini aktardı.
Dayanışma çağrısı
Yaşananlar karşısında tek yolun birlikte mücadele olduğunun vurgusunu yapan Titiz, devamla şunları söyledi: “Nasıl ki, kayyuma karşı halkın seçme hakkının yanında hep birlikte durduysak, bugün de hep birlikte Kürt halkının yanında durmalıyız. Kürtlerin kendi seçtiği belediye hakkına, anadilde eğitim ve hizmet alma hakkının yanında durmalıyız. Anadilde eğitimin önüne çekilmek istenen bir set olduğunu görmeli ve buna karşı da yeniden Kürt halkının bu haklarıyla dayanışan pratiğimizi sergilemeye devam etmeliyiz.”
ANKARA