Büyük bir kuraklığın yaşandığı Kürt coğrafyasında palyatif çözümler peşine düşen iktidarın kurumları, kurumaya yüz tutan Devegeçidi Barajı’na, Dicle Barajı’ndan su taşımaya hazırlanıyor. Yaşanan süreç ise bu girişimin sorun çözmek amacı taşımadığını gösteriyor
Nerede akar su varsa önüne bentler kurarak yüzlerce HES ve barajın inşa edildiği Türkiye coğrafyasında son dönemde ortaya çıkan kuraklığa bu barajlar bir çare olmamazken, kuraklığın ve bölgesel iklim değişiminin müsebbibi de bu barajlar olması bir paradoksu ortaya çıkarıyor. Elbette bütün HES ve barajlarında bir ömrü var. Projelerde biçilen ömür baraj yapısının dayanma ve barajların alivyonla dolmasıyla ilgili olduğu kadar yoğun buharlaşamda barajları işlevsizleştirmekte. Ancak baraj ömrünü asıl belirleyen şey olan su varlığının giderek azalması ve barajlara yeteri kadar suyun taşınamaması sonucunda yaşanan büyük paradoks yaşamımızı tehdit altına almış durumda.
Dicle’den 27 milyon m3 su!
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu başkanlığında oluşturulduğu iddia edilen ‘Diyarbakır Kuraklık Kriz Koordinasyon Merkezi’nce Devegeidi Baraj Gölüne su takviyesi yapılma kararı alındı. Kuraklıktan etkilenen Devegeçidi Baraj Gölü’ne Dicle barajından 27 milyon metreküp su takviyesi yapılacağı açıklandı. Devegeçidi Çayı üzerinde sulama amacıyla 1972’de kurulan ve 220 milyon metreküp su toplama hacmine sahip baraj gölündeki su seviyesinde, yağış azlığı, küresel iklim değişikliği, büyük barajların neden olduğu buharlaşma ve buna bağlı gelişen bölgesel iklim değişimi gibi nedenlerle son yıllarda büyük kuraklıklar yaşanıyor.
59 Km öteden taşınacak!
DSİ 10. Bölge Müdürlüğü İşletme ve Bakım Şube Müdürü Yaşar Ceylan, iklimsel öngörülerin bu yıl da yağışların geçen yıl gibi yetersiz gerçekleşeceği yönünde olduğunu söylerek, “Devegeçidi Baraj Gölü 58 bin dekar alan sulamakta. Bu yıl 62 milyon metreküp aktif suya ihtiyacımız var. Barajımızda depolanan su 35 milyon metreküp civarında. Mahsulün kurumaması için çiftçilerimizin sağlıklı sulama yapabilmesi amacıyla Kralkızı Dicle Ana Sulama Kanalıyla Dicle Baraj Gölü’nden su almak suretiyle Devegeçidi Baraj Gölüne 27 milyon metreküp suyu terfi etmek durumundayız” derken, suyun 59 kilometre mesafeden kanallar yoluyla taşınmak istenmesi sorunu çözer mi?
‘Çiftçiler müsterih olsun’
Ceylan 59 km mesafeden taşınacak olan suyla ilgili, “Bunun için yaklaşık 6 milyon kilovatsaat enerji kullanılacak. Yaklaşık 15 milyon lira enerji maliyeti söz konusu olacak. Takviye işlemini yaklaşık bir haftada tamamlamayı planlıyoruz” diye konuştu. Kralkızı ve Dicle Baraj Gölü’nde yeterli miktarda su depolandığını söyleyen Ceylan, bölge müdürlüğü bünyesindeki bütün tesislerde depolanan her damla suyun çiftçinin istifadesine sunulacağını iddia ederken, “Bu konuda çiftçimiz müsterih olsun. Ancak çiftçilerden de isteğimiz suyu tasarruflu kullanmaları” sözleri ise çiftçilerle adeta dalga geçilmek istendiğini gösteriyor. EKOLOJİ SERVİSİ
Kürt çiftçisiyle oynuyorlar!
GAP bölgesi olarak nitelenen Kürt coğrafyasında yapılan devasa barajlardaki sulara rağmen çiftçiler kuru tarım yapmaya itiliyor. Urfa, Mardin, Diyarbakır ve Batman’da yaşanan kuraklık ve susuzluk nedeniyle ürün rekoltesinde kayıplar yüzde 90’lara ulaşırken, susuz tarım yapan ya da yapmak zorunda bırakılan çiftçiler, tarlalarındaki ürünleri toplama gereği bile duymuyorlar. Bölgede devasa büyüklükteki barajlar inşa edilirken milyonlarca dekar tarım arazisinin sulanacağını iddia eden iktidar, su birlikleri üzerinden istedikleri bölgeye su verirken, yüzbinlerce dekar alana sular halen taşınmış bile değil.
Tüm bölgede kuraklık!
Urfa, Diyarbakır, Mardin ve Batman illeri yanında Antep ve Maraş’ta giderek artan bir kuraklık yaşanıyor. Bölgede yüzde 70’lere varan yağış azlığı artarak devam ediyor. Diğer taraftan Bingöl, Bitlis, Siirt, Hakkari, Muş, Van ve Şırnak illerinde ise kuraklık tablosu derinleşirken, Hakkari Cilo Dağları’ndaki buzulllarda ortaya çıkan hızlı erime gelecek yıllarda kuraklığın giderek artacağını ve yerleşeceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler iklim değişimine bağlanırken, bölgesel anlamda kuraklığa neden olan onlarca büyük barajın bu sürece etkisi görmezden geliniyor. Bölgedeki kurulu bulunan barajların enerji ve sulama gerekçesiyle inşa edildiği belirtilmesine karşın asıl amacın enerji üretmek olduğu bir gerçek.
DEDAŞ zulmü!
Mardin ve Urfa’da çiftçilere ulaştırılmayan su nedeniyle çiftçiler yeraltı sularına mahkum edilirek, DEDAŞ’ın zulmüne uğruyor. Mardin, Urfa, Diyarbakır’da köylülerin elektriği olur olmaz zamanda borçları var iddiası ile kesilmekte ve sulama yapamadıkları için çiftçiler tarlalarını ekemez hale getirilmiş durumda. Batık duruma getirilen su birlikleri ise artan enerji maliyetleri nedeniyle bu yıl su vermemeyi tartışırken, suya enerjiyle yarışır düzeyde yüksek fiyatların uygulanma hazırlıklaeı çiftçileri isyan ettiriyor. Diğer yandan suya erişemeyen çiftçiler yeraltı sularına mahkum edilerek, elektrik dağıtım şirketi olan DEDAŞ’a bağlandılar. Çiftçilerin tarımsal destekleri DEDAŞ’a aktarılırken, enerji borcu olduğu iddiasıyla binlerce çiftçinin elektrikleri kesilerek susuz bırakılıyorlar.
Halk köleleştirilmek isteniyor
Devegeçidi Barajı’na taşınmak istenen suyun bir çözüm üretmesi ise olanaksız. Dicle nehri debisinde yaşanan azalmayla birlikte Dicle’nin nehir statüsünden çıkarılıp dere statüsü verilirken, Dicle Barajı’nda giderek azalan su varlığı söz konusu. Hasankeyf gibi tarihi alanlar yok edilerek inşa edilen Ilısu barajı ve devamında inşa edilmek istenen barajlar ve Fırat nehri üzerindeki barajlardan zaman zaman alt havzaya akan sular kesilirken, Rojava halkı su ile cezalandırılıp terbiye edilmeye çalışılıyor. Ayrıca Irak coğrafyasındaki çiftçiler ise yapılan barajlar nedeniyle büyük bir susuzluk tehdidi altına alınıp susuzluğa mahkum ediliyor. Tüm bu baskıları uygulamaya koyan iktidar ise su üzerinden halkı açlığa ve çaresizliğe iterek köleleştirmeyi amaçlıyor.