Suudi Arabistan, 20 gün sonra gazeteci Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü kabul etti. Devletler kabulden ‘memnun’ kaldı. Ancak başkonsolostaki cinayet ne aydınlatıldı ne de devletlerin sorumlulukları açığa çıkarıldı.
Suudi Arabistan, 2 Ekim’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girmesinin ardından kendisinden bir daha haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsoloslukta yaşanan bir arbede sonucu öldürüldüğünü açıkladı. Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ın danışmanlığını yapan Genelİstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed al-Asiri görevden alındı.
‘Yumruk darbesi’ ile öldü
Suudi Arabistan Başsavcısı, Kaşıkçı ile başkonsoloslukta görüştüğü kişiler arasında bir tartışma çıktığını, Kaşıkçı’nın aldığı bir yumruk darbesiyle yaşamını yitirdiğini kaydetti. Başsavcı, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini ve konuyla ilgili olarak 18 Suudi vatandaşının gözaltına alındığını duyurdu. “Kraliyet konuya dair derin üzüntüsünü ifade ediyor” denilen açıklamada, gözaltına alınan kişilerin kimliği açıklanmadı. Başsavcı Sheikh Saud Al Muhib, Kaşıkçı’nın öldürülmesinde sorumlu olanların adalete teslim edileceğini söyledi. Yayımlanan kraliyet kararnamesiyle Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ın üst düzey danışmanlarından Suud el Kahtani ve Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri görevden alındı. Suudi Arabistan böyle bir açıklama yapsa da Kaşıkçı olayının üzerindeki sis perdesi hala duruyor. Kaçıkçı olayında tüm dikkatleri üzerine çeken ve şüpheye yer bırakmayacak derecede sorumlu görülen Suudi Arabistan’ın bu çıkışı, sorumluluğu devlet üzerinden atarak, görevden almalar ve gözaltılarla faturayı “şahıslara” kesti.
İstihbarata yeni düzenleme
Kaşıkçı’nın ölümünü ilk defa kabul eden Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz’in, Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğinde kurulacak bir komite ile istihbarat servislerinin yeniden düzenlenmesini emrettiği belirtildi. Suudi Arabistan Genelİstihbarat Başkanlığı’nın yeniden yapılandırılması için kurulacak bakanlık komitesinin başında Prens Muhammed bin Salman olacak.
Talimatı ‘yanlış’ anlamış
New York Times gazetesi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a yakın üst düzey bir istihbarat yetkilisini sorumlu tutmaya hazırlandığı iddiasını ortaya attı. Gazete, “Suudi Arabistan yetkililerinin, General Ahmed el Assiri’nin, Veliaht Prens’ten Kaşıkçı’nın ülkesinde sorgulanması yolunda talimat aldığını ancak bu talimatı yanlış anladığını ya da yetkisini aşarak Kaşıkçı’yı öldürdüğünü söylemeleri bekleniyor” yorumuna yer verdi.
Olumlu buluyoruz
Suudi Arabistan, Türkiye’nin, Kaşıkçı soruşturmasında ortaya koyduğu dayanışmayı “değerli” buldu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “Suudi yönetiminin yaptığı açıklamayı olumlu buluyoruz. Uluslararası soruşturmaları yakından takip edeceğiz” denildi. Açıklamanın devamında, “Kaşıkçı’nın öldüğünün teyit edildiğini duymaktan üzgünüz. Kaşıkçı’nın ailesine, nişanlısına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz” ifadeleri kullanıldı. ABD Başkanı Donald Trump daha sonra yaptığı açıklamada, Suudilerin açıklamasının “büyük adım” olduğunu ve İran’a karşı denge unsuru olarak Suudi Arabistan’a ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
Türkiye üstüne düşeni yaptı mı?
Moldova ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularına yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin “Üzerimize düşeni yapıyoruz” dedi. Olayın “Çıktı gitti” diyerek kapatılamayacağını vurgulayan Erdoğan’ın hedefinde Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu da vardı. Erdoğan, konsolosun tavrından duydukları rahatsızlığı Suudi Kralı Selman’a telefonda ilettiğini, kralın da kendisine hak verdiğini söyledi. Erdoğan bunları söylüyor ancak, söyledikleri gerçekle pek uyuşmuyor. Kaşıkçı’nın konsolosluğa korumasız gitmesi, çıkmayınca girişimde bulunmak için yavaş hareket edilmesi, olayı aydınlatmaktan çok, bir rekabet unsuru olarak kullanılması kamuoyunda rahatsızlık yarattı.
DIŞ HABERLER