Babam devletin ilgili unsurları tarafından katledildiği zaman daha henüz iki yaşındaydım. Fiziksel olarak yanımda olmasa da, ruhu yaşamın her alanında benimle beraberdi
Şervan Denîz*
Yaşam, dünyanın en yüksek tepesi “Everest” ile dünyanın en çukur yeri olan “Mariana” arasında yer alan ve her iki tarafı uçurumlu, kıvrımlı, sert ve dikenli bir yoldur. Bu yolun engellerini kendi öz iradesi ile aşanlar yaşayabilir. Çünkü insan yaşıyla değil, özgür olduğu yıllarla ölçülür.
Babam devletin ilgili unsurları tarafından katledildiği zaman daha henüz iki yaşındaydım. Fiziksel olarak yanımda olmasa da, ruhu yaşamın her alanında benimle beraberdi. Yaşım ilerledikçe onu tanımaya, anlamaya çalışıyordum. Onu tanıdıkça, anladıkça daha bir başka seviyordum. Hayatın zorluklarına karşı dik durmayı, mücadele etmeyi öğrendiğim ilk insandı.
Yaşadığım coğrafyada babamı tanıyan her insana sorardım. Gazeteci yazar kimliğinden dolayı yaşadığım şehirde onu tanımayan hemen hemen kimse yoktu. Devamlı halkla iç içe yaşardı. Babamı tanıyanların onun hakkında söyledikleri ortak söz şuydu; “kendini toplumun sorunlarına çare bulmaya adamış bir devrimciydi”.
Hayatının her anında halkın sorunları ile ilgilenen, kendini buna adayan bir insan, hep kendisini geliştirmek için okuyan ve yazan biriymiş. Son nefesine kadar bunu sürdürdü. Kendini halk davasında hakikat uğruna feda etti. O’na kızamıyorum ve bu yüzden ona, duruşuna, verdiği mücadelesine saygı duyuyorum.
1990’lı yıllarda babam ve diğer gazetecilerin katledilmesi bir devlet politikasıydı ve bu anlayış bugüne dek devam ediyor. Devlet fiziksel olarak babamı öldürdü; fakat ruhu bugün binlerce bedende hayat buldu. O, bizimle mücadele ediyor ve yaşıyor. Özgür basın geleneğini ne kadar bitirmeye çalıştılarsa da dünden bugüne direne direne bedel vere vere büyüyor, büyümeye devam edecek.
Bir kez daha halk yolunda, hakikat uğruna kendi öz iradesi ile zorlu yolları aşıp ölümsüzlüğü yakalayan babam ve onun şahsında tüm devrim şehitlerini sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. Onların bizlere bıraktıkları mirasın takipçileri olacağımızın sözünü yineliyoruz!..
*Hüseyin Deniz’in oğlu