Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde kesintisiz süren sokağa çıkma yasağı 3. yılı bugün bitirdi. Yasak sırasında onlarca yurttaş katledildi, en az 40 bin sivil zorla göç ettirildi. Sur’un tarihi 6 mahallesi tamamen yok edildi.
Birçok medeniyete, inanç, kimlik ve kültüre evsahipliği yapan Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki yasak 3. yılını doldurdu. Aradan geçen zamanda tarihi ilçe yerlebir edildi, insanlar zorla göç ettirildi. İnsansızlaştırılan ve yaşamın talan edildiği Sur’da yıkım hala devam ediyor.
7 Haziran milat oldu
AKP’nin 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar olmayı kaybetmesi üzerine 24 Temmuz’da aldığı kararla Kürt sorununda yeniden “güvenlik” politikalarına dönüş yapıldı. Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan “Çöktürme Planı” çerçevesinde şiddetin dozajı artırılarak, Sur, Nusaybin, Cizre, Silvan, Varto gibi birçok yerleşim yerinde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Buna tepki amacıyla ağustos ayı ortalarında Sur Halk Meclisi tarafından “özyönetim” talepli açıklama yapıldı. Eylül ayında Sur’un bazı mahallelerinde gençler, “özsavunma” adı altında hendek ve barikatlar kurdu. 6 Eylül’de ilçenin tüm mahallelerinde 1 gün süren sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Daha sonra 13 Eylül’de 2 gün, 10 Ekim’de 4 gün, 28 Kasım’da ise Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Dört Ayaklı Minare’nin önünde suikast ile öldürülmesiyle ilan edilen sokağa çıkma yasağı 2 gün sürdü. En son 2 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla birlikte Sur, aralıksız olarak 103 gün süren çatışmalı bir dönemin içine girdi. Yasak yerle bir edilen mahallelerde hala sürüyor. Sur’da ilan edilen yasak dünyanın en uzun sokağa çıkma yasağı olarak tarihe geçti.
2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen yasak, Cevatpaşa, Hasırlı, Dabanoğlu, Savaş, Cemal Yılmaz ve Fatih Paşa mahallelerini kapsadı.
Sabahın köründe çoğunluğu kapıları kırılmak suretiyle bin 975 ev basıldı. Baskına maruz kalan evlerde yaşayan yurttaşların kafalarına silah dayandı, darp edildi, işkence ve kötü muamelede bulunuldu. Çoğunluğu bu ev baskınlarında ve toplumsal gösterilerde olmak üzere 293’ü çocuk 3 bin 564 kişi gözaltına alındı. 41’i çocuk 788 kişi ise tutuklandı.
‘Kahramanlar’ darbeci oldu
Sur’da 104 gün süren operasyon “Bayrak-12 Operasyonu” adıyla yürütülürken, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz ile Mardin’de 1993-1994 yıllarında 13 köylünün öldürülmesi olayının faili olarak yargılanan Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Musa Çitil de operasyonun başında yer alan rütbeli isimlerden oldu. Çitil, operasyondan sonra Jandarma Komutan Yardımcılığı’na kadar terfiler alırken, dönemin Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz ise darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklandı. AKP iktidarının kahraman dediği birçok yetkili asker, darbe girişiminde yer aldı.
Cenazeler sokakta bekletildi
Yaşamını yitiren gençlerin cenazeleri günlerce sokak ortasında bekletildi. Polis ve askerler ailelerin cenazelerini almasına izin vermezken, Mesut Seviktek, İsa Oran, Ramazan Öğüt ve Rozerin Çukur’un aileleri, çocuklarının cenazelerinin verilmemesi üzerine 2 Ocak 2016’da İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde açlık grevine başladı. 19 gün süren açlık grevlerinin ardından Seviktek ve Oran’ın cenazeleri 27 gün sonra ailelerine teslim edildi.
Evler gasp edildi
Çatışmalarından ardından Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ve Bakanlar Kurulu işbirliğiyle ilçede yeni plan devreye konuldu. 23 Mart 2016 tarihinde Koruma Kurulu’na Diyarbakır Emniyeti tarafından sunulan planda, Sur’un çeşitli yerlerinde karakol ve kulekolların kurulması dahil 8 madde kabul edildi. 21 Mart günü Bakanlar Kurulu tarafından Sur’un “acil kamulaştırma” kararı onaya sunuldu. Yıkılan yapıların yanı sıra ilçenin yüzde 70’ine tekabül eden 6 bin 300 parsel için Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan” ilan edilerek, “acele kamulaştırma” kararı alındı.
Kozmopolit ilçenin binlerce yıllık kültür birikimini taşıyan ve kentin en eski yaşam alanından eser kalmadı. Kiliselerin önündeki 17 tescilli yapı yerlerinde bulunmazken, Mehmet Uzun Müzesi’nin yarısı, Paşa Hamamı’nın bir bölümü yıktırıldı. Yine Ermeni yazar Mıgırdiç Margosyan’ın evi ve şair Ahmed Arif’in doğduğu ev de yıkımdan kurtulamadı.
“Acele Kamulaştırma” kararıyla evler gasp edildi. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve Sur Platformu evleri gasp edilen yurttaşlar için davanın takipçiliğini üstlendi.
Olup bitenin tanığı çok
Sağlık örütleri, abluka altındaki mahallelerde sivil halkın sağlık ihtiyacının karşılanmasına izin verilmesi talebiyle, Büyükşehir Belediyesi önünde “Ölüme karşı yaşam, siyaha karşı beyaz duruş” sloganıyla başlattıkları “Beyaz nöbet” eylemini 24 Aralık 2015’te başlattı. 51 gün devam etti. Aynı zamanda, yine aynı dönemde, Barış İnisiyatifleri ve Haber Nöbetleri ile kamuoyu Sur’da olup bitene tanıklık etmişti.
Bitti denildi hala sürüyor
Sokağa çıkma yasağının dünyada bir benzeri bulunmazken, 9 Mart’ta dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “Operasyon bitti” açıklaması üzerinden 33 ay geçmesine rağmen yerle bir edilen ilçede yasak hala sürüyor. Ağır silahlarla yıkılan mahalleler daha sonra iş makinalarıyla yerle bir edildi. Kentsel sit alanında sokağın kalmadığı, ancak sokağa çıkma yasağının devam ettiği mahallelerde Çevre ve Şehircilik Diyarbakır İl Müdürlüğü bilgilerine göre, yıkılan ev sayısı 3 bini aşmış durumda. Yasaklı mahallelerin sokak başlarına yerleştirilen beton bloklar ve polis noktalarıyla girişler engellenirken, onyıllardır yaşadıkları mahallelerinden zorla çıkartılan insanların mahallelerine geri dönüp de görebilecekleri bir kalıntı bile bulunmuyor.
En ağır silahlar kullanıldı
Yasak sonrası şiddeti artan çatışmalara ilk olarak polis, özel harekat ve jandarma özel harekat timleri dahil oldu. Daha sonra tank gibi ağır silahların yanı sıra korucular devreye konuldu. Sonrasında da TSK’nin en kapsamlı birliği olan “Bordo Bereli” olarak adlandırılan Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde yaklaşık 150 kişilik bir birim gönderildi. Daha sonraları ise SADAT denilen bir kuruluşun organize ettiği ileri sürülen paramiliter güçler çatışmalara dahil oldu.
Tosun: Sur Dımdım Kalesi oldu
Yasak sırasında 96 gün sonra ilçeden tahliye edilen HDP Milletvekili Remziye Tosun, o dönem 2 yaşında olan bebeği Beritan’la gözaltına alınıp tutuklandı. Tosun, 15 ay sonra cezaevinden çıkarken, 24 Haziran seçimlerinde milletvekili olarak seçildi. Jinnews’ten Beritan Canözer’e konuşan Tosun, “Canını verip, sokağını vermeyen Sur gençleri, tarih yazdılar. Sur Dımdım Kalesi’ydi ve kale düşmedi. Yıllar da geçse herkes Sur’u konuşacak. Sur bizim için hem en büyük yara olarak hem de bir direniş öyküsü olarak kalacak.” dedi.
Okullar karakola çevrildi
Koruma İmar Planı’nın rafa kaldırıldığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projesinde plan değişikliği ile mevcut plandaki kentsel donatı alanları kaldırıldı. Hasırlı Mahallesi’nde Cumhuriyet İlköğretim Okulu ve Halk Sağlık Merkezi’nde 3 bin 500 metre kare alanı kapsayacak bir karakol, Cemal Yılmaz Mahallesi’nde 30 konut yerine bir karakol, İskender Paşa Mahallesindeki çocuk parkında ve 20 konutun yerine bir karakol, Ali Paşa Mahallesi’nde ise 3’ü tescilli olmak üzere 24 yapının yerine bir karakol yapılacak. Fatih Paşa Mahallesi’nde önce kilise olan tescilli Süleyman Nazif İlköğretim Okulu ve yanında bulunan park ve 2 evin yeri de karakola dönüştürülecek. Ayrıca ilçeyi çevreleyen surların bütün kapılarından olmak üzere 13 kontrol noktası oluşturuldu, bunlara ilave ilçede 15 gözetleme kulesi ve 38 mobese noktası kuruluyor.
‘Kültürel soykırım’ yapıldı
TTMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) hazırladığı, “Sur Raporu”nda, tarihi ilçeyer alan aralarında 87’si tescilli, 247’si tescile değer toplam 4 bin 985 yapının yıkıldığı ortaya konuldu. Yine yaklaşık 7 bin sivil evin yıkıldığı belirtildi. Kamulaştırma kararı ardından az hasarlı veya hasarsız binaların da yıkılmasıyla ilçe dümdüz hale getirildi. Toplam 75,3 hektarlık bir alan oluşturan söz konusu bu altı mahallenin yapısal olarak yüzde 72’sinin yıkıldığını belirtilen raporda, bu durum “kültürel soykırım” olarak tanımlandı.
Yüzlerce yapı için yıkım kararı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı plan değişikliği yaparak, karakolların stratejik yer seçimlerinin güvenlik kriterleri göz önüne alınarak yapıldığı belirtti. Güvenlik odaklı savunma planında karakolların hem ana akslarla olan hem de kendi aralarındaki ulaşım bağlantılarının sağlanması için yapılacak yol genişletmelerle 17 adet tescilli yapı, 42 geleneksel yapı olmak üzere toplamda 976 adet yapının daha plan kararı ile yıkımı yapılacak. Daha önce valilik tarafından belirlenen cüzi hasar tespit paralarını reddeden ilçe halkı yapılan anketlerde, Sur’dan çıkmak istemediklerini ortaya koydu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın oluşturduğu uzlaşma komisyonu, yıkılan evlerin değerini Surlulara tebliğ ediyor. Evlerine verilen değerin 40 ve 50 bin TL arasında olmasından dolayı tepki gösteren insanlar, yeni dava süreci başlatmaya hazırlanıyor. TOKİ Diyarbakır şehir merkezinin uzağında Sur’da göçertilen insanlara satılması için yapımına başladığı 5 bin 637 konutun da inşaatını bitirdi. İnşaatı biten evlerin fiyatı 140 bin TL olarak belirlendi.
Yüzlerce sivil yaşamını yitirdi
10 Mart 2016 tarihine kadar süren operasyonda, yaşamını yitirenlerin sayısı hala net bilinmiyor. Ancak Sur’dan 73 kişinin cenazesi çıkarılırken, kuşatmanın son bulması için Sur dışında yapılan protestolarda ise 11 kişi öldürüldü. Bu sürede sadece resmi rakamlara göre, 2 yüzbaşı ve teğmenin de aralarında bulunduğu 53 asker, 17 polis ve 1 korucu olmak üzere toplam 71 askeri görevli yaşamını yitirdi. Çatışmalar boyunca Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı rapora göre, 79’u çocuk olmak üzere 321 sivil hayatını kaybetti. Yaklaşık 40 bin kişi ise yerinden göçertildi.
DİYARBAKIR