ATK, Diyarbakır’da özel harekât polislerini taşıyan zırhlı midibüsün köy minibüsüne çarpması sonucu biri çocuk 3 kişinin yaşamını yitirdiği olayda, zırhlı aracın sürücüsünü değil lastiği kusurlu buldu
Adli Tıp Kurumu (ATK) Diyarbakır- Bingöl Karayolu’nda, özel harekât polislerini taşıyan zırhlı midibüsün karşı şeritten gelen sivilleri taşıyan minibüse çarpması sonucu meydana gelen kazaya ilişkin raporunu hazırladı. 19 Haziran 2017’de meydana gelen olayda zırhlı aracın sürücüsü polis B.K., aşırı hız ve aracın lastiğinin patlaması sonucu karşı şeritten gelen minibüse çarptı. Her iki araç çarpmanın etkisiyle yolun kenarına savurulurken, olayda köylüleri taşıyan minibüsün sürücüsü Remzi Menteşe (36), Zilan Yamankılıç (10) olay yerinde, İlhan Ayaş (37) ise tedavi gördüğü Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
‘Polis kuralı ihlal etti’
Kazanın ardından jandarmanın olay yerinde yaptığı inceleme ve ölçümler sonucunda hazırladığı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda kazanın “teknik arıza” (Teker patlaması) sonucu aracın hâkimiyetini kaybederek karşı şeride geçmesiyle yaşandığı ileri sürüldü. Tutanakta, zırhlı aracın sürücüsü B.K.’nin “Aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” kuralını ihlal ettiği, Remzi Menteşe’nin herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtildi.
Bilirkişi: Sürücü kusurlu
Soruşturma savcısının olayda kusur durumunun tespiti için görevlendirdiği trafik bilirkişisinin hazırladığı “Trafik Kazası Bilirkişi Raporunda” ise, kazanın zırhlı aracın sürücüsü B.K.’nin aşırı hız yapması nedeniyle meydana geldiği belirtildi. Bilirkişi, araçtaki kamera kayıtlarının incelenmesinde aracın 1 kilometreyi 33 saniyede kat ettiği ve bunun saatte 119 kilometre hıza denk geldiği tespitinde bulunarak, aracın lastiğinin patlamasından kaza yaptığı ana kadar orta refüjü geçmesi de dahil olmak üzere aracın hızının hiç kesilmediğini belirtti. Olayda teknik kusurdan söz edilse de lastiğin patlamasının doğrudan kaza sebebi olmayacağını ifade eden bilirkişi, “Çünkü patlayan lastiğe rağmen aracın sürücüsü taşıtın hızını azaltarak ya da gerekli tedbirleri alarak kazayı önleyebilirdi. Önemli olan kazadan önce meydana gelen teknik arızanın zamanında sürücü tarafından giderilme imkânı olmasına rağmen ‘bakım ve gözetim ihmali’ sonucu olup olmadığının tespitidir” dedi. Bilirkişi, polis B.K.’nin Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 51 ve 52’nci maddelerinde belirtilen “hız ve aracın trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymamak” maddelerine aykırı hareket ettiği ve bu nedenle 8/8 kusurlu (tam kusurlu) olduğu yönünde görüş bildirdi. Remzi Menteşe’nin olayda bir kusurunun bulunmadığına karar verdi.
ATK: Tamamen teknik
Tarafların bilirkişi raporuna yaptığı itiraz üzerine yeniden rapor aldırılması için dosya Adli Tıp Kurumu (ATK) Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderildi. Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda, “Trafik Kazası Tespit Tutanağı” ve trafik bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin aksine tespitte bulundu. ATK, dosya kapsamındaki ifadeler ve tespit edilen diğer tüm veriler incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında kazanın tamamen “teknik bir arıza” (Tekerleğin patlaması) sonucunda meydana geldiği, olayda her iki sürücünün de hatalı bir tutum ve davranışı olmadığı şeklinde rapor düzenledi. ATK raporu bölümünde şu tespitlerde bulundu: “A- Ölen sürücü Remzi Menteşe’nin kusursuz olduğuna. BSürücü B.K.’nin kusursuz olduğuna. C- Teknik arıza mahiyetinde bir husus olan lastik patlamasının olayın oluşu üzerine yüzde 100 oranına etkili olduğuna oy birliğiyle karar verildiği kanaatini bildirir müşterek rapordur.” Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığın olayla ilgili yürüttüğü soruşturma devam ederken, savcılık ATK’nin raporu doğrultusunda sanık polis hakkında takipsizlik kararı verebilir ya da raporu dikkate almayarak iddianame hazırlayabilir. Mağdur ailelerin avukatları ise rapora karşı Adli Tıp Genel Kurulu’na itiraz etti.
Deniz Tekin/Diyarbakır-MA