Urfa T Tipi Hapishane Kampüsü’nde devam eden Suruç katliamı firari sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin yargılandığı davada aileler, faillerin bulunmamasına tepki gösterdi
Suruç’ta 20 Temmuz 2015’te IŞİD’in canlı bomba saldırısında 33 sosyalistin katledilmesine dair firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin yargılandığı davanın 24’üncü duruşması Riha’daki (Urfa) Hilvan Hapishane Kampüsü Duruşma Salonunda görülüyor.
Suruç ana davası 22 Ekim’de Ankara davasından tutuklu tek sanık Yakup Şahin’e ceza verilerek kapatılmış, Bali ve Büyükçelebi’nin dosyası tefrik edilmişti. Urfa T Tipi Hapishane Kampüsünde firari sanıkların yargılandığı davanın 3’üncü duruşmasında katliamda eşi Cemil Yıldız’ı kaybeden Sultan Yıldız, duruşmalarda beyanları nedeniyle mahkeme heyetlerinin haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlattı.
Kim koruyorsa ortaya çıksın
Kadıköy’deki Halitağa’da yaptıkları eylemlerin yasaklandığını hatırlatan Yıldız, “Üzerimizde çok baskı var. Tek talebimiz adalet” dedi.
Suruç katliamında Çağdaş Aydın katledilen kendisi de saldırıda yaralanan babası Feti Aydın ise, en az 18 saatlik yoldan gelerek adalet adalet aradıklarını söyledi. Silinen beş saatlik kamera görüntülerinin ortaya çıkmasını, patlamanın nasıl gerçekleştiğini ve kimin yardım ettiğinin ortaya çıkması, çantasından IŞİD bayrağı çıkmasına rağmen sakalı kesilerek Abdullah Ömer Arslan’ı kimin serbest bıraktığının ortaya çıkmasını istediklerini yineleyen Aydın, “İlhami Bali Konya’da bir hastanede tedavi oldu. Basından öğrendik bunu. Ankara’da MİT ile görüşüyor. Ankara ve Suruç katliamlarının sorumlusu olan bu kişinin bu kadar rahat dolaşmasını sorgulamamız normal değil mi” sorusunu yöneltti.
Davutoğlu ifade vermeli
Tüm suçun Yakup Şahin’e atılarak sorumluların gizlendiğine dikkat çeken Aydın, “Mahkeme salonunda yüzüne tükürecek katil yok. Adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımız geleceğin aydınıydı” dedi. Suruç gazisi Çağla Seven de, ” Firari İlhami Bali teknik takiple nasıl bulunamıyor. Biz anma yapmak isterken gözaltına alınıyoruz. Burada hapishane kampüsünde silahların gölgesi altında derdimizi anlatmaya çalışıyoruz” dedi. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun IŞİD’liler için “bir grup öfkeli genç” dediğini hatırlatan Seven, iktidarın bunun ekmeğini de çok yediğini kaydetti. Oğlu Uğur’u Suruç’ta kaybeden Mehmet Özkan da, “Davutoğlu ifade vermezse, İlhami Bali yakalanmazsa bu ülkede katliamlar yaşanmaya devam edecek” dedi.
Talepleri sıraladı
Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar da şu talepleri yineledi: ”
*Dosyanın tanıklarından Fadile Güneş ve H. İbrahim Yoldaş hakkında zorla getirme kararı verilmeli.
*M. Şükrü Yoldaş, Ayşenur İnci, Yakup Şahin, Lütfiye Şanverdi ve Ahmet Davutoğlu tanık olarak dinlenmeli.
*Suriye’de Türkiye’nin denetiminde bulunan bölgelerde olduğu tespit edilen firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin suçluların iadesi kapsamında Türkiye’ye iadesine karar verilmeli.”
İki kurum arasında çelişki var
Platformu avukatlarından Serdil İzol da İlhami Bali’nin Konya’da tedavi gördüğüne dair Urfa İl Sağlık Müdürlüğü yazısına rağmen Cihanbeyli Devlet Hastanesi’nden “tedavi kaydı yoktur” şeklinde bilgi verildiğini hatırlattı. Bu iki kurumun çelişkisinin Sağlık Bakanlığı’na sorulması gerektiğinin altını çizen İzol, “Bizzat Adıyaman TEM Şube tarafından Şeyh Abdurrahman Alagöz ile bağlantılı olduğu tespit edilen kişiler olarak dosyaya sunulan bilgilere rağmen Antep ve Adıyaman TEM şube tarafından IŞİD’le bağlantılı bu kişilerle ilgili bilgi ve belge bulunmadığı bildirilmiştir” dedi.
Duruşma sürüyor.
RIHA