Yüzde 70’i yıkılan tarihi Surp Sarkis Kilisesi’ne ait taşlar, önlem alınmadığı için çalındı. HDP’li Garo Paylan, bakanlığın kilisenin korunması için karar vermesini istedi
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinin Alipaşa Mahallesi’nde Ortodoks Ermenilerine ait Surp Sarkis Kilisesi’nin yüzde 70’lik bölümü yıllar içinde yıkıldı. Defineciler tarafından tahrip edilen kilisenin geriye kalan bölümü ise yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Herhangi bir uyarı levhasının bulunmadığı kilisede, 6 Aralık 2019’da duvarlarının yağmurdan etkilenmesiyle meydana gelen göçükte bir çocuk ağır yaralandı. Göçükte iki sütun ve 50’ye yakın taş yerinden çıktı. Yıkımın ardından koruma altına alınmayan taşlar çalındı.
Kilisenin korunmaması ve taşların çalınmasına tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, kenttin hafıza ve hatırasının yok edilmeye çalışıldığını söyledi.
‘Bir hafıza yok ediliyor’
Geçtiğimiz yüzyılın başına kadar Diyarbakır nüfusunun yarısının Ermeni ve Süryanilerden oluştuğunu hatırlatan Paylan, “Ermeni ve Süryani halkının hem Sur’da yaşamı hem de kültürel varlıkları vardı. Ancak büyük bir yıkım sonrası hem halklar hem de bu halkların hikayesi, hafızası, kültürel mekanları yok edildi ve yok edilmeye devam ediliyor. Surp Sarkis Kilisesi de bunların sembollerinden birisi. Surp Sarkis Kilisesi maalesef yıkılmaya terk edildi ve şu anda da görüldüğü gibi taşları da çalınarak, aslında bir hafıza, hikaye, Ermenilerin buradaki varlığına dair en büyük belgelerden birisi daha yok ediliyor” diye konuştu.
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) Başkanı Osman Baydemir döneminde Surp Giragos Kilisesi’ni restore edildiğini anımsatan Palyan, “Surp Sarkis Kilisesi’nin onarılmasına ilişkin projeler hazırlandı. Ancak daha sonra çatışmalı dönem ve kayyım siyasetiyle birlikte bu çalışmalar askıya alındı. Biz tabi ki şu anda Kültür Bakanlığı’na ve diğer ilgili mercilere en azından Surp Sarkis Kilisesi’nin korunması yönünde çağrıda bulunduk. Ama kilisenin mülkiyeti şu an da Diyarbakır Ermeni Kilisesi Vakfı’na aittir. Ancak bu vakfın, kiliseyi restore edecek gücü bulunmamakta. Bu anlamda yerel yönetim, merkezi yönetim ve vakıfla birlikte kilisenin restore ve ihya edilmesi konusunda çalışma yürütmesi lazım” dedi.
Sahip çıkma çağrısı
Kilisenin onarımı için uluslararası girişimlerde bulunduklarını dile getiren Paylan, ancak iktidarın dış politikasından ve faşizan uygulamalarından kaynaklı dünyadaki Ermeni halkından gelecek desteklerin engellendiğini ifade etti. Türkiye’nin çok kültürlü ve kimlikli bir tarihe sahip olduğunu belirten Paylan, “Diyarbakır Surp Sarkis Kilisesi bu sembollerden birisi ve Surp Sarkis’e hep beraber sahip çıkmalıyız” diye seslendi.
Koruma Kurulunun sadece raporlama yapan bir kurum olduğunu kaydeden Paylan, bakanlığın kilisenin korunması için tedbir alma kararı vermesi gerektiğini söyledi. Diyarbakır’ın hafıza ve hatırasının yok edilmeye çalışıldığını belirten Paylan, kilisenin büyük bir bölümünün yıkıldığına dikkat çekerek, “Burada kültürel varlıkları, kepçelerle kamyonlara doldurup götürdüler. Geride kalan kültürel varlıklar konusunda da maalesef bir yok etme siyaseti devam ediyor” dedi.
Paylan, kilisenin korunması için hem bakanlık hem de ilgili kurumlara gerekli girişimlerde bulunacağını söyledi.
Kaynak: MA