Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye oluşturmak istediği “güvenli bölge”ye yerleştirmek istediği Suriyeli mülteciler endişeli. ‘Bizi malzeme haline getirmesinler’ diyen mülteciler, istikrarsızlaştırılan bölgeye gitmek istemediklerini vurguladı.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlatılan saldırılarını sürdüren Türkiye, burada oluşturmayı planladığı “Güvenli Bölge”ye sığınmacı Suriyelileri zorla yerleştirmeyi amaçlıyor.
Mezopotamya Ajansı‘nda (MA) yer alan habere göre Mülteciler ve Sığınmacılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin verilerine göre, Türkiye’de kayıtlı Suriyeli sayısı 31 Ekim 2019 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 8 bin 529 kişi artarak 3 milyon 680 bin 603 kişiye yükselmiş durumda. Bu rakama kayıtsız olanlar dahil edildiğinde ülkedeki Suriyeli mülteci sayısı yaklaşık 5 milyon civarında.
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşa Şam’daki Emevi Camii’nde namaz kılma hedefi ile doğrudan dahil olan Türkiye, kendisine sığınan bu mültecileri Avrupa’ya karşı sık sık koz olarak kullanmaktan geri durmadı.
İstanbul Valiliği, 1 Ağustos’ta yaptığı açıklama ile geçici koruma kaydı İstanbul’da olmayan Suriyeli mültecilerin kenti terk etmeleri için 20 Ağustos’a kadar süre vermiş, ilerleyen günlerde ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu tarihi 30 Ekim’e uzatmıştı. Tanınan sürenin ardından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nden “bugüne ne kadar toplam 364 bin 663 kişinin gönüllü olarak geri dönmüştür” açıklaması geldi.
Bir yanda Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarla bölge halkı zorla yerinden edilmeye devam edilirken, İzmir ve Adana’da yaşayan Suriyeliler, “güvenli bölge”ye yerleştirilmeleri konusunda oldukça endişeli.
Mülteciler kaygılı
Yaşadıkları Suriye’nin Halep kentinden 2,5 yıl önce eşi ve çocuğuyla beraber İzmir’e gelen mültecilerden biri olan Aliye Hadip, Türk yetkililerinin ‘güvenli bölge’ söylemleri konusunda kaygılı olduğunu dile getirdi.
Halep’te iken henüz 3 aylık olan kalp hastası bebeğinin tedavi gördüğü hastanenin IŞİD tarafından bombalanması sonucu yaşamını yitirdiğini anlatan Hadip, cenazesini bile bulamadıkları çocuğunun yasını tuttukları köydeki evlerinin de yine IŞİD’liler tarafından bir gece gerçekleştirilen bombardımanda yıkıldığını belirtti.
Şimdi bir takı atölyesinde çalışıp, çocukları ile birlikte hayatlarını idame ettirmeye çabalayan Hadip, Türkçe öğrenmeye başlamasıyla birlikte kendilerine yönelik nefret söylemlerini ve ‘Suriyeliler gitsin, savaş bitti dönsünler’ cümlelerini anlamaya başlamış.
‘Erdoğan bizi gönderirse…’
“Suriye’ye dönmek istemiyorum” diyen Hadip, çünkü IŞİD’in hala orada var olduğunu dile getirdi.
Hadip, “IŞİD’in zulmü çok kötü. Zaten her şeyimizi IŞİD’e bırakıp kaçtık oradan. Türkiye’nin Rusya ile vardığı Soçi anlaşmasıyla Suriyelileri ‘güvenli bölge’ye taşımayı gündemine aldığını haberlerden öğrendim. Erdoğan biz Suriyeli mültecileri gönderirse ben bir yolunu bulup kaçarım. Suriye çok tehlikeli bir yer ve orada hala IŞİD çeteleri var” dedi.
‘Bizi malzeme haline getirmesinler’
2015 yılında Rakka’dan göç ettiği Adana’ya yerleşen 68 yaşındaki Rakkalı Hıdır Kallo da, eşi ve 8 çocuğu ile birlikte zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.
Türkiye’de mülteci olmanın çok zor olduğunu söyleyen vurgulayan Kallo, zor da olsa burada kendilerine bir yaşam kurduklarını, ancak şimdi kurulmak istenen “güvenli bölge”ye yerleştirilmek istendiklerini dile getirdi. Kallo, bu duruma “Bizler hesaplaşma masasındaki malzemeyiz onlar için. Bizi malzeme konusu haline getirmesinler artık. Bu savaşı sonlandırsınlar” sözleriyle tepki gösterdi.