Aylarca cezaevi ve hastane arasında mekik dokuyan hasta tutuklu Sabri Kaya’nın yeğeni Serhat Kaya, “Bu sürecin hepsi bilinçli gerçekleşti. Ölmesini bekliyorlardı” dedi
Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ağır hasta tutuklu Sabri Kaya, “Cezaevinde kalamaz” raporuyla birlikte Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında tahliye kararı verildiği gün yaşamını yitirdi.
Adana’nın Ceyhan ilçesinde 1998’de yaşanan bir olaya ilişkin 2000 yılında gözaltına alınan Kaya hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmişti. Ardından bir itirafçının beyanları üzerine tekrar gözaltına alınan Kaya, tutuklanmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. 2010 beri tutuklu bulunan Kaya’nın, 2 kez geçirdiği kalp ameliyatında kalp kapakçıkları değiştirildi.
Kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, şeker, midede gastritten ve ülserden kaynaklanan yaralar, astım, bronşit, kolesterol, tansiyon, kemik erimesi ve alzheimer gibi kronik rahatsızlıkları olan Kaya’nın 2013’te sağlık durumu nedeniyle infazı 3 ay durduruldu. Bu süre zarfında İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından verilen “kronik hastalığı yoktur” raporuyla tekrardan tutuklanarak, cezaevine konuldu.
İlaçları verilmedi
Kalpli yüzde 25 çalışan Kaya’ya yıllardır kullandığı ve kanın pıhtılaşmasına olmasına engel olan “Cuamadin” adlı ilacı temin edilmedi ve 25 Mart 2020 tarihinde kalp krizi ve beyin kanaması geçirmesine yol açtı. Bu kriz sırasında yoğun bakıma alınan Kaya, kısmı felç ve geçici konuşma yetisini kaybederken; ciğerlerinde su toplandı. Kaya, 3 kez yoğun bakıma alınıp, “Durumu iyi”, “Kovid var” denilerek yoğun bakımdan çıkartılarak tedavisi tamamlanmadan cezaevine geri gönderildi. Kaya, bu süre zarfında 30 kez Osmaniye Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı ve ardından tekrar cezaevine götürüldü. Kaya cezaevi ile hastane arasında mekik dokurken tahliyesi için Osmaniye İnfaz Hakimliği’ne hem de Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvurulara yanıt verilmedi.
Hastaneye yatışı yapılmadı
Kaya, 6 Mayıs’ta ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, “Artık dayanacak gücüm kalmadı. Ben öleceğim” demişti. Bunun üzerine Kaya’nın avukatı İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Hapishane Komisyonu Sözcüsü İlhan Öngör, Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talepli başvuru yapıp, Kaya’nın Adana Şehir Hastanesi’ne sevk için gerekli girişimlerde bulunmuştu.
6 Mayıs’ta sevk kararı alınsa da Kaya, cezaevi savcısının gerekli yazışmaları yapmaması nedeniyle hastaneye götürülmedi. 6 gün sonra hastaneye sevk edilen Kaya’nın yatışı salgın nedeniyle yapılmadı. Burada görev yapan Kardiyoloji doktoru, hastalığın ciddiyetine dikkat çekerek cezaevinde kalamayacağını belirtti.
AYM reddetti
Kaya için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan tedbir talepli başvuru da, “Cezaevi idaresi hastaneye götürüp getiriyor, ambulans cezaevinde hazır bekletiliyor” denilerek reddedildi. Kaya, bu kez 11 Mayıs’ta kaldığı koğuşta bağırsak kanaması geçirdi. 4 kez Osmaniye Devlet Hastanesi’nde yoğun bakıma alınan Kaya, bu kez 18 Mayıs’ta bir kez daha bağırsak kanaması geçirdi. Osmaniye Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi edilen Kaya’nın durumunun daha da kötüleşmesi üzerine 20 Mayıs itibariyle Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde sevk edildi. Kaya hakkında aynı gün Osmaniye Devlet Hastanesi tarafından “Cezaevinde kalamaz” raporu verildikten sonra Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tahliye kararı verildi.
Gerekli müdahale yapılmadı
Kaya’nın yetkililerin ihmalkârlığı sonucunda yaşamını yitirdiğini söyleyen yeğeni Serhat Kaya, “Amcam öldükten sonra tahliye kararı verildi. Bu nasıl bir vicdandır. Ölmesini bekliyorlardı” diyerek duruma tepki gösterdi. Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’e konuşan Serhat Kaya, AYM ret kararından sonra amcasının durumunun kötüye gittiğini ve bunun üzerine 3 aylık şartlı tahliye verildiğini söyledi. Amcası için gerekli müdahalenin yapılmadığını ifade eden Kaya, “Bu sürecin hepsi bilinçli gerçekleşti” dedi.
HABER MERKEZİ