Erdoğan, Trump ile görüşmesinde olumlu ilerleme sağlandığını belirtse de Türkiye’nin yaklaşan yaptırımlar için yedek parça stokladığı bildirildi. İstanbul’a 2 gün ziyarette bulunan Senatör Graham da yaptırımların kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye, ABD’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sisteminden vazgeçmesi için verdiği mühlet yaklaşırken dikkat çekici adımlar atmaya başladı. Son olarak G20 zirvesi kapsamında ABD Başkanı Donald Trump ile OSAKA’da görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, görüşmenin olumlu geçtiğini belirtse de Ankara’nın yaklaşan yaptırımlar için hazırlık yaptığı bildirildi. Amerikan haber sitesi Bloomberg’e konuşan üst düzey iki Türk yetkili, S-400 krizi nedeniyle ABD’nin silah ambargosunu ihtimal dahilinde gördüklerini söyledi.
Washington yönetimi, S-400’lerden vazgeçmesi için Ankara’ya 31 Temmuz’a kadar süre verdi ancak Erdoğan önceki gün yaptığı açıklamada alımdan vazgeçilmeyeceğini ve ilk teslimatın 10 gün içerisinde olacağını kaydetti. Amerikan Kongresi, Ankara alım yaptığında ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası ‘CAATSA) kapsamında yaptırımları hazır tutarken, Türkiye’nin elinde bulundurduğu F-16 gibi Amerikan yapımı silahlar için bir süredir yedek parça depoladığı belirtildi. Kongresi’de Türkiye’nin S-400 almasına karşı hazırlanan beş farklı yaptırım tasarısından birinde, F-35 programı dışında olası yaptırımlardan etkilenebilecek savunma teçhizatı programları arasında Patriot hava ve füze savunma sistemi, CH-47F Chinook helikopterleri, UH-60 Black Hawk helikopterleri ve F-16 uçakları da sayılıyor.
Trump’ın cesaretlendirmesi yetmedi
Bloomberg’e konuşan ve TSK’nin bir süredir F-16 jetlerinin ve diğer Amerikan yapımı askeri teçhizatın yedek parçalarını depolamakta olduğunu belirten Türk yetkililer, bu kararın ne zaman verildiğine, tam olarak hangi parçaların stoklandığına, bu parçaların nereden alındığına veya stokun gelecekte ne kadar süreyi kapsayabileceğine ilişkin ise ayrıntı vermedi. Yetkililer, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması halinde hem Rusya’dan savaş jeti alabileceğini, hem de kendi savaş uçakları ile balistik füzelerini ülke içi kullanım ve ithalat amacıyla üretmeye çalışabileceğini kaydetti. Amerikan Kongresi’nde Türkiye’nin S-400 almasına karşı hazırlanan beş farklı yaptırım tasarısından birinde, F-35 programı dışında olası yaptırımlardan etkilenebilecek savunma teçhizatı programları arasında Patriot hava ve füze savunma sistemi, CH-47F Chinook helikopterleri, UH-60 Black Hawk helikopterleri ve F-16 uçakları da sayılıyordu.
Bloomberg, ilgili haberinde “Başkan Trump’tan gelen cesaretlendirici mesajlara rağmen en kötüsüne hazırlanan Türkiye, tartışmalı Rus füzesi alımı nedeniyle Kongre’den yaptırım kararı çıkması ihtimaline karşı Amerikan yapımı silahların yedek parçalarını depoluyor” ifadelerini kullandı. Bloomberg, Türkiye’nin 1974’teki Kıbrıs harekâtından sonra dört yıl boyu uygulanan Amerikan silah ambargosunu unutmadığı ve bu kez daha hazırlıklı olmak istediği yorumuna da yer verdi.
FT: Felakete dönüşebilir
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi de konuya ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Erdoğan Trump’tan ılımlı mesajlar almasını hatırlatan FT, buna rağmen “ABD ile Türkiye arasında yavaş çekim ilerleyen bir çarpışmanın felakete dönüşebileceği” yorumunu yaptı. Kongrenin yaptırımlar konusunda Trump kadar iyimser olmasının pek mümkün olmadığına vurgu yapan FT, ABD’nin birkaç kez Türkiye’nin hem F-35 savaş uçaklarını, hem de S-400 füze savunma sistemini aynı anda alamayacağını belirttiğine dikkat çekti. FT, Erdoğan’a Rusya’nın yanında durması halinde CAATSA kapsamında yaptırım uygulanabileceği uyarısı yapıldığını da belirtti. S-400 alımının Putin için diplomatik bir zafer olduğunu belirten FT, Ankara’nın bu adımını NATO içinde uyumlu silah sistemleri ihtiyacını hiçe sayan bir anlaşma olarak yorumladı ve “Eğer bu hava savunma sistemleri Türkiye topraklarına yerleştirilirse, Rusya, NATO’nun ana savaş uçağı olacak F-35’ler hakkında bilgi toplayabilir” ifadelerini kullandı.
‘F-35 ile sınırlı kalmaz’
Türkiye’nin bağımsız bir ülke olarak savunma konusunda kendi kararlarını verme hakkı olduğuna değinen FT, “Ancak NATO üyesi olarak da ittifakın güvenliği ve birliğinde delik açmaya da hakkı yok” sözlerine yer verdi. Erdoğan’ın son 3 yıldır Rusya’ya minnettar olduğuna değinilen yazının devamı şöyle: “2016’dan bu yana Türkiye’nin Suriye’deki en büyük hedefi, sınırında, ABD’nin IŞİD karşısında desteklediği birliklerin yönettiği özerk bir Suriyeli Kürt bölgesi oluşmasını engellemek. Türkiye bu nedenle kendisini Rusya, İran ve Suriye ile sallantılı bir ittifak içinde buldu. Eğer Erdoğan Rusları S-400 konusunda terk ederse, Putin Türkiye’nin de askeri noktalarının bulunduğu İdlib’e yönelik saldırılarını artırabilir ve Türkiye’nin İdlib çevresinde YPG’ye karşı sürdürdüğü varlığı da sadece Rusya’nın rızasıyla mümkün. Erdoğan ABD’yi gerçekten kızdırırsa, mevzu sadece Türkiye’nin NATO üyeliği ya da F-35 ortaklığı ile sınırlı kalmaz.”
Graham da ‘Yaptırım kaçınılmaz’ dedi
İki gün İstanbul’da kalarak temaslarda bulunan Trump’a yakın isimlerden ABD’li Senatör Lindsey Graham, S-400 alımı durumunda yaptırım uygulanacağına işaret etti. CBS kanalında yayınlanan ‘Face the Nation’ (Ulusla Yüzleşin) adlı programa katılan Graham, Erdoğan’ın G20 Zirvesi’nin ardından yaptığı “Yaptırım söz konusu olmayacağını Trump’tan duymuş olduk” sözlerine atıfta bulunarak bu tarz bir diyaloğun geçtiğinden ‘kuşkulu’ olduğunu söyledi. Yasalarına göre yaptırımın olmamasının imkânsız olduğunu vurgulayan Graham, ”Türkiye Ruslardan aldığı S-400 füze bataryalarını aktive ederse, yasalar uyarınca yaptırım uygulanması gerekir. Türkiye’ye aynı anda hem F-35 teknolojisini transfer edip hem de Rus füze bataryası almalarına izin vermemiz mümkün değil” dedi.
Graham, “Ayrıca birkaç gün önce, Rus S-400 füze bataryalarını aktive etmeleri halinde Türkiye’ye F-35 satışını yasaklayan bir yasayı kabul ettik.” dedi. Sunucunun “Yaptırımların kaçınılmaz olmadığını söylemiyorsunuz. Bir tür uzlaşma görüyor musunuz?” sorusu üzerine Graham, şu öneriyi sundu: “Yasalarımızda takdir yetkisi yoktur. Eğer S-400’leri aktive ederlerse, Amerikan yasaları kapsamında yaptırımlara maruz kalacaklar ve F-35 teknolojisi Türkiye’ye transfer edilemeyecek. Bu ikilemden bir çıkış yolu bulmalıyız.”
DIŞ HABERLER