Açlık grevi eylemleri devam ederken cezaevlerinde bulunan 7 tutuklu tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. Yaşamına son veren ilk tutuklu, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Zülküf Gezen oldu. 17 Mart günü yaşamına son veren Gezen’in hikayesi Sur’da başlar. Anne Havva Gezen ve baba Şehmuz Gezen, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Mezarlığı’nda oğlları Zülküf Gezen’i anlattı. Anne Gezen, “Benim şirin çocuğumdu” diyerek başladı anlatmaya ve şöyle devam etti: “Benim değerlimdi.
İnsanlara, arkadaşlarına çok değer verirdi. Haksızlığı hiçbir zaman kabul etmezdi. Bir parça ekmeğini dahi arkadaşıyla paylaşırdı. Çok zaman geçiremedik, sadece çocukluğu bana nasip oldu” dedi. Gezen’in Kürtlerin tarihiyle ilgili araştırmalar yaptığını dile getiren anne Gezen, çevresinde bulunan insanlara da sürekli araştırma yapılması yönünde eleştirilerde bulunduğunu söyledi.
Oğlu Gezen’in son 12 yılını cezaevinde geçirdiğini ve kendisinin de son 12 yılının cezaevi kapılarında geçirdiğini dile getiren anne Gezen, “Ben bir anneyim, onunla gurur duyuyorum. Bir anne, evladının tırnağının kanamasına bile dayanamaz. Bir anne için çok zor ama başımız dik, onur duyuyorum” ifadelerini kullandı. Oğlu Gezen ile yaptığı son telefon görüşmesini anlatan anne Gezen, şunları söyledi: “Açlık grevine katılıp katılmadığını soramadım. Kıyamadım. Sürekli bana anne diyordu, son telefon görüşmesinde bana ‘Dayê’ dedi. ‘Dayê ez qurbana dayika xwe me (Ben anneme kurban olurum)’ dedi. ‘Allah etmesin ben size kurban olurum’ dedim. Benimle vedalaştığını anlayamadım.” dedi.
Özgür Paksoy-M.Şah Oruç/Diyarbakır-MA