UNESCO, Sur ve Hevsel’e dair hazırladığı taslak raporda ciddi tahribatların olduğuna dikkat çekti. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Üyesi Zeki Kanay, kayyumların buraları koruması gerekirken bizzat tahribatı kendilerinin yaptığını söyledi
Selman Çiçek
Sokağa çıkma yasakları döneminde tahrip edilen ve daha sonra “imar” adı altında birçok tescilli yapının yıkılarak yerine betonarmenin inşa edildiği Amed’in Sur ilçesindeki tarihi sur ve yapılarında inceleme yapan UNESCO, Surlar ve Hevsel Bahçeleri’ne dair taslak karar raporu hazırladı. Yaşanan tahribata atıfta bulunulan rapora rağmen Surlar ve Hevsel Bahçeleri “Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi”ne alınmadı. UNESCO yaşanan tahribata karşı Türkiye’ye “kırık not” verirken UNESCO heyeti, Suriçi’nde ve Hevsel Bahçeleri’nde yürütülen çalışmaların, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınma kriterlerinden biri olan “Üstün Evrensel Değer”e (ÜED) zarar verdiğine kanaat getirmişti.
Tahribat büyük
Özellikle kayyum atamalarının ardından hem Hevsel Bahçeleri’nde hem de Surlarda büyük tahribatlar söz konusu. Kayyumun ticari alan projeleri nedeni ile özellikle Hevsel Bahçeleri, gün geçtikçe yok oluyor. Benzer bir durum da Surlar için de geçerli. Sur’da 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve sonrasındaki çatışmalar sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın uyguladığı yıkım ve yeniden inşa süreçleri nedeniyle ulusal ve uluslararası yasalarca korunması gereken alanın geri dönüşü imkansız şekilde tahribata neden oldu.
Hevsel’in bir kısmı imara açıldı
Hevsel Bahçeleri’nde yapılan tahribatlardan bir kısmı ise şöyle: Dicle Üniversitesi Rektörü, projede yeşil alan olarak değerlendirilen 3.4 hektarlık alanın statüsünün değiştirilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurdu. Rektörlüğün başvurusu ile 157 hektarlık bir alan, kentsel yerleşim alanı, 3.4 hektarlık bir alan ise kamu yapı alanı olarak hizmete açılacak. Projede toplamda 2 bin dönüm arazi satılacak. İmara açılan bölümlerden biri de Ongözlü Köprü’nün etrafının imara açılarak ticari işletmelere açılması oldu. Bu yapıların açılması ile bölgedeki kirlilik daha da artarken ticarileşme Ongözlü’nün iki gözünün kapatılmasına kadar vardı.
Yol açılmasına göz yumuldu
Kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Sur Belediyesi, Hevsel Bahçeleri’ni “Kültür Park” adı altında paça parça ranta açtı. Çivi çakılmaması gereken alanda gayriresmi yol ve yöntemlere göz yumularak söz konusu “proje” alanını kapsayan bölgedeki arazi sahiplerinin iş makineleriyle araçların geçebileceği 25 metrelik yol çalışmasına ses çıkarılmadı. Dünya mirası olan Hevsel Bahçeleri’ni bitirecek bu girişimlere karşı sivil toplum örgütleri, suç duyurusunda bulundu.
Kumul ve sazlıklar yok edildi
Dicle Nehri Islah Projesi adı altında nehrin 21 kilometrelik kısmını ağır makineli çalışmalarla kanal içine almaya girişildi. Silvan Köprüsü ile Ongözlü Köprü arasında Hevsel Bahçeleri’nin bulunduğu alanın UNESCO Dünya Kültür Mirası olduğu gözetilmeden ve bu bağlamda Kültürel Miras Etki Değerlendirme (KMED) raporu alınmadan doğrudan çalışmalar yapıldı. 4 kilometrelik bir hat boyunca kanal yapılarak alan tahrip edildi, beton ve taş istinat duvarları yapıldı, canlıların habitatları olan kumul ve sazlıklar yok edilerek nehir tabanı da adeta ütülendi.
Dicle Nehri Yatağı Arazi Islah Projesi adı altında yapılan kanal projesi ile nehir kıyı bandındaki bütün bitkiler tıraşlanıp yok edildi. Islah etme bahanesiyle nehir yatağı ağır iş makineleriyle kazıldı, nehir içindeki canlı türleri ve bu alanda yer alan, aynı zamanda birçok canlıya ev sahipliği yapan sazlık ve bataklıklar yok edildi. Dicle Üniversitesi kampüsünde binlerce ağaç kesildi.
Ağaçlar kesildi
Millet bahçesi yapımı adı altında doğal bahçeler ve küçük üreticiler alandan çıkarılarak ağır makinelilerle çalışma yapıldı ve yerleşik ağaçlar söküldü. Alana yabancı ağaçlandırma ve çimlendirme yapıldı. Araba yolları açılmış alan da yoğun bir insan ve araç trafiği sonucu işgal ve ticari işletmelerle alan tarihsel yapısından daha da uzaklaştırıldı.
Tahribatı kayyumlar yaptı
Mezopotamya Ekoloji Hareketi Üyesi Zeki Kanay, Sur ve Hevsel Bahçeleri’ndeki tahribatı gazetemize değerlendirdi. Gerek Sur gerekse Hevsel Bahçeleri’nde yapılan tahribatlardan dolayı bu kararın alındığını söyleyen Kanay, UNESCO heyetinin gelip tahribatları yerinde gördüğünü söyledi. Hiçbir vicdanın bu yapılan tahribata karşı sessiz kalamayacağını söyleyen Kanay, “Kayyumlar bırakın korumayı aksine tahribatları bizzat yaptılar veya yapılmasına göz yumdular. Bu halkın kültürü ve tarihine karşı bir yok sayma politikasına istinaden bilinçli olarak korumama ya da koruyor gibi yapmaya çalışıyorlar. Ongözlü’de işletmelere ruhsat vererek işgali meşrulaştırdılar. Sur’da tescilli yapıların yıkılmasına ses çıkarmadılar. Alan yönetiminde yetki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde olması gerekirken bu yetkileri Ankara’ya devrettiler. Bildirmemize rağmen Hevsel’deki ağaç kesimlerini ‘İşimiz değil, Orman Müdürlüğü’nün görevi’ deyip görevlerini savsakladılar” dedi.
Kayyum Hevsel’i imara açtı
Kanay, kayyumun Hevsel Bahçeleri’ndeki üreticileri destekleme yerine, Hevsel Bahçeleri’nin bir kısmını millet bahçesi projesi ile imara açarak vasfından çıkardığını söyledi. Kanay, Hevsel Bahçeleri’nde hem mısır ekimine izin verildiğini hem de millet bahçesi adı altında ağaçların kesilmeye devam edildiğini söyledi. Acil olarak UNESCO’nun yazdığı raporda belirttiği hususları hayata geçirmek gerektiğine dikkat çeken Kanay, Amed’de bulunan sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu bir hasar tespit komisyonunun kurulmasının elzem olduğunun altını çizdi. Kanay, hasar-tahrip raporunun tamamlanmasının ardından bir an önce tahribatın giderilmesi için restorasyon çalışması yapılması çağrısı yaptı.