HDP, zorunlu askerlik görevi sırasında intihar ettiği iddia edilen şüpheli tüm asker ölümlerinin nedenlerinin araştırılmasını talep etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, şüpheli asker ölümlerine dair Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. Önergenin gerekçesinde şu bilgiler verildi: “Bugün Türkiye’de neredeyse her hafta en az bir askerin şüpheli biçimde intihar ettiği kamuoyuna yansımaktadır. Savunma Bakanlığınca bir milletvekilinin soru önergesine verilen resmi yazıda yalnızca 2002-2013 yılları arasında intihar ettiği iddia edilen zorunlu asker sayısı bin 036 olarak açıklanmıştır. Ancak henüz son 5 yıllık dönemde zorunlu askerlik sırasında yaşanan şüpheli intihar sayısına ilişkin basına ve kamuoyuna yansıyanların dışında bir veri bulunmamaktadır.”
Önergede, “Tüm bunlardan hareketle zorunlu askerlik sırasında intihar ettiği iddia edilen şüpheli vakalara bakıldığında özellikle askeri bölgelerde zorunlu askerlik yapan başta Kürtlere yönelik olmak üzere gerçekleşen yaşam hakkı ihlallerine ve vücut bütünlüğüne yönelik suçlar ile işkence suçlarıyla ilgili etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı görülecektir. Dolayısıyla bu etkin kovuşturma ve soruşturmalara cezasızlık olgusu da eklenince kötü muameleye dair caydırıcılık durumu da ortadan kaybolmaktadır” ifadeleri kullandı.
‘Davalar takipsizlikle sonuçlanıyor’
Cezasızlığa vurgu yapılan önergede, “Zorunlu askerlik sırasında yaşanan şüpheli intihar vakaları genel olarak askeri savcılıklar aracılığıyla soruşturulmaktadır. Askeri savcılıklar tarafından gerçekleştirilen soruşturmaların takipsizlikle neticelenmesi yaşanan intiharların esas nedenlerinin belirlenmesinin önünde de önemli bir engel teşkil etmektedir. Hakkaniyetli bir sonuç alınması her intihar vakasına şüpheyle yaklaşılması ve askeri mahkeme ve savcılıkların hukuki yargılama işleminden bağımsız olması gerekmektedir” diye belirtildi.
‘Davalar sivil mahkemelerde yürütülmeli’
Önergede, şu ifadeler kullanıldı: “Tüm bunlardan hareketle zorunlu askerlik sırasında intihar ettiği iddia edilen şüpheli vakalara bakıldığında özellikle askeri bölgelerde zorunlu askerlik yapan başta Kürtlere yönelik olmak üzere gerçekleşen yaşam hakkı ihlallerine ve vücut bütünlüğüne yönelik suçlar ile işkence suçlarıyla ilgili etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı görülecektir. Dolayısıyla bu etkin kovuşturma ve soruşturmalara cezasızlık olgusu da eklenince kötü muameleye dair caydırıcılık durumu da ortadan kaybolmaktadır. Sonuç itibariyle ‘Hukukun üstünlüğü’ ve ‘Yaşam hakkının kutsallığı’ ilkesinden hareketle, kışlalarda intihar ve cinayet başta olmak üzere insan yaşamını hiçe sayan soruşturma ve davalar sivil mahkemelerde yürütülmelidir.”
HABER MERKEZİ