İsrail, suikastle Hamas ile El Fetih dahil olmak 14 Filistinli örgütün Çin’in başkenti Pekin’de ulusal birlik anlaşması imzalamasına yanıt verdi. İsrail, Gazze’den umudun kesilmesini, kendi şartlarında ateşkes için tetiğe bastı
Mehmet Ali Çelebi
Ortadoğu’nun damarlarına barut fıçıları bağlanmış durumda. Hangi kıvılcımın fıçıları ateşleyip topyekûn savaş çıkaracağı senaryoları uçuşuyor. Hamas’ın 22 Arap ülkesine, 6 Türk devletine, Lübnan Hizbullah’ına, Yemen Ensarullah Hareketi’ne güvenerek 7 Ekim 2023’te İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu sonrası Demir Kılıçlar Operasyonu adıyla İsrail’in başlattığı Gazze Savaşı’nın artçı şokları farklı başkentlerde kırılmalar yaratıyor.
İsrail, Gazze Savaşı’nı kara-havadan sürdürürken dört ülkeyi de vurdu: Lübnan, Suriye, İran, Yemen.
En son Roma’da, Kahire’de, Doha’da Gazze Savaşı’nı durdurmak için ateşkes görüşmeleri yapılırken İsrail, birkaç saat arayla iki suikast düzenledi. İsrail nokta atışlar yaparken istihbarat zafiyeti dikkat çekici. Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın danışmanı ve Hizbullah’ın Füze Programı Koordinatörü Fuad Şükür (Seyyid Muhsin) başkent Beyrut’ta denize yakın, Şiilerin yoğun olduğu Dahiyeh bölgesinde işlek cadde üzerinde kaldığı bina vurulunca enkaz altında kalarak öldü. (30 Temmuz 2024 akşama doğru) Bir süredir Lübnan-İsrail Savaşı senaryoları konuşulduğu ülkeler tedirgin olurken birkaç saat sonra İran’ın başkenti Tahran’da Hamas Lideri İsmail Haniye’ye (İsmail Heniyye) kaldığı konutta füzeli suikastle öldürüldü. (31 Temmuz 2024’te 02.00 sularında)
Uçurum kenarı bir durum oluştu. Mesud Pezeşkiyan’ın Meclis’teki yemin törenine katılımdan sonra Haniye’nin en korunaklı başkent Tahran’da öldürülmesi savaş beklentilerini arttırdı. ABD savaş gemilerini Lübnan açıklarına yöneltti.
Son aylarda karşılıklı tehditlerle dillendirilen İsrail-Lübnan Savaşı mı çıkıyordu? İran ve Hizbullah savaş kapısı açacak mıydı? Erdoğan’ın nasıl Karabağ’a ve Libya’ya girildiyse İsrail’e de girebilecekleri sözleri denklemin neresine oturuyordu?
Son suikastlara mercek tutup ilerleyelim. Öldürülen Fuad Şükür kilit isimlerdendi. İsrail’in 1967’den beri kontrol ettiği Golan Tepeleri’nde Dürzi nüfusun yoğun olduğu Mecdel Şems beldesine top sahasına roket atılmasıyla maç yapan, yaşları 10 ila 16 arasındaki 12 Dürzi çocuğun öldürülmesinden (27 Temmuz 2024) sorumlu tutuluyordu. Çocuklar öldüğü için kimse üstlenemedi. Şükür, Cihat Konseyi üyesiydi, Suriye güçlerinin sorumlusuydu. Füze programını yönetiyordu, Nasrallah’ın danışmanıydı. 1983’te Beyrut’taki ABD Deniz Kuvvetleri kışlasına düzenlenen 241 ABD’linin öldüğü bombalı saldırıdan sorumlu tutulup başına ödül konularak aranıyordu.
İsrail, “11 Eylül” olarak gördüğü Aksa Tufanı travması yaşıyordu. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı’nı başlattığında Haniye, İstanbul’da ekibinin önüne geçip şükür namazı kıldırmış, videoları servis edilmişti. İsrail bastırınca Haniye, Doha’ya taşınmıştı. İsrail kabinesi liderler hangi ülkede olursa olsun Mossad’a hedef almaları izni vermişti. Gazze bombardımanlarında 3 oğlunu, 4 torununu ve kızkardeşini kaybeden Haniye de Tahran’da suikast sonucu öldürüldü.
2004’te Gazze’de suikast sonucu öldürülen Hamas’ın kurucusu Ahmed Yasin’e yakındı Haniye.
25 Ocak 2006’da Filistin Meclis seçiminden Hamas birinci olunca Haniye, El Fetih’le kriz çıkana kadar kısa süreli başbakanlık yaptı. Hamas, Mayıs-Haziran 2007 çatışmalarında El Fetih’i Gazze’den çıkarınca Ramallah ve Gazze merkezli ikili iktidar ortaya çıkmıştı. Haniye, 2017’deki seçimde Halid Meşal’in yerine Hamas Siyasi Bürosu Başkanı seçilmişti.
Netanyahu savaş mı istiyor?
İsrail, suikastle Hamas ile El Fetih dahil olmak 14 Filistinli örgütün Çin’in başkenti Pekin’de ulusal birlik anlaşması imzalamasına yanıt verdi. İsrail, Gazze’den umudun kesilmesini, kendi şartlarında ateşkes sağlanmasını ve rehinelerin bırakılması için tetiğe dokundu. İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD’den onay alsa; İngiltere, Fransa, Almanya gibi öne çıkan NATO üyelerinin destek vereceği işareti alsa derhal İran’a savaş açacak pozisyonda. Ancak savaşı tek başına sürdürme kudreti olmadığından ABD savaş gemileri, ABD uçak gemileri, ABD savaş uçakları, ABD mühimmatının, lojistiğinin hızlı akmasına ihtiyacı var. İsrail’in planları uzun vadeli.
Binlerce yıldır farklı coğrafyalarda Yahudilere yönelik tehcirler ve pogromlara (Babil Sürgünü’nden Medine Vesikası sonrası Beni Kaynuka, Beni Nadir, Beni Kurayza kabilelerine yönelik pogroma, Rusya pogromlarından İspanya, Portekiz, Trakya pogromuna, Nazi dönemi Yahudi soykırımına kadar) sık atıflar yaparak mevcut politikalarına motivasyon desteği bulan Netanyahu, İran’ın nükleer silah programını tamamen yok etmek istiyor. İsrail’in geleceğini güven altına almak için Kral Yolu veya Davud Yolu denen bölgede bir ticaret koridoru oluşturmak, bunun için Eilat-Akabe Limanı’ndan Süveyş Kanalı benzeri bir kanal (Davud Kanalı) Gazze Limanı ve Yafa-Tel Aviv Limanı’na bağlamak istiyor. Çünkü deniz ticareti, tedarik zinciri ve sürekli gelir kapısı demek. Bu bağlamda Eylül 2023’teki G-20 Yeni Delhi Zirvesi’nde imzalanan İsrail’e Akdeniz üstünden işleyecek Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru Projesi (IMEC), İsrail’in iştahını artırmıştır.
Gazze’yi tamamen ele geçirip deniz tarafındaki kanadı tamamen güvenceye almak istiyor. Gazze’yi ele geçirdikten sonra Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığını Filistin olmadan tek başına kontrol etmek, Doğu Akdeniz doğalgaz yataklarını, münhasır ekonomik bölgeleri denetlemeyi arzuluyor. Doğu Akdeniz enerji yatakları ve enerji boru hatlarını kontrol ettiğinde Kıbrıs etrafında şekillenecek denklemlerde ve çekişmelerde de söz sahibi olmayı hedefliyor. Lübnan’ın güneyinde Litani Nehri’ne kadar tampon bölge oluşturup, Hizbullah’ı Litani’nin kuzeyine itmeyi planlıyor. İran’ı düşürüp Ortadoğu’nun en etkili bölgesel gücü olmak istiyor. Ancak ABD ve NATO’dan sinyal alamadığı için İran’a bu konjonktürde de doğrudan savaş açmayacaktır. Yoksa İran Şam Konsolosluğu’nun vurulmasına misilleme olarak İran’ın tarihinde ilk kez İsrail’e füzeler atmasını (13-14 Nisan 2024) fırsat olarak görüp savaş açardı. İsrail, 19 Nisan 2024 Cuma günü İran’da Natanz nükleer zenginleştirme tesisi, askeri araştırma-geliştirme tesislerinin olduğu İsfahan bölgesini füzelerle vurmakla yetinmişti. İsrail savaş açsaydı, Tel Aviv’e yapılan bir sivilin yaşamını yitirdiği saldırıyı (19 Temmuz 2024) Yemen’deki İran destekli Husi-Ensarullah üstlenince açardı. 20 Temmuz gecesi İsrail, 22 savaş uçağıyla Yemen’in askeri-ticari sevkiyatta önemli Hudeyde Limanı’nı atıl olacak şekilde bombalayıp durdu.
İran savaşı göze alır mı?
İran savaş çıkarmayı göze alsaydı, ABD-Donald Trump yönetimi, Ensarullah, Haşdi Şabi, Hizbullah, Hamas’ı büyüten, İran’ın çevre ülkelerindeki askeri ve siyasi nüfuzunu arttıran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ABD tarafından 3 Ocak 2020’de Bağdat’ta öldürüldüğünde savaş düğmesine basardı. Göze alsaydı, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün önemli komutanlarından Razi Musevi, Aralık 2023’te Şam’da öldürüldüğünde savaş açardı. İsrail el yükseltip 1 Nisan 2024’te İran’ın Şam Büyükelçiliği Kompleksi’ndeki konsolosluk binasının bombalanıp Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi, Tuğgeneral Muhammed Hadi Hacı Rehimi ve beraberindeki komutanları radara yakalanmayan F-35’lerle bombalayıp öldürdüğünde savaş başlatmayan İran, savaş kapısı açmaz. İran aracı ülkeler üzerinden devlet prestiji için İsrail’e kontrollü füze göndereceklerini iletmişti. 13 Nisan 2024’ü 14 Nisan Pazar gününe bağlayan gece İsrail’e dron ve füzeler göndermişti. İsrail, ABD, Ürdün, İngiltere gibi ülkeler Irak, Suriye, Ürdün hava sahasında düşürmüştü. “Vur” baskısı altında olan İbrahim Reisi yönetimi, vaadine sadık kaldığını gösterip itibar kurtarmak için “Sadık Vaat Operasyonu” adı vermişti.
Kaynakları savaş ekonomisine gittiği için halklarla bağı kopmuş, meşruiyetini büyük oranda yitirmiş İran, savaşta halk desteği bulamamaktan korkuyor. Başkenti Tahran’da Hamas’ın en tepesindeki ismi koruyamayan, başkentinde Mesud Ali Muhammedi, Mustafa Ahmedi Ruşen, Daryuş Rızainejad, Muhsin Fahrizade Mahabadi gibi nükleer fizikçilere suikasti önleyemeyen İran tablosu var. Helikopteri düşen Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’a ancak 17 saat sonra ulaşabilen bir sistem haline gelmiş. Halklarla barışıp içeriyi toparlama ihtiyacı acı acı haykırıyor. Dolayısıyla üç günlük yas ilan eden İran, İsrail’e savaş açmayı göze alamaz. Tersine Arap ülkelerinin hassas olduğu bazı bölgelerdeki vekil güçlere desteği azaltmak zorunda kalacak.
Hizbullah’ın sınırı
Hizbullah kanadında durumsal tablo şöyle: Lübnan ekonomisi 2023 itibariyle iflas bayrağı çekmiş. Acil tedavi olması gereken mevduat sahiplerinin bile paralarını iade edemez duruma gelmiş. Ev ve iş yerlerine 24 saat elektrik sunulamaz, dış borç ödenemez duruma gelinmiş. Kriz uzadıkça Hizbullah’a tepki de artıyordu. Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020’deki patlamaya sebep olan yakıt deposundan dolayı sorumlu tutulan ve protesto edilen bir Hizbullah söz konusuydu. Hizbullah, Suriye iç savaşına dahil olması eleştirilirken Lübnan’a yeni mülteci akınından da sorumlu tutuluyordu. Dürzileri, Maruni Hristiyanlarını, Sünnileri kazanamayan bir Hizbullah yalnızlık uçurumuna sürüklenir. Yani savaş, yolu açmaz. Hizbullah savaş çıkarmayı göze alsaydı, Aksa Tufanı başladığında Hamas ile birlikte derhal harekete geçerdi. Hizbullah’ın sırayla Askeri Kuvvetler Komutanları olan İmad Muğniye Şubat 2008’de Şam’da, Mustafa Bedreddin Mayıs 2016’da Şam’da öldürülünce savaş açardı. Göze alsaydı, İzzeddin El Kassam Tugayları’nın kurucularından olan Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih El Aruri, yanındaki komutanlar ve Hizbullah temsilcileri Beyrut’ta 2 Ocak 2024 akşamı yine Dahiyeh’te füze saldırısında öldürülürken Güney Lübnan’da Hizbullah Komutanları Visam el Tavil (8 Ocak 2024) ve Talip Abdullah (12 Haziran 2024), Sur kentinde Hizbullah’ın Aziz Birliği Komutanı Muhammed Nime Nasır öldürülürken (3 Temmuz 2024) hareket geçerdi.
Ayrıca Türkiye, İran ve Katar hariç ideolojik ve tarihsel faktörlerle bilenmiş Arap ülkelerini yönetenler, Hamas’ın da Hizbullah’ın da İran’ın da diz çökmesi ve yok olması beklentisi içinde. AKP-MHP yönetimindeki Türkiye’nin de sadece İslam ülkelerine çağrılar yapmaktan, nutuklar biriktirmekten öteye geçemeyeceğini kavradılar. Hizbullah ve İran’ın yapacağı örgütlenme modellerini gözden geçirmek. İstihbarat sızıntılarına karşı iç operasyonlar olabilir, ki burada hatalar, çatlaklar da yaratır. Binalarda siviller ile iç içe olma stratejisinde değişikliğe gidilebilir. Dolayısıyla sınırlarını ve İsrail’in neler yapabileceğini test eden Hizbullah aralıklarla füze atmanın ötesine geçmeyecektir.
ABD’nin savaş pozisyonu
ABD ise 5 Kasım 2024 başkanlık seçimine odaklanmış durumda. ABD iç dinamikleri, dış politikası da iç politikası da çılgınlıklara gebe, ne tür adımlar atacağı kestirilmeyen, anayasa değiştirip yetkileri tek kişide toplamaya niyetli Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’ı durdurmaya odaklanılmış. Enerji içeriye kanalize olmuş. ABD siyasetini belirleyen trio, Dışişleri, Pentagon ve Beyaz Saray bu koşullarda bir savaş istemiyor. ABD savaşı göze alsaydı, 28 Ocak 2024’te ABD’nin Ürdün’de bulunan Suriye sınırına El Tanf bölgesine yakın Tower-Kule 22 üssüne ve el Tanf üssüne dron saldırısında 3 ABD askeri öldüğünde, 50’si yaralandığında savaş açardı. Irak’ta İran’ın yönettiği önemli yapılardan Ketaib Hizbullah saldırıları gerçekleştirmişti. ABD diş gösterince bir süre ateşkes yapmışlardı.
Rize’deki çıkış
Peki, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklenmedik çıkışı nereye oturuyor? Erdoğan, 28 Temmuz 2024 akşamı AKP Rize İl Teşkilatı’nın bir otelde düzenlenen toplantısında Türkiye’nin askeri olarak ilerlemesi gerektiğini, güçlü olunması durumunda İsrail’in Filistin’e yaptıklarını yapamayacağını kaydedip “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok” (AA / 28.07.2024) dedi. İlk kez böylesi bir çıkış geliyordu Türkiye’den.
Bunu söyledi çünkü uzun süredir Kürtlere karşı Türkiye, İran, Suriye, Rusya dörtlü ittifakı geliştirme peşindeydi. SMO yapamayınca, Suriye politikası çökünce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ortak operasyonla tasfiye edilmesi stratejisi denenmek isteniyordu. Rusya ve Irak araya konmuş Beşar Esad-Erdoğan buluşması için kamuoyu önünde açık çağrılar yapıyordu. 9-11 Temmuz Washington NATO 75 Yıl Liderler Zirvesi sırasında da çağrısını tekrar etmişti. Washington’a kadar gittiği halde ABD Başkanı Biden kendisine randevu vermemişti. Umudu tamamen İran ve Rusya’ya bağlamıştı. Tam da İran’da Dr. Mesud Pezeşkiyan’ın Dini Lider Hamaney’den cumhurbaşkanlığı mazbatası alıp resmen göreve başladığı güne denk gelmesi tesadüf müydü? İsrail’in Lübnan’a savaş açacağı tartışmaları İslam ülkelerinin radarlarını açmışken Erdoğan, İslam ülkelerine İsrail’e karşı birlikte hareket etme noktasında güven vermeye çalışıyor, asıl mesajı ise Mesud Pezeşkiyan’a veriyordu. O mesaj şuydu: Bir an evvel İran, Suriye, Türkiye ittifakı oluşturmalıydı. İran’ın yumuşak karnı İsrail’i hedef gösterip Kürtlere karşı yeni göreve başlayan Mesud Pezeşkiyan motive edilirse Suriye’yi yedekleyip ortak operasyon makasına geçilebilir hesabı vardı. Tabii bu kurnazlık oyunu İran’ı saf olarak görmekti. İran’ın yeni dönemde önceliği kendi sınırları etrafındaki ülkelere vereceği söylenebilir. İran Dini Lideri Ayetullah Hamaney’in Pezeşkiyan’ın Meclis’teki yemin töreni günü ağırladığı Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a, Türkiye ve Azerbaycan’a göndermede bulunarak “İran İslam Cumhuriyeti, Zengzor koridorunu Ermenistan’ın aleyhine görmekte ve bu tutumunun arkasında durmaya devam etmektedir” (İRNA / 30.07.2024) demesi yeni dönemin ipuçlarından.
Bağlarsak kilit aktörler bölgesel savaş olmaması için dikkat edecek. İran Dini Lideri Hamaney yazılı açıklamada “Siyonist rejim, sevgili misafirimizi evimizde şehit etti ve içimize ateş düşürdü… Bu acı ve zor olayın İran İslam Cumhuriyeti sınırları içinde gerçekleşmesiyle onun kanının intikamını almayı görevimiz biliyoruz” (İRNA / 31.07.2024) dese de İran savaşı göze almaz. İsrail cephesindeyse şimdiye kadar ateşkese yanaşmayan Netanyahu, “İstiyorsanız şimdi gelin, benim şartlarım bunlar. Ateşkesi yapalım” diyebilir.