Kadın ve çocuklara yönelik suç işleyenlerin infaz yasasıyla bırakılmasının ardından, ‘tecavüzcüye af’ tekrar gündemde. Tepkilerini yükselten kadınlar, ‘Bu apaçık istismarın meşrulaştırılmasıdır’ diyerek, buna izin vermeyeceklerini söyledi
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1990 tarihinde yürürlüğe konan Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye’de 1995’te uygulanmaya başlandı. Sözleşmenin 36. maddesinde, “Taraf devletler, güvenliğine herhangi bir biçimde zarar verebilecek her türlü sömürü karşısında çocuğu korurlar” diyerek devletlere yükümlülük veriyor. Türkiye ise çocukların evlendirilmesi konusunda en tartışmalı ülkelerden biri durumunda. Nisan ayında Meclis’e getirilen ve AKP-MHP oyları ile kabul edilen İnfaz Yasası görüşmeleri sırasında “çocuk istismarına evlilik yoluyla af” yeniden gündeme geldi. Kadın örgütlerinin sosyal medyada örgütlenerek verdiği tepki sonrası teklif yasaya geçmedi. Daha önce 2016 yılında da gündeme getirilen “istismar yasasının” AKP tarafından yeniden Meclise getirileceği belirtiliyor. O dönem Türkiye’nin her yerinde örgütlenerek sokağa çıkan ve tasarıyı geri çektiren kadınlar, tepkilerini yeniden yükseltiyor. Konuya ilişkin Jinnews’in mikrofon uzattığı kadınlar, çocuk istismarı faillerini koruyacak her türlü yasa ve uygulamanın karşısında olacaklarını vurguladı.
‘Kadınlar kazanacak’
Kadınların Kurtuluşu’ndan Burcugül Çubuk, eril zihniyetin tahakkümü altına alınmaya çalışılan yasalarca, çocukların çocuk olduğu gerçeği reddedilerek istismarın meşrulaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Çocukların ‘evlilik’ adı altında istismara zorlandığını ifade eden Çubuk, “Erkek devlet karşısında biz yasaları ve uygulamaları değiştirdik. Biz kazandık. Bugün de kazandıklarımızı geri vermeyeceğiz. Faşizm her zaman yenilir, kadınlar ise kazanır” diye konuştu. 2016’dan bu yana kadınların “korkunç yasa tasarılarıyla” karşı karşıya bırakıldıklarını belirten Kadınlar Birlikte Güçlü’den Feride Eralp ise “Kız çocuklarının evlendirilmesi ve annelik sorumluluğunun yükleneceği bir af tasarısından bahsediyoruz. Bu yaşta ne rıza olur ne isteyerek evlenmek olur. Bu apaçık 13 yaşındaki çocukların maruz kaldıkları istismarı aklamaktır. Bunu asla kabul etmiyoruz. Ne İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini ne çocuk istismarı faillerini affeden bir yasa tasarısı hiçbir kadın için kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
‘Akıl tutulması’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Süreya Kılınç da, TV programlarında kendilerini din ve bilim insanı olarak tanıtan kişilerce her gün eril zihniyetin savunuculuğunun yapıldığına dikkat çekti. Koronavirüsten dolayı herkes hayatta kalma mücadelesi verirken Türkiye’de istismar yasasının tartışıldığını ifade eden Kılınç, “Bu ülkenin başka bir derdi yok mu? Ülke aç, yoksul, işsiz. Ekonomiden tutun da sağlığa kadar tüm alanlar çözüm bekliyor. Ama nedense bu iktidar kafayı kadın kazanımlarına ve çocuk haklarına takmış durumda. Çocuk istismarı faillerine dönük af tasarısının gündeme getirilmesi dahi akıl tutulması. Kadın örgütleri olarak bu konunun takipçisiyiz, izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
‘Cezasızlık failleri suça teşvik eder’’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Üyesi Avukat Mehtap Sert, son dönemlerde de iktidar tarafından çokça kez 15 yaşın erişkin gibi gösterilerek istismarın meşrulaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Sert, getirilmek istenen yasanın 15 yaş altı kız çocuklarına karşı işlenen cinsel istismar suçundan hüküm giyen failleri de kapsayacağına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “12 yaşında bir kız çocuğunun 27 yaşındaki bir erkekle evlendirilmesi durumunda cezasızlık yoluna gidilmiş olunacak. Bu cezasızlığın çocuk istismarı suçu faillerine cesaret vereceği ve bu suçu teşvik edeceği çok açıktır. İstismar suçunu evlenme koşullu bir düzenlemeyle aklamak çocukların tekrardan istismara maruz bırakılması ve şiddet dolu hayatlara mahkûm edilmesi anlamına gelmektedir. Yasa koyucu faillerin değil, çocukların mağduriyetlerini engelleme gücüne sahiptir. Bu sebeple HDP olarak yasanın Meclis’e gelmemesi, gelse bile onaylanmaması için kamuoyu oluşturmak adına ne gerekiyorsa yapacağız.”
İSTANBUL