Gazetecilere yönelik saldırılara değinen avukat Resul Temur, iddianamenin bir ‘delil’ bulamadıkları için hazırlanamadığını söyledi
Özgür basına yönelik saldırılar kapsamında Diyarbakır’da 8 Haziran’da gözaltına alınan, 16 Haziran’da tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi 5 aydır hazır değil. Gazeteciler JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazı işleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, ile Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin aylardır tutuklu.
Operasyon üstüne operasyon
16 gazeteci için iddianame henüz hazır değilken, JINNEWS ve MA’da çalışan gazetecilere dönük Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında da 25 Ekim’de 12 gazeteci gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerden Derya Ren’in daha önce kesinleşmiş cezasının olmasından kaynaklı aynı gün tutuklanarak Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
JINNEWS muhabirleri Habibe Eren, Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli ve Emrullah Acar 29 Ekim’de gece yarısı çıkarıldıkları mahkemece “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanırken Zemo Ağgöz ve Mehmet Günhan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Avukatlar da içeriğini bilmiyor
Gazetecilerin dosyasına bakan avukatları Resul Temur JINNEWS’ten Şehriban Aslan’a gazetecilere yönelik saldırılara değinerek, “Sadece tutuklu olan gazeteciler değil, gazetecilerin avukatları ve kamuoyu da gazetecilerin neden tutuklandığını bilmiyor. Ne ile suçlandıklarına dair net bir cevap alabilmiş değiliz. Tutuklanmaya sebep operasyon gerçekleştiğinde aslında operasyon öncesi gazetecilere ve faaliyetlerine dönük bir kısım çözümlemelerin yapıldığını, çözümlemelerin yapılması akabinde suç unsuru olarak bulduklarını ve bu sebepten dolayı yaptıklarını belirtmişlerdi. Fakat 5 ay geçmesine rağmen belirttikleri bu nokta üzerinden iddianame hazırlamamış olmaları aslında meselenin yaptıkları programlar olmadığını, meselenin politik anlamda Kürt basınını susturmaya ve sindirmeye dönük olduğunu ortaya koymaktadır” dedi.
Delil yaratma çabası
Yargılanan ve soruşturulanın sadece Kürt gazetecilerin yürüttükleri gazetecilik faaliyeti olduğuna dikkat çeken Temur, bu faaliyetin ötesinde yasadışı bir delil, fiil bulunamadığını ve aramada aldıkları bilgisayar, fotoğraf makineleri, kameralar ve hard diskler üzerinden suç delili yaratma çabası içerisinde olduklarını ifade etti. Temur, “Değil 5 ay 5 yıl da geçse araştırmaları devam etsin dijital materyaller içerisinde gazetecilik faaliyetlerin ötesinde bir suç unsuruna rastlamayacaklar. Gazetecilerin henüz iddianameleri hazırlanmadan Ankara’dan yaklaşık eksende bir operasyon gerçekleştirildi” dedi.
Gözdağı vermek amaçlandı
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün doğrudan kendi twitter sayfasında paylaşabilmek adına gazetecilere işkence ve kötü muamele yapıldığına değinen Temur “Bunun kurgulanarak yapıldığı çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Söz konusu işkence ve kötü muamele görüntüleri sadece kurgu değildi aynı zamanda gazetecilere mesleklerini yaptıkları için bir had bildirme görüntüsüydü. Gazetecileri değersizleştirmeye ve anlamsızlaştırmaya dönük özellikle dışarıda olan diğer gazetecilere gözdağı vermeye ilişkin bir işkence görüntüsüydü” diye belirtti.
Amaç cezalandırma
Gazetecilere yöneltilen sorulara da değinen Temur, “Sorular da Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS’te çalışıp çalışmadıklarıydı. Bunlar sorulurken soru köklerinde aslında suç soruşturmasına dönük bir isnatla sorulmadı. Çünkü Mezopotamya Ajansı da JINNEWS de resmi olarak kurulmuş ve faaliyetlerine devam eden haber ajansları olmalarına rağmen emniyet ve savcılık tarafından da iki ajansa ‘sözde haber ajansı’ gibi hukuki değeri olmayan daha çok politik amaçla kullanılan söylemler üzerinden şekillenen sorularla kendilerine suç isnadında bulunuldu. Bu durum bile aslında başlı başına amacın yasal faaliyet yürüten haber ajanslarında çalışmayı cezalandırmaya dönük olduğunu açık bir biçimde ortaya koyuyordu” diyerek Diyarbakır’da tutuklanan gazetecilerin tutukluluğuna itiraz için yaptıkları başvurunun da henüz cevaplanmadığına değindi.
DİYARBAKIR