Bodrumlu yurttaşlar, Bodrum’un ihtiyacı olan su miktarının iki katından fazlasını kullanan termik santrallerin kapatılmasını istedi
Birçok kentte susuzluk büyük bir problem olarak her geçen yıl artıyor. İstanbul gibi metropollerde büyüyen susuzluk sorunu Bodrum gibi ilçelerde de yaşanmakta. Geçtiğimiz gün Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) çağrısıyla Devlet Su İşleri (DSİ) Muğla 213. Şube Müdürlüğü önünde toplanan yurttaşlar, su eylemi yaptı. Basın açıklamasını okuyan MUÇEP üyesi Candan Süsoy konuşmasında, “Bodrum yarımadasının su ihtiyacında 16 milyon metreküp hacminde bir açık var. İki termik santral, toplam 33,5 milyon metreküp içilebilir kalitede su kullanmaktadır. Yani susuzluğa mahkum edilen Bodrum’un ihtiyacı olan su miktarının iki katından fazlasını bu iki santral tüketmektedir” dedi
Suda öncelik halkın
Candan Süsoy, “Su Tahsisleri Hakkındaki Yönetmeli’ğin 7. maddesi suyun kullanımında öncelik sıralaması yapmakta ve halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacını birinci, enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçlarını ise dördüncü sıraya koymaktadır. Yani yasa açık bir şekilde yurttaşların su ihtiyacının öncelikle karşılanması gerektiğini söylerken DSİ uymak zorunda olduğu kendi yönetmeliğini hiçe saymaktadır” dedi. Yasa böyle diyor! Ancak geçen yıl yasada değişikliğe gidilerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla bu öncelik sıralamasında değişikliğe gidilebilmesi sağlandı.
Tek karar verici Erdoğan!
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Meclis’ten geçip Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da su tahsislerinde tek belirleyici kişinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olması dikkat çekmişti. Kanunda, “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin ‘maksat’ oranları Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek, değiştirilebilecek veya kaldırılabilecek” maddesi yer alırken, bu yetkiye Erdoğan’ın neden ihtiyaç duyduğu ise merak konusuydu.
Tahsis sıralaması
DSİ tarafından ‘Su Tahsisleri Hakkında Yönetmelikte’ suyun kullanımında öncelik sıralamasının yer aldığı Madde7-(1)’de, “Suyun miktarı, kalitesi, havzanın özelliği, zorunlu ihtiyaçlar ve şartlar başka türlü bir çözüm yolu gerektirmedikçe, su kaynaklarının kullanım amaçlarında aşağıdaki öncelik sırası uygulanır: a) İçme ve kullanma suyu ihtiyacı. b) Çevresel su ihtiyacı. c) Tarımsal sulama ve su ürünleri yetiştiriciliği. ç) Enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçları. d) Ticari, turizm, rekreasyon, madencilik, taşıma, ulaşım ile sair su ihtiyaçları” deniliyor. Ayrıca bu yönetmelikte, açık biçimde ‘maksat’ oranları öncelik sırasında yer alan ihtiyaçlara göre belirlenir deniyor.
Kirlilik yönetmeliğinde içme suyu
Tahsis yasasında değişikliğe gidilmeden önce 28 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazete’de ‘İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik’ yayınlandı. Yönetmelikle, içme suyu amacıyla kullanılan sular, ‘Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ (SKKY) kapsamından çıkarıldı. İçme ve Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğin ‘koruma alanlarında’ kirletme yasaklarını düzenleyen hükümlerinin sadece “içme-kullanma suyu temin edilen veya edilmesi ‘planlanan’ suları kapsar” duruma getirilirken, yatırım programına alınmamış ve koruma alanı dışına bırakılmış diğer suların özgürce kullanımının ve kirletilebilmesinin önünde hiçbir yasal engel kalmadı.
Kirletme yasakları kaldırıldı
2017’de yayınlanan yönetmelikle yerüstü sularının kalitesinin korunmasına ilişkin esaslar başlıklı 7. maddesine göre, içme-kullanma suyu kaynağı olarak ilan edilmemiş fakat içme-kullanma suyu temin edilmesi planlanan yerüstü suyu havzalarında su kaynaklarında yönetmelik hükümlerinin uygulanabilmesi için; “İçme-kullanma suyu temin projesinin yatırım programına alınması, planlama raporunun onaylanması, suyu kullanacak ilgili idare ile yatırımı yapacak kurum ya da şirket arasında protokol yapılması gerekir” gibi şartlara bağlandı. Bununla birlikte, koruma yönetmeliğinin kirletme yasaklarını düzenleyen 8 ve 12 maddelerinin uygulanması da ortadan kaldırılmış oldu.
16. ve 20. Madde iptal edildi
14 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde (SKKY) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile SKKY’nin bel kemiğini teşkil eden, koruma alanlarında kirletme yasaklarını düzenleyen 16. ve 20. maddelerini yürürlükten kaldırarak planlama içindeki İçme-Kullanma Suyu havzaları dışındaki tüm sular tamamen korumasız bırakıldı. Yürürlükten kaldırılan hükümler; su rezervuarının çevresindeki mutlak, (300 m.) kısa, (700 m.) orta, (1000 m.) ve uzak mesafe koruma alanlarında suların kirlenmesini önlemek için alınacak tedbirleri ve yasakları düzenliyordu.
Su hakkımız gasp edildi
SKKY 16-20 maddelerinin yürürlükten kaldırılmasıyla göller, dereler, nehirler ve barajlar kirlenmeye karşı yasalar nezdinde korumasız bırakıldı. Yürürlükten kaldırılan maddeler sonucu, yerüstü su kaynaklarının çevresindeki koruma alanları kaldırıldığından bu alanlarda iskana izin verilmesi, tehlikeli atık bertaraf tesisi, tehlikeli madde deposu ve benzeri yapılar yapılabilmesi, yoğunluk arttırıcı ve kirlilik arttırıcı kullanım değişikliğine gidilebilmesi, endüstriyel tarım ve entegre hayvancılık faaliyetleri ve madencilik yapılabilmesi, termik santraller ve sanayi tesisleri kurulabilmesi sağlanırken, su tahsislerinde Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasına sıkıştırılan şey; insan ve diğer canlıların su hakkının gasp edilebilmesiydi.