Yeni Zelanda’nın en büyük medya kuruluşu Stuff, ülkenin yerli halkı Maoriler hakkındaki haberlerinde kullanılan ırkçı dil için Maori dilinde özür diledi
Türkiye ana akım medyası ve havuz medyasının Ermeniler Kürtlere, Rumlara, Musevilere, Süryanilere, Ezidilere, Romanlara yönelik ırkçılığı ve nefret söylemi devam ederken Yeni Zelanda’nın en büyük medya kuruluşu Stuff (Stuff, Yeni Zelanda’nın ikinci ve üçüncü en çok satan gazetelerinin yanı sıra en çok okunan internet sitelerinden de birinin sahibi), ülkenin yerli halkı Maoriler hakkındaki haberlerinde kullanılan ırkçı dil için özür diledi. Kurumun internet sitesinde ve günlük gazetelerinin ilk sayfalarında da Maori dilinde “Özür diliyoruz” anlamına gelen “No matou te he” manşetleri atıldı.
Geçmişle yüzleşme, bünyede çalışan 20 gazetecinin yaptığı bir araştırmanın ardından geldi. Maorilere dair haberlerde “dar görüşlülükten ırkçılığa uzanan bir dil” kullanıldığı belirtildi. Kurumun editoryal direktörü Mark Stevens, “Dilimiz Yeni Zelanda’yı sık sık ikiye böldü; Kiwiler ve Maoriler… Biz ve onlar” itirafında bulundu. Mark Stevens hem İngilizce hem Maori dilinde kaleme aldığı başyazıda, “tek kültürlü yayıncılık anlayışlarının Maorilere nadiren adil davrandığını” belirtti.
Stuff medya kuruluşuna ait en eski gazetenin 160 yıllık olduğuna dikkat çeken Stevens, “Maori meselelerine dair son 160 yıldaki yayıncılığımız dar görüşlülükten ırkçılığa uzanan bir çizgideydi. Özür diliyoruz. Fakat özürler, gelecekte daha iyisini yapma sözü içermedikçe boştur” ifadelerini kullandı. GazeteDuvar’ın haberine göre Stuff’ın CEO’su Sinead Boucher, “Medya sık sık, güçlülerden hesap sormakta oynadığı rolden söz eder. Bu, bizim kendimizi de kapsar” dedi. Boucher, bu adımı atmalarının sebebinin ‘politik doğruculuk’ olmadığını, kurumun yerli halk tarafından nesiller boyu güvenilir bir ortak olarak görülmesi için bunu yapması gerektiğini söyledi. Irk İlişkileri Bakanı Meng Foon, açıklamayı “cesurca” ve “benzersiz bir an” olarak niteledi. Foon, bütün diğer geleneksel ve sosyal medya kuruluşlarının da ırkçılığa karşı benzer adımlar atma sorumluluğu taşıdığını belirtti.
İç mercek
Kurumun “Ta Matou Pono, Bizim Gerçeğimiz” adı verilen iç araştırmasında, tüm dijital ve basılı yayınlar ile yıllar içinde okuyuculardan gönderilmiş mektuplar incelendi. 20 gazetecinin hayata geçirdiği araştırmada, “kuruma bağlı medya organlarının ırkçı davrandığı, Maorilerin damgalanmasına, marjinalleştirilmesine ve genellemelere tabi tutulmasına katkıda bulunduğu” sonucuna varıldı. 1800’lü yıllarda yapılan yayınlarda Maorilerden “alt ırk” olarak söz edildiği, ötekileştirmenin bu yüzyılda da sürdüğü belirtildi.
WELLİNGTON