Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi, Kürt meselesi ve barış kavramlarına odaklanan, ‘Kürt Meselesi ve Barış, Beklenti, Tutum ve Algılar’ raporuna göre yeni bir sürecin başlatılması beklentisi yüksek iken bu sürece katılımcıların büyük çoğunluğunun sürece PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın öncülük etmesini istediğini ortaya koydu
Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi, Kürt meselesi ve barış kavramlarına odaklanan, ‘Kürt Meselesi ve Barış, Beklenti, Tutum ve Algılar’ raporunu hazırladı. Artı Gerçek’te yer alan habere göre, 10-24 Temmuz 2023 tarihleri arasında Amed, Wan, Merdîn, Erzirom, Elîlh (Batman), Colemêrg (Hakkâri), Riha (Urfa), Şirnex (Şırnak), Sêmsûr (Adıyaman), Sêrt (Siirt), Agîri (Ağrı), Bêdlis ( Bitlis), Mûş, Qers (Kars) ve Dersim olmak üzere 15 ilde, bin 134 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan saha çalışmasında Kürt katılımcılar nezdindeki algı, tutum ve beklentiler üzerinde duruldu. Kürt meselesi, Kürt meselesine bakış, çözüm önerileri, barışın nasıl sağlanacağına ilişkin sorulara cevap arandığı rapor 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde açıklandı.
Katılımcıların yüzde 75’i Kürt sorununda etkilendim
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara ‘Kürt meselesinin kendileri veya ailelerinin günlük yaşamlarını ne ölçüde etkiledi’ sorusu yöneltildi. Bu soruya katılımcıların yüzde 34.7’i “oldukça fazla”, yüzde 20,5’i “orta düzeyde” etkilediği cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 19.8’i Kürt meselesinin günlük yaşamlarını “az etkilediğini” yönünde bilgi verdi.
Kürt meselesi AKP’li Kürtleri etkilemiyor!
Parti tercihine göre ise, AKP’ye oy veren katılımcıların yüzde 49.2’sinin Kürt meselesinin günlük yaşamlarını hiç etkilemediğini, yaklaşık yarısının, yüzde 9.1’i ise Kürt meselesinden kaynaklı olarak kendi ve ailesinin “oldukça fazla, “orta düzeyde” ve “az” etkilendiği cevabını verdi.
Yeşil Sol Parti’ye oy veren katılımcıların yüzde yüzde 59.4’ünün, Kürt meselesinin günlük yaşamlarını “oldukça fazla”, toplamda yüzde 92.8’inin ise Kürt meselesinden kaynaklı olarak kendi ve ailelerinin “oldukça fazla”, “orta düzeyde” ve “az” etkilendiklerini belirttiği görülüyor.
Öcalan öncülük etsin
Raporun dikkat çeken bir başka kısmı Kürt meselesinin çözümünde muhataplık, hangi partinin öncülüğünde olması gerektiğine ilişkin soruydu. “Kürt sorununun çözümüne kimin/hangi kurumun ya da partinin liderlik etmesi gerektiği” sorusuna katılımcıların yüzde 56.78’i “Kürtler, Abdullah Öcalan, HDP ve Selahattin Demirtaş”, yüzde 19.04’ü “hükümet, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti”, yüzde 8.85’i “muhalefet, CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu” cevabını verdi.
Toplumsal etkisi
Katılımcılara Kürt sorununun en önemli toplumsal etkisinin ne olduğu da sorusu soruldu. Katılımcıların sadece yüzde 12.5’i bu meselenin herhangi bir etkisi bulunmadığı cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 30.6’ı Kürt meselesinin en belirgin toplumsal etkisinin toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın artması ve, yüzde 26.8’i de ülkede Kürtlere karşı ırkçı uygulama ve saldırıların yaygınlaşmasını en önemli etki olduğunu dile getirdi.
Ekonomik etkisi
“Kürt meselesinin en önemli ekonomik etkisi nedir” sorusuna ise katılımcıların yüzde 33.1 Kürt meselesinin bölgedeki ekonomik yatırımlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu, yüzde 19’u meseleyi “ekonomik eşitsizliklerin artması” ile ilişkilendirdiği, yüzde 17.8’inin ise “devlet kaynaklarının askeri harcamalara yönlendirilmesi ile ekonominin zayıflaması”nı en önemli ekonomik etki olduğunu dile getirdi.
Askeri harcamaların etkisi
AKP’li katılımcıların yüzde 9.2’sinin Kürt meselesinin ekonomik eşitsizlikleri artırdığını ifade ederken, bu oranın Yeşil Sol Partili katılımcılarda yüzde 22.9 ve CHP’li katılımcılarda yüzde 27.9 olduğu tespit edildi. AKP’li katılımcıların yüzde 12.2’sinin, Yeşil Sol Parti seçmenlerinin yüzde 20.4’ünün ve CHP seçmenlerinin yüzde 23.8’inin devlet kaynaklarının askeri harcamalara yönlendirilmesi ile ekonominin zayıflamasını en önemli ekonomik etki olarak görüyor.
Hükümetin politikaları olumsuz bulunuyor
“Hükümetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu da katılımcıların sadece yüzde 16.8’i bu politikaları “olumlu” bulduğunu söylerken, yüzde 57’si “olumsuz”, yüzde 16.8’i ise “ne olumlu ne olumsuz” bulduğu cevabını verdi.
Araştırma grubunda “En fazla oyu Kürtlerden alan HDP’nin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu da katılımcıların yüzde 36.7’si bu politikaları “olumlu” bulduğunu belirtti.
Muhalefetin politikaları benimsenmiyor
Araştırmada dikkat çeken bir başka soru da “Muhalefetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuydu. Bu soruya katılımcıların yüzde 58.6’sı “olumsuz”, yüzde 19.8’i “ne olumlu ne olumsuz”, yüzde 9.2’si “olumlu” cevabını verdi. Sadece her on katılımcıdan birinin muhalefetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını “olumlu” bulması oldukça dikkat çekici.
Katılımcılara “Kürt Meselesinin Çözüm Yöntemi Açısından 2013-15 Yılları Arasında Olduğu Gibi Sadece Hükümetin mi Rol Alması Gerektiğini Yoksa Parlamentonun Da Dâhil Olması Gerektiğini Düşünüyorsunuz” sorusu da yöneltildi.
Sorunun çözümünde kimler rol almalı
Bu soruya verilen yanıtlar incelendiğinde; katılımcıların yüzde 34’ünün “hükümet, parlamento ve başka birimlerin de (örneğin, sivil toplum kuruluşları vb.) dâhil olması gerektiğini” düşündüklerini ifade ettikleri görülüyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 31.4’ünün “hem hükümetin hem de parlamentonun rol alması gerektiğini” düşündükleri, yüzde 15.6’sının ise “sadece hükümetin rol alması gerektiğini” düşündüklerini ifade etti.
Temel haklar talep edildi
“Kürt Meselesinin Çözümü İçin Hangi Adımların Atılması Gerektiğini Düşünüyorsunuz” sorusuna da, katılımcılarının Kürt meselesinin çözümü konusunda adil ve kapsayıcı bir anayasaya, anadilinde eğitim ve kültürel hakların tanınmasına, barış ve diyaloga, siyasi özgürlüklere ve sosyo-ekonomik iyileştirmelere işaret ettikleri görüldü.
Her dört katılımcıdan birinin Kürt meselesinin çözümü konusunda anayasaya, her beş kişiden birinin ise barış ve diyaloga işaret ettiğinin vurgulandığı raporda, “Katılımcıların sadece yüzde 2.3’ünün askeri ve güvenlikçi politikalara vurgu yapması, Kürt meselesinin çözümü konusunda bu politikaların yerine barış ve diyalogun öncelediğini ortaya koyması açısından dikkat çekici.
Siyasi, kültürel, iktisadi ve anayasal çözümün Kürt meselesinin çözümünü mümkün kılacak seçenekler olduğu vurgusu, güvenlik bürokrasisi, siyasi partiler, sivil toplum ve politika yapıcılar için önem teşkil etmektedir” tespiti yer aldı.
HABER MERKEZİ