DEM Parti Belediyelerin ‘Sözümüz bitmedi, şiddeti birlikte durduracağız’ kampanyasının deklarasyonunda ‘Sistematik şiddete karşı birlikte mücadele etmeye ve kadın özgürlükçü bir yaşam için eril sisteme karşı Jin, jiyan azadî demeye çağırıyoruz’ denildi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Yerel Yönetimler Kurulu, “Sözümüz bitmedi. Şiddeti birlikte durduracağız” şiarıyla bir yıl devam edecek kampanyanın startını verdi. Kampanyanın deklarasyonu ise Cemil Paşa Konağı’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıya, DEM Partili belediyelerin kadın eşbaşkanları ile kadın müdürlerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Deklarasyon metninin Kürtçesini Mêrdîn (Mardin) Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, Türkçesini ise Êlih (Batman) Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük okudu.
‘Örgütlü kötülük’
Kadınların yüzyıllardır verdiği eşitlik ve özgürlük mücadelesine dikkat çekilen açıklamada, “Erkek egemen iktidarın kadınların bedeni, emeği ve iradesi üzerinde kurmak istediği sömürge rejimi, kendisini toplumda kadın kırımı olarak açığa çıkartmaktadır. Bugün gelinen noktada ise eril şiddet yalnızca kadınlara değil çocuklara da yönelmiş ve kendisini en vahşi, barbar biçimiyle ortaya koymuştur. Narin’in katledilme biçimi ile sonrasında kamuoyuna yansıyanlar ve yine Rojin’in intihar denilerek, şüpheli biçimde katledilmesine rağmen bu katliamların sıradanlaştırılması da bireysel değil aksine kendisini iktidara dayayan örgütlü bir kötülüğün sonucudur. Adını saymaya nefesimizin yetmediği kadın ve çocuklar, bu topraklarda her gün örgütlü biçimde katledilmekte, özellikle başta kadınlar olmak üzere toplum bu şekilde derdest edilmeye, tecrit altına alınmaya çalışılmaktadır” diye belirtildi.
‘Şiddet derinleşti’
İktidarın yargı eliyle derinleştirdiği cezasızlığın her geçen gün daha da kurumsallaştırıldığını belirtilen açıklamada, özellikle son 8 yılda uygulanan kayyım politikasıyla kadınların yerel yönetimlerdeki kazanımlarının hedef alınması, kadın dernekleri ve aktivistlerin kriminalize edilmesiyle erkek şiddetinin derinleştirildiğini söyledi.
Kadınlara, çocuklara yönelik şiddet, tecavüz ve istismar her geçen artarken, bunun karşısında koruyucu tedbir ve önlemlerin alınmadığı kaydedilen açıklamada, kadınların şiddete açık bir hale getirildiğini ifade edildi.
Yerel yönetimlerin önemi
Toplumun adeta tecrit altında tutulması, sürekli çatışma hali ve derin yoksulluğun artmasının da kadına yönelik şiddeti besleyen en önemli nedenlerden biri olduğuna işaret edilen açıklamada, “Kadınlar olarak biliyoruz ki şiddetle mücadele, yalnızca bireyleri değil tüm toplumu dönüştürme bilincini kendisinde barındıran bir mücadeledir. Demokratik yerel yönetimler alanı da toplumsal yaşamın tüm alanlarına sirayet eden bir alandır. Bu kapsamda demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplumcu belediyecilik anlayışımız kadına yönelik şiddetle mücadelede kritik bir rol üstlenmektedir. Halkın ihtiyaçlarını birebir gözlemleyen, hızlı karar alma ve çözüm geliştirme kapasitesine sahip olan yerel yönetimler, kadınların doğrudan destek alabileceği ve haklarını savunabileceği mekanizmaları hayata geçirme potansiyeline sahiptir. Yerel yönetimler, merkezi yönetimden daha kapsayıcı ve etkin bir yaklaşım sunarak toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlayabilmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Kampanyanın amaçları
Açıklamada başlatılan kampanyaya dair şunlar belirtildi: “Bu perspektifle, bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde DEM Partili belediyeler olarak ortak bir kampanya başlatıyoruz. Bir yıl boyunca sürecek olan bu kampanya, bu topraklarda kadınların kimliğini, iradesini ve direnişini yok saymaya çalışan her türlü eril baskıya karşı güçlü ve örgütlü bir zeminde durmamızı sağlayacaktır. Kadınları yok sayan eril politikalara karşı sesimizi yükseltecek ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi büyüteceğiz. Bu kampanya aynı zamanda, yerel yönetimlerin kadınlara yönelik toplumcu belediyecilik hizmetlerini güçlendirmesi; bu kapsamda kadın sığınakları, kadın danışma merkezleri ile hukuki destek mekanizmalarını yaşama geçirmede önemli bir rolü üstelenecek yapısal çözümler üretmesi için bir zemin oluşturacaktır. Bu dayanışma, yerel yönetimlerde de kadınların taleplerini görünür kılacak, kadınların kolektif direnişini güçlendirecektir.”
Kayyımların kadın düşmanı politikaları
AKP-MHP’nin tüm politikalarını “Kürt ve kadın düşmanlığı” üzerinden yürüttüğünü söylenen açıklamada “Kadın düşmanı, halk düşmanı olan kayyım rejimi ile hareket edenler bilmelidir ki; kadınlar yüzyıllardır sürdürdükleri özgürlük ve eşitlik mücadelesinden asla vazgeçmemiş, diz çökmemiş, biat etmemiştir ve bu böyle de devam edecektir. 25 yılı aşan yerel yönetimler pratiğimizden edindiğimiz deneyimin açığa çıkardığı üzere yerel yönetimlerde dönüştürücü temel dinamiğin kadınların tarihsel mücadelesi olduğu hakikatidir. Atanan kayyım rejiminin ilk elden kadın merkezlerini kapattığı, kadın müdürlüklerine erkek atadığı, kadın sığınaklarını işlevsizleştirerek kadınlara başvuracağı bir mekanizma bırakmadığı düşman politikalarını son 8 yıllık kayyım politikalarından da çok iyi biliyoruz” denildi.
Kadınlara çağrı
Açıklamada, son olarak iradesi gasp edilen kadınlar olarak özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürüten kadınlara ve kadın örgütlerine şu çağrıda bulundu: “On yıllardır mücadele eden; özgürlük ve eşitlik uğruna büyük bedeller ödeyen kadınlara ve kazanımlarına yönelik saldırılar tüm topluma yapılmıştır. Herkesi toplumsal bir sorun olan ve erkek egemen iktidarın derinleştirdiği cinsiyetçiliğe ve sistematik şiddete karşı birlikte mücadele etmeye ve kadın özgürlükçü bir yaşam için eril sisteme karşı Jin, jiyan azadî demeye çağırıyoruz.”
Açıklama “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla sona erdi.
Kaynak: JINNEWS