Hükümetin gündeminde tuttuğu İstanbul Sözleşmesi tam olarak uygulanmadığı için son 7 ayda şiddet, taciz-tecavüz arttı ve bu sürede 124 kadın katledildi
Kadınlara yönelik her türlü şiddeti önleyen ve haklarını savunan İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesine yönelik tartışmalar 7 aydır hükümet tarafından gündemde tutuluyor. Bu süre zarfında kadınlara yönelik her türlü şiddet, taciz ve tecavüz katbekat arttı. Tartışmaların gölgesinde 124 kadın katledildi. Kadınların tüm eylem ve etkinliklerine rağmen iktidarın sözleşmeye yerli ve milli şekil verme ısrarı sürüyor.
Kadın hareketinin en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi 2011 yılı Mayıs ayında İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açıldı. Sözleşmenin ilk imzacısı ev sahibi olarak Türkiye’de 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.
Uluslararası tek sözleşme
Sözleşme kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlüyor. Devletlerin şiddete karşı önleyici tedbirler almasını taahhüt verirken, mağdur kadınları korumayı, şiddet davasında soruşturma ve kovuşturma yapmasını, şiddet olaylarını araştırması ve faillileri cezalandırmasına yönelik sorumluluklar yüklüyor. Aynı zamanda imzası bulunan ülkelerde hukuki bağlayıcılığı etkin kılıyor. Türkiye’de imzalanan ilk ve tek uluslararası sözleşme özelliğini taşıyor.
Her dönem tehdit olarak görülen İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi ilk olarak açık bir şekilde salgın öncesi Şubat ayında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir grup milletvekiliyle yaptığı toplantıda dile getirildi.
Muhafazakarlar da sahiplendi
Erdoğan, toplantıda sözleşmenin toplumsal cinsiyet kavramı nedeniyle aile kurumuna zarar verdiğini ileri sürerek, gözden geçirilmesinin sinyalini verdi. Ayrıca evlilik yaşının yükselmesi, tek çocuk nedeniyle nüfusun yaşlanması gibi konuların ele alınması üzerine durdu.
Erdoğan’ın bu açıklamaları özelikle muhafazakar kesim tarafından sahiplenilerek, ana akım medya da aylarca erkekler tarafından tartışıldı. İlk açıklamaya karşı başta kadın örgütleri olmak üzere toplumun büyük bir çoğunluğu tepki göstererek, yasaların gözden geçirilmesi değil uygulanmasına yönelik taleplerde bulundu.
Erdoğan talimat verdi
Erdoğan’ın ardından bu kez AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 2 Temmuz’da bir televizyon kanalında İstanbul Sözleşmesi hakkında, “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” diyerek tartışmayı sürdürdü.
Kurtulmuş’un bu açıklamasının ardından Erdoğan yeniden, “Çalışıp gözden geçirin, halk istiyorsa kaldırın” talimatını verdi. AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Erdoğan’dan bir gün sonra yeniden sözleşmeyle ilgili bunun imzalanmasının “gerçekten yanlış” olduğunu söyledi.
Erdoğan ve Kurtulmuş tarafından yapılan açıklamalar daha sonra AKP milletvekilleri ve iktidara yakın STÖ’ler tarafından sürdürüldü. İktidar destekçisi bazı kurumlar ise sözleşmeden geri çekilmesi için raporlar hazırlandı, çok sayıda açıklamalar yapıldı.
Sözleşmeye karşı çıkanlardan biri olan “Türkiye Düşünce Platformu” konuya dair Erdoğan’a rapor sundu. Raporda; İstanbul Sözleşmesi’nde, kavramların değersizleştirildiği, her türlü cinsel sapma hareketinin “cinsel yönelim” kavramı ile meşrulaştırıldığı, ahlaki veya toplumsal yaptırımlardan muaf tutulduğunu ileri sürdü.
‘Yerli ve milli sözleşme’
Adına “Türkiye Düşünce Platformu” denilen grup, gelen tepkiler üzerine geri adım attı. Platform yaptığı açıklamada, “Biz platform olarak artık bu konudan çekiliyoruz çünkü çok yorulduk, yıprandık” dedi.
Bir rapor da adına “İstanbul Sözleşmesi Çalışma Platformu” denilen yapı tarafından hazırlandı. Hazırlanan raporda, “Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesinden çekilmesini, şiddeti önleme ve ortadan kaldırmayı hedef alan yerli ve milli bir yasal düzenleme yapılmasını teklif ediyoruz” denildi.
Daha sonra “Türkiye Aile Meclisi” denilen grup bir açıklama yaparak, “Aileye savaş açmış, toplum ve aileyi terörize eden İstanbul Sözleşmesi’nin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’nin ve bağlı uygulamalarının Avrupa ülkelerindeki gibi geri dönülmez aşamalara gelmeden iptal edilmesini istiyoruz” diye belirtti.
Tartışmalara neden olan bir diğer açıklama da TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AKP Edirne Milletvekili Fatma Aksal’dan geldi. Aksal, şunları ileri sürdü: “Sözleşmede kadının korunmasına ve şiddetin engellenmesine ilişkin maddeler vardır. Ama iki ucun da savunduğu kadar bir şey yoktur. Sonuçta bir sözleşmedir. Sözleşme değil, kanunlar kadını korur. Biz aile yapımızı koruruz. Aile yapımıza sahip çıkmamız gerekenler bizleriz.”
Sözleşme AKP ikiye böldü
Bütün bunlar tartışılırken Erdoğan, Ağustos ayının ortalarında sözleşme ile ilgili yaptığı yeni açıklamada, bütün tartışmalara gerekçe gösterilen “Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması” konusunu düzenleyen 4. maddede geçen “cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet kimliği” ifadelerine şerh konulabileceğini, ayrıca yeni bir sözleşme çıkarılmasının gündemlerinde olduğunun sinyalini verdi.
İktidarın geri çekilmesini istediği sözleşme AKP içinde de tartışmalara neden oldu. Bazı kadın milletvekilleri sözleşmenin geri çekilmesinden vazgeçilmesini istedi. Bu kapsamda TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Canan Kalsın, İstanbul Sözleşmesi için “Amacı şiddet uygulananı şiddetten korumak olan bir sözleşmenin toplumu bozduğunu söylemek akla ziyan bir tutum ve düşüncedir” dedi.
Öte yandan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığını yürüttüğü KADEM de, sözleşmenin geri çekilmesine karşı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef konulmasında başlıca argümanlar olan “aile birliğini dağıttığı” ve “eşcinselliği meşrulaştırdığı” iddialarının gerçeği yansıtmadığı hatırlatıldı.
KADEM’in açıklaması iktidara yakın kesimler tarafından eleştirilerek, karşı çıkıldı. Öte yandan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili çalışma yürüttüğü ortaya çıktı.
Toplum uygulanmasından yana
Yaklaşık 1 ay önce MetroPOLL şirketi de İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi üzerine bir anket yaptırarak, hükümetin gerekçelerini boşa çıkardı. Yapılan saha çalışmasında yurttaşların yüzde 63.6’sı hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylamadığını belirtti.
Bu tartışmalar gündemdeki yerini korurken kadın katliamları, taciz, tecavüz ve şiddet kat be kat arttı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre sözleşmesinin tartışılmaya açıldığı Mart ayından Ağustos ayına kadar 124 kadın katledildi. Bu sürede yaşananlara maruz kalan kadınlar, sosyal medya hesaplarında yaşadıkları şiddeti görüntüleyip teşhir etti.
Kadınlar alanlarda
Kadın örgütleri ise salgına rağmen ülkenin dört bir tarafından yüz binler olup alanlara çıktı. Sözleşmenin geri çekilmesine izin vermeyecekleri mesajını bir kez daha yineledi. İstanbul Sözleşmesi için eylem yapan kadınlar birçok kez engellenerek, polis şiddetine maruz kaldı, yine bazıları darp edilerek, gözaltına alındı.
Bu arada sözleşmeyi destekleyenler aylardır sosyal medyada “#İstanbulSözleşmesiYaşatır”, “İstanbul Sözleşmesini uygula” etiketi altında kampanyalar düzenliyor. Kadınların eylemleri ise her alanda sürüyor.
Kaynak: MA/Semra Turan