Eşitlik İçin Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara karşı ortak mücadele geliştirmek için uluslararası buluşma düzenledi. Buluşmaya 15 ülkeden 170 kadın katıldı
Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) ev sahipliğinde, “İstanbul Sözleşmesi’ne Yönelik Saldırılara Karşı Feminist Buluşma” başlığıyla uluslararası bir toplantı düzenlendi. 15 Ekim’de gerçekleştirilen toplantıya Türkiye, Polonya, Macaristan, Hırvatistan, Bulgaristan, Finlandiya, Estonya, Slovakya, Gürcistan, Almanya, Avusturya, İngiltere, İspanya, ABD ve Kanada’dan kadınlar katıldı. On beş farklı ülkeden 170 kadının katıldığı toplantıda, İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan saldırılara karşı çeşitli ülkelerden kadınların ortak mücadele ihtiyacı dile getirildi. Toplantıda İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına dair genel bir değerlendirmeyi takiben, Türkiye, Polonya, Hırvatistan, Macaristan ve Bulgaristan’dan konuşmacılar Sözleşmeye karşı saldırıların siyasi bağlamını aktardı.
Yaratıcı yöntemler şart
Konuşmacılardan İstanbul Sözleşmesi Uzman Grubu-GREVIO önceki dönem başkanı Feride Acar, birçok ülkede Sözleşmeyi uygulama iradesi devlet düzeyinde zayıf olduğu için konuya ayrılan finansal kaynakların yetersiz olduğunu, birçok ülkedeki proje temelli çalışmaların ise sürdürülmesinin kısıtlı olduğunu söyledi. EŞİK’ten Özlem Altıok, Sözleşme konusunda Türkiye’de dile getirilen itirazları ve buna karşı kadın hareketinin mücadelesini anlattı. Hırvatistan’dan katılan Yeni Sol Parti milletvekili Rada Borić de ülkesinde İstanbul Sözleşmesi karşıtlarının, Sözleşmenin yargıya ve eğitime dahil edilmesine, LGBTİ+’ları kapsamasına karşı çıktıklarını ve aile yapısını bozacağını iddia ettiklerini aktardı ve buna karşı daha yaratıcı yöntemler kullanmak gerektiğini belirtti.
Sorunlar ortak
Bulgaristan’dan katılan Birleşmiş Milletler CEDAW Komitesi üyesi Genoveva Tisheva, Bulgaristan Anayasa Mahkemesi’nin İstanbul Sözleşmesi’ni anayasaya aykırı bulduğu kararını paylaştı. Kadın örgütlerinin imzalanan ama onaylanmayan Sözleşmenin onaylanması için mücadele ettiğini aktardı.
Macaristan’dan katılan Avrupa Kadın Lobisi üyesi Réka Sáfrány, ülkede kadın haklarına ve cinsiyet eşitliğine dair gerilemeler olduğunu; toplumsal cinsiyet eşitliği yerine “aile” kavramının öne çıkartıldığını, 2017’nin ikinci yarısından itibaren iktidardan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı daha fazla itiraz duyulmaya başlandığını söyledi. Avrupa Şiddete Karşı Kadınlar (WAVE) örgütünün kurucularından olan ve Polonya’dan katılan Ursula Nowakowska ise ülkede kadın hakları ile ilgili mevzuatın giderek muhafazakar bir hal aldığını; başta şiddet ve üreme hakları olmak üzere hükümet ile kadın kuruluşları arasında bir mücadele olduğunu aktardı.
Uluslararası kadın ağı
Konuşmaların ardından toplantı açık forum bölümü ile devam etti. Bu bölümde Türkiye ve Türkiye dışından katılımcılar sorunlardaki benzerliklerin altını çizerek; kazanılmış hakları kaybetmemek, saldırılara karşı koymak ve cinsiyet eşitliğini teşvik etmek için ortaklıkların, işbirliği ve dayanışmanın artırılması açısından yapılması gerekenler konusundaki önerilerini paylaştı.
Toplantının kapanış konuşmasını yapan Zehra Arat, bu toplantının bir ilk adım olmasını, sonraki adımların da bir strateji oluşturmak ve kadın gruplarının ulusal-yerel çabalarını birleştirecek, seslerinin duyulmasını sağlayacak bir ağ oluşturmak olması gerektiğini dile getirdi. Arat sözlerini, “Toplantıdan yenilenmiş umutlarla, ilhamla ve enerjiyle ayrılıyoruz. Bize meydan okuyanlara meydan okumak üzere ayrılacağız. Mücadelemize devam edelim” diyerek tamamladı.
Toplantıda, tekrar bir araya gelme ve sınır ötesi kadın dayanışması ile İstanbul Sözleşmesi’ne birlikte sahip çıkma kararlılığı dile getirildi.
KADIN SERVİSİ