Henüz 19 yaşında olmasına rağmen sinema ve özellikle tiyatro alanında önemli başarılar elde eden Ermeni Êma Mîkaîliyan, oynadığı rollerde Ermeni soykırımına, Ermeni kadınlara ve Ermeni tarihine dikkat çektiğini söyledi
Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz Devrimi sonrasında Kürtler ve Araplar gibi Ermeni halkı da Ermeni Toplumu Meclisi’nin kurulmasıyla birlikte yeniden kimliklerini kazanabildiler. Devrimle birlikte özellikle kültür sanat alanında gelişen Ermeniler, bu alanda önemli başarılar elde ettiler. Ermeni halkından Êma Mîkaîliyan da 19 yıllık hayatında birçok başarıya imza atmış genç kadınlardan biri. Lise öğrenimini başarıyla tamamlayan Êma Mîkaîliyan, üniversite hayatına adım atmaya hazırlanıyor. Êma Mîkaîliyan’ın dedesi ve ninesi 1913-1915 Ermeni Soykırımı’nı yaşayanlardan. Soykırımdan kurtulmayı başaran dedesi, birçok Ermeni gibi Arap bir ailede hakları, dili, tarihi, kimliği olmadan büyümüş. Ermeni halkı artık geçmiş yıllardan farklı olarak dillerini konuşabiliyor, kültürlerini koruyabiliyor ve tarihlerine sahip çıkıyorlar.
‘Tiyatroya ilgim arttı’
Üç yıldır Ermeni Toplum Meclisi Kültür Komitesi’nde yer alan Êma Mîkaîliyan, Artsax Halay Grubu’nu yönetirken, Ararat Tiyatro Grubu’nda da etkili bir oyunculuk performansı sergiliyor. Tiyatro yolculuğu hakkında konuşan Êma Mîkaîliyan, “Bir tesadüf sonucu tiyatro dünyasına girdim ve bu alanda yüksek seviyelere ulaşmayı hedefliyorum. Arkadaşlarım kendi aralarında konuşurken tiyatro bölümünü okumak istediklerini söylüyorlardı. Ben bu fikri beğenmedim ve onlara daha iyi bir bölüm seçmeleri gerektiğini belirttim. Bir süre sonra Ermeni Toplum Meclisi’nin kurulduğunu duydum. Henüz kuruluş aşamasındaydı ve ben de dahil oldum. Meclisin Kültür Komitesi’nde yer aldım. Zaman içerisinde tiyatroda rol almaya başladım ve bu alanda yüksek seviyelere ulaşmak istedim. Böylelikle tiyatroya ilgim arttı ve benim için artık önemli bir yeri oldu. Sahneye çıkmadığım bir günüm yok artık” ifadelerinde bulundu.
‘Tiyatrocular uyum sağlamalı’
Tiyatro oyunculuğunun bazı detaylarına değinen Êma Mîkaîliyan, “Tiyatrocular sahneye çıktıklarında utanmamalı ve oynadıkları role uyum sağlamalıdır. Tiyatro oyuncuları genellikle sahnede kendilerini unutuyorlar ve sadece role odaklanıyorlar. Tiyatro oyuncuları dünyada başarılarıyla var olabilmeli ve topluma ulaştırmak istedikleri mesajı net verebilmeli. Ayrıca iyi bir hafızaya ve geniş bir hayal gücüne sahip olmaları gerekmektedir. Oynadıkları kişinin rolünü tam anlamıyla yerine getirebilmeli, olayın ve zamanın içinde kendilerini hissedebilmeli. Tiyatro yönetmenleri de özel bir yeteneğe sahip olduğumu söylüyorlar. Örneğin hüzünlü olmam gereken durumlarda rolü ustaca oynayabilmek için gerçekten ağlayana kadar seyircilerin gözlerinin içine bakıyorum ve ulaştırmak istediğim mesajı verebiliyorum” şeklinde konuştu.
‘Çok çalışıyorum’
Pek çok tiyatro oyununda rol aldığını söyleyen Êma Mîkaîliyan, sözlerine şöyle devam etti:
“Birçok tiyatroda rol aldım ve daha tiyatro alanında büyük bir ilerleme sağlamak istiyorum. Tiyatro alanında iyi bir oyuncu olmak için hala çok zamana ihtiyacım var ve bunun için çok çalışıyorum. Beni dijital medyada takip edenler oyunculuğumu beğendiklerini söylüyorlar ve bu bana yolculuğuma devam etme konusunda büyük bir umut ve güven veriyor.”
‘Mesajımızı daha iyi ulaştırabiliyoruz’
Sinema ve tiyatro eserleri arasındaki farkı anlatan Êma Mîkaîliyan, “Her iki alanın da kendi içinde zorlukları var, ancak tiyatro eserleri sinema eserlerine göre daha zordur. Çünkü tiyatroda sahnedesiniz ve seyircilerin önündesiniz. O yüzden oyuncuların çevrelerindeki tüm detayları bilmeleri gerekiyor. Başlangıçta seyircinin dikkatini sahnede tutmalı, yüz ifadelerini değiştirmemeli ve sonuna kadar rollerini iyi oynamalı. Ama sinema işi farklıdır. Hatalar olabilir, sahneler birden çok kez tekrarlanabilir. Ancak tiyatro sahnesinde bunu yapamıyorsunuz ve başladığınız rolü bir şekilde sürdürmeniz gerekiyor. Sinemada da çalışmayı, gelişmeyi ve ekranlarda görünmeyi seviyorum, ancak bir oyuncu gücünü tiyatro sahnelerinde kanıtlayabilir. Mesajımızı tiyatro yoluyla seyirciye daha iyi ulaştırabiliyoruz. O yüzden tiyatroyu daha çok tercih ediyorum” dedi.
‘Yarım bırakmayacağız’
Oynadığı rollerde kadın, toplum ve özellikle Ermeni Soykırımı’na dikkat çeken Êma Mîkaîliyan, “Biz en çok Ermenilerin davasına, Ermeni Toplum Meclisi’nin başarılarına ve kadınların soykırımda yaşadıklarına önem veriyoruz. Bu nedenle tarihte yaşanan olaylara değinmek için kendimizi bu anlamıyla da sorumlu hissediyoruz. Başlattığımız çalışmayı yarım bırakmayacağız ve en yüksek seviyelere ulaştıracağız. Her birey hayallerinin peşinden gitmelidir. Belki bir gün Ermenistan sahnelerinden birinde oyun sergilerim, belki bu alanda yönetmen olurum, hiçbir şey imkansız değildir. Amacım tiyatro aracılığıyla Ermenilerin nasıl katledildiğini göstermek istiyorum. Dünyanın tüm güçleri karşımızda olsalar da kararlılığımızdan ve hayallerimizden vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.
Haber: Sorgûl Şêxo/NUJINHA