Bir yıldır müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alamadıklarını belirten Asrın Hukuk Bürosu yayınladığı açıklamayla, ağırlaştırılmış tecrit uygulamasına son verilerek müvekkillerinin aile ve avukatlarıyla görüştürülmesinin devlet organlarının anayasal sorumluluğu olduğunu belirtti
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan haber alınamaması haline dair yazılı açıklama yaptı. PKK Lideri’nin 1999’dan bu yana içinde bulunduğu koşulların “İmralı Tecrit Sistemi” olarak değerlendirildiği açıklamada, “Sayın Öcalan ile 2011 yılından bu yana avukat görüşmeleri, Ekim 2014 tarihinden bu yana ise aile görüşmeleri engellenmektedir. Toplumsal baskının arttığı dönemlerde bazı istisnai görüşmelerin yapılabildi. Diğer müvekkillerimiz ise hiçbir avukat görüşmesi yapamadığı gibi aileleriyle de sadece 3 defa görüşebildiler” denildi.
Bir yıldır haber yok
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile gerçekleştirdiği “kesintili” telefon görüşmesinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bunun haricinde o günden bu yana kendileriyle temas sağlayamadığımız gibi asgari bir bilgiye ulaşmamız da mümkün olmamıştır. Hapishane uygulamalarını takip ve denetlemekle yükümlü en alt yargı birimleri olan savcılık ve infaz hakimliğinden yüksek mahkeme niteliğinde bulunan Anayasa Mahkemesine kadar başvurularımız mevcuttur” denilerek bu başvurulara rağmen şimdiye kadar bir bilgi alamadıklarına dikkat çekildi.
“Etnik, dini ve kültürel kimliği fark etmeksizin toplumun her tabakasından insanın maruz kaldığı mevcut kriz hallerinin Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığı ülkenin inkar edilemez gerçekliğidir” denilen açıklamada, 2022 Newroz meydanlarında Öcalan’ın çözümün muhatabı olduğunun teyit edildiği ifade edildi. “Dış dünyadan yalıtılarak işkence koşullarında tutulmasının topluma bu denli ağır maliyeti olan Sayın Öcalan’dan bir yıldır haber alınamıyor oluşu, özünde Türkiye demokrasisine, refahına, barışına, huzuruna dönük tecrit anlamını taşımaktadır” tespiti yapıldı.
Meclis iradesine saygı duyulmalı
Tecritten siyasi rant devşirmeye çalışanlar başta olmak üzere Kürt sorununun çözümünde afaki olarak Meclis’i adres gösterenlere kadar her kesimin öncelikle Meclis’in iradesiyle oluşturulan anayasanın neden İmralı’da işlemediğine cevap vermesi gerektiği belirtilen açıklamada, hukukun sadece bireyleri değil kurumları da bağladığına işaret edilerek, “Bu hususu denetlemek parlamentonun yanı sıra yasayla vücut bulmuş ilgili kurumlar ve siyasal partilerden derneklere geniş bir yelpazeyi kapsayan sivil toplumun sorumluluğudur” vurgusu yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa hukukuna tabi bir hukuk devleti olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kimsenin insanlık dışı muameleye tabi tutulamayacağı anayasal zeminde güvence altına alınmışken, İmralı’da vücut bulan insanlık dışı durumu sorgulamak her yurttaşın temel hakkıdır. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumakla yükümlü olan idareler ile bunu misyon edinmiş sivil toplumun ayrılmaz bileşeni olan kurumların varlık gerekçelerine uygun davranmaları kendilerinden beklenendir” denildi.
Belirsizlik politikası
İmralı’daki müvekkillerinden haber alamıyor oluşlarının her türlü ihtimale açık, belirsizlik yaratan bir politikaya tekabül ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Mevcut uygulama kişinin maddi ve manevi bütünlüğünü hedefleyen insanlık dışı bir tutumdur. Bu uygulamaya derhal son verilerek, müvekkillerimizin avukat ve aileleri ile görüşmelerinin sağlanması devlet organlarının anayasal sorumluluğundadır. Bu talebin gereğinin yerine getirilmesi için demokrasi ve özgürlüklerden yana olan, hukukun işleyişini dert eden herkesi bu iddiasına sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.
Ailelerden görüşme başvurusu
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ve vasisi Mazlum Dinç ile Ömer Hayri Konar’ın kardeşi Ali Konar, Hamili Yıldırım’ın kardeşi Polat Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın kardeşi Melihe Çetin, pazartesi günü görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Daha öncede birçok kez başvuru yapılmasına rağmen başvurulara cevap verilmiyor.
İSTANBUL