42 madencinin hayatını kaybettiği katliamda müessese personeli ihmalleri kabul etmediği gibi, hiçbir şikayetin olmadığını iddia etti
Bartın Amasra’da 14 Ekim’de 42 madencinin yaşanan ihmaller yüzünden göz göre katledilmesinin ardından tutuklanan müessese personelinin ifadeleri pes dedirtti. Müdür ve yetkili personeller ifadelerinde ihmallere dair bir şikayet olmadığını iddia ederek, madende her şeyin yolunda olduğunu belirtti. Bazı yetkililer ise kendilerinin değil diğer arkadaşlarının sorumlu olduğunu dile getirdi.
Oturup maaşımı aldım sadece
DHA’da yer alan habere göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü meydana gelen grizu katliamı sonrası tutuklanan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, mahkemedeki ifadesinde, “Üretim teknik müdür muavini olarak Ağustos 2020 yılından itibaren görevleri benden alındığı için bu görevleri yapmıyorum. 2020 Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadım, talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değildim. Sadece oturdum, maaşımı aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. Ocağa girdiğim tarih kazadan 1-1,5 sene öncedir. Bu tarihten sonra ocağa girmedim. Benim idari görevim yerine Müessese Müdürü Cihat Özdemir bana bağlı olan birimleri kendisine bağlayarak bakmaya başladı” diyerek sorumlu olmadığını iddia etti.
Ben olsaydım izin vermezdim
İş güvenliği uzmanlığı sırasında bir aksaklık olmadığını iddia eden Atmaca, “Son 1-1,5 yıldır yani ben görevde değilken iş güvenliği işçi sağlığı ve eğitim şube müdürlüğü direkt müessese müdürlüğüne yani Cihat Özdemir’e bağlandı. Ben 2021 yılı sonbaharında ocağa iş güvenliği uzmanı olarak indiğimde bir aksaklık yoktu. Ben görevde olsaydım, o servisin yani emniyet servisinin tekrardan işletme müdürlüğüne sağlanmasına müsaade etmezdim, suçsuzum serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi.
Hiçbir sorun yoktu
Tutuklanan emniyet mühendisi Şahan Kahraman ise ifadesinde, “Yaşanan kazanın sorumlusu ben değilim. Kaza günü gündüz vardiyasındaydım. Çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesiyle ilgili herhangi bir ihbar gelmemişti. Gaz seviyesi çalışma seviyelerinin altındaydı. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi 3,5-4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı. Bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü. Ayak arkası denilen tavan göçmesi sonucundaki oradaki metan gazı havaya kalkar ancak bu kalkan hava zamanla örneğin bir saatte eski normal çalışma seviyesine iner. Eksi 350 kotundan eksi 320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesi arızalı durumdaydı. Bu durumu şefim olan F.G.’ye iletilmiş, o da arızayı gidermeye çalışmış ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu” dedi.
Bütün eğitimleri tam verdik
TTK Amasra İşletme Başmühendisi Mehmet Tural da, “Kazadan sonra madene geldim. Son 1 hafta içerisinde gazla ilgili bir problem yaşanmadı. Çalışanlarımıza maske eğitimlerini ve iş güvenliği eğitimlerini tam olarak verdik. Kaza olayından önce bize iletilen bir sorun olmadı” dedi.
Personelin sorumluluklarının olmadığı iddialarına karşın mahkeme tutuklanma gerekçesinde ihmalleri şu şekilde sıraladı: Kişilerin uzmanlığına göre kömür tozu ile mücadelenin yetersiz olması, kazadan 1 hafta önce metan oranının yüzde 3,5 seviyelerine yükseldiği, bu tarihten sonra ocakta gerekli kontrollerin yeterli olarak yapılmadığı, kaza günü yaşanan pervane arızasının giderilip giderilmediğine ilişkin takibin sağlanmadığı, çalışanlara yeterli ve gerekli iş güvenliğini sağlamadığı, 2019 ve 2020 Sayıştay raporlarında belirtilen maden ocağı ile ilgili eksikliklerin ikmali konusunda girişimde bulunulmaması gerekçe gösterdi.
HABER MERKEZİ