Sitav Yayınları tarafından yayınlanan Devrim Yakup Güneş’in “Akıntılar Kadar Sahipsiz” isimli şiir kitabı, günümüz edebiyat dünyasında şiire dair oldukça iddialı bir çıkıştır
Orhan Çaçan*
Son yıllarda yayınlanan romanlara, hikâyelere ve genç kuşakları etkileme gücü olan şiir dünyasına göz attığımızda bunlardan hayli uzaklaştığımız görülecektir. Genelde anlamsız, saçma, tarihsel-toplumsal gerçeklikle hiçbir bağı olmayan, sorgulamayan dizeler hâkim maalesef. Oysa sormayan, sorgulatmayan yazımlar, inatçı ve isyankâr olmayan şiirler toplumla, gerçeklikle bağını yitirmiş sözcüklerdir.
Bunlar efsununu yitirmiş çorak söylemlerden öte bir anlam taşımazlar. Toplumda rağbet görseler bile, ahlaki, edebi norm ve ölçüler kazandıran yazımlar olarak görülemezler. Şükrü Erbaş’ın deyimiyle “Bir edebi metin soru sormuyorsa, sorgulatmıyorsa, onda bir eksiklik, yanlışlık vardır. Ve o şiir bize kesinlikle sirayet etmemiş ve ruhumuzun derinliklerine yansımamış ölü bir metindir.”
Son yıllarda bu eksikliği gideren, hayatımızın gerçekliğini bizlere kavratan, bunları sorarak, sorgulatarak aktaran genç ve iddialı şairlerden biridir Devrim Yakup Güneş. Bunu yazmış olduğu şu dizelerde açıkça görürüz: “Çünkü mümkün, unutmadan yaşayabilmek, korksak da hatıraların mezarlığından, bir yaşatma biçimidir, hatırlamak, yüzyılımızda, ilk kez.”
Sitav Yayınları tarafından yayınlanan Devrim Yakup Güneş’in “Akıntılar Kadar Sahipsiz” isimli şiir kitabı, günümüz edebiyat dünyasında şiire dair oldukça iddialı bir çıkıştır. Okura varlığını sorgulatan, ufkunu genişleten, ötekilerin dili olan edebi bir anlatımdadır.
Devrim Yakup Güneş, kitaba adını veren şiirinde, “Zor şimdi kendin olmak” demekte ve sözlerini şu çarpıcı ifadelerle tamamlamaktadır; “Akıntılar kadar sahipsiz, öteki olmak kadar zor, çünkü başka bir tarihtir bırakıldığım bu yer, koca bir mezbaha, kandı, hani cennetin cehennemle sınanması, ya da her köşe başında, kimliğinin sorgulanması…”
Kimliği sorgulanan ve yok sayılan bir halkın haykırışıdır bu dizeler. Bu sebeple hem asi hem de inatçıdır. Ama aynı zamanda gerçeklikle bağını yitirmemiş, kendi olma arayışıdır. Mevcut normları yıkan ve bunların köleleştirici biçimlerini sorgulatan ve yeni, yepyeni normları oluşturan dizelerdir.
Şiir, biraz da kişi veya toplumların derdini, kaderini, acısını ve trajedisini anlatabilme, kavratabilme sanatıdır. Kaleme alınan dizeler ne kadar güçlü ve etkileyici olursa, okur da o kadar derinden etkilenir ve sarsılır. Şiir sarsar ve okuru kendine bağlar. Devrim Yakup Güneş’in “Akıntılar Kadar Sahipsiz” isimli şiir kitabını sizlerin de çok seveceğinizi umuyorum.
——————————-
*Antalya S Tipi Cezaevi