PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi 103’üncü günde devam ediyor. Güven ile birlikte cezaevlerinde 300’ü aşkın tutuklunun başlattığı açlık grevleri de yayılarak sürüyor. Tutuklular, morallerinin iyi olduğunu ve talepleri karşılanmadığı sürece eylemlerine devam edeceklerini söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’de başlattığı açlık grevi eylemi 103’üncü gününde devam ediyor. Aynı taleple onlarca cezaevinde başlayan açlık grevleri eylemi de sürüyor.
Ordu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Azad Karabulut ve Vedat Bozkurt da 5 Ocak’tan bu yana açlık grevine giren isimler arasında.
Devletin baskı politikaları nedeniyle ailesiyle birlikte Hakkari’nin Navpariz Mahallesi’nden (Çiçekli köyü) Mersin’e göç etmek zorunda kalan Bozkurt’a 2011’de 12 yıl hapis cezası verildi. Bozkurt sırasıyla Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi, Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi, Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldı. Şu an Ordu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Bozkurt 45 gündür açlık grevinde.
‘Yolumuzdan dönmeyeceğiz’
16 Şubat’ta babası Cevher Bozkurt ile telefon görüşmesi yapan Bozkurt, durumunun iyi ve moralinin yüksek olduğunu aktardı. Bozkurt, ailesi aracığıyla kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: “Ben ve arkadaşım Azad Karabulut ayrı koğuşlarda tutuluyoruz. Açık görüşler ve telefon görüşmelerinin süreleri azaltılmış durumda. Eylemimizde kararlıyız. Sonunda ölüm de olsa eylemimizi sürdüreceğiz. Öcalan üzerindeki tecrit tamamen ortadan kalkmadan yolumuzdan dönmeyeceğiz.”
Bursa
Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklular da tecrit kalkıncaya kadar açlık grevlerini sürdüreceklerini söyledi.
Siirt’in Pervari ilçesinde 1994’te dünyaya gelen tutuklu Süleyman Saydan, toplam 4 yıl ceza aldı. 28 Aralık 2018 tarihinden bu yana süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu ifade eden Saydan, daha önce de 21 günlük açlık grevi deneyimi olduğunu söyledi. Açlık grevi eylemi hakkında bilgi veren Saydan, tansiyon ve kilo ölçümlerinin yapıldığını; tuz, şeker ve B12 vitaminlerinin verildiğini belirtti.
‘Yükselen sesimizi duyurun’
“Açlık grevine başladığım günden bu yana kendimi hiç bu kadar mutlu neşeli ve huzurlu hissetmemiştim” diyen Saydan, “İmralı’da uygulanan tecridin kaldırılması için Leyla Güven’in öncülüğünü üstlendiği açlık grevi sürecinde yer almam benim için sevinç kaynağıdır. Tecridin kaldırılmasıyla yani avukat ve aile görüşünün hukuki normlara dönülmesiyle açlık grevini sonlandırırım. Kendine hukukçu, özgürlükçü ve demokrasiden yanayım diyen herkesi Leyla Güven’in öncülüğünü üstlendiği bu muazzam sürece ses katıp destek olunarak, yükselen bu sesimizi duyurmalarını istiyorum” sözleriyle çağrı yaptı.
‘Mutlu ve moralliyim’
Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’nde 28 Aralık 2018 tarihinden bu yana açlık grevinde olan diğer bir tutuklu Ercan Gökçe 1988 yılında Siirt’in Eruh’ta dünyaya geldi. 26 Mart 2018 tarihinde tutuklanan Gökçe, 3 yıl 1 ay 15 gün ceza aldı. Daha önce hiç açlık grevi deneyiminin olmadığını ifade eden Gökçe, şunları belirtti: “Kendimi çok mutlu, moralli ve böyle bir süreçte yer aldığımdan dolayı onurlu hissediyorum. Tecrit bir insanlık suçu olduğundan hukuki ve ahlaki olmadığı için açlık grevine girdim. İmralı’daki tecridin bir bütünen kaldırılmasıyla açlık grevini bitiririm. Halkımızın, duyarlı insanların göstermiş olduğu ilgiye ve bu direnişe göstermiş olduğu misyona layık olmaya çalışacağımı belirtiyorum. Bu konuda duyarlılık gösteren herkese selam sevgi ve saygılarımı iletiyorum.”
Duyarlılık çağrısı
Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ve 28 Aralık 2018 tarihinden bu yana süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Mehmet Kılınç da, 19 Mart 2018 tarihinde tutuklandığını ve kendisine 3 yıl 1 ay 15 gün ceza verildiğini söyledi. 2013 yılında 21 günlük bir açlık grevi deneyimi olduğunu belirten Kılınç, “Kendimi çok iyi hatta mükemmel hissediyorum” dedi. Tecridin bir insanlık suçu olduğuna vurgu yapan Kılınç, “Milyonların liderine hukuki olmayan yaklaşımlarda bulunulduğu için açlık grevine girdim. İmralı’daki tecridin kaldırılması, hukuksuz yaklaşımların son bulması ve hukuki normlara dönülmesi durumunda açlık grevini bitiririm. Duyarlı olan halkımızın ve duyarlılık gösteren tüm dostlara selam ve sevgilerimi yolluyor, kamuoyunu daha da duyarlı olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Aileden çağrı
Açlık grevindeki tutukluların aillelerinden de çağrı geldi. Güven’in başlattığı açlık grevinden sonra cezaevlerine yayılan açlık grevleri içerisinde de yer alan bir isim de Turan Günana. Günana’nın açlık grevi eylemi 64’üncü gününe girdi. Günana’nın ablası Fener Günana, kardeşinin tecrit kalkıncaya kadar açlık grevini bırakmayacağını ve kararlı olduğunu söyledi.
Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 17 Aralık’tan bu yana açlık grevinde olan Turan Günana, 14 yıldır cezaevinde. Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde iken 24 Aralık 2012’de Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Günana, 2012 yılında cezaevlerinde başlatılan ve 68 gün devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevinde 59 gün kaldı. Günana 15 Şubat 2018 yılında da Öcalan üzerindeki tecridin kalkması talebiyle tek başına 53 gün açlık grevinde kaldı. Açlık grevini 53’üncü gününde sonlandırmıştı.
Güven’in başlattığı açlık grevinden sonra cezaevlerine yayılan açlık grevleri içerisinde de yer alan Günana’nın açlık grevi eylemi 64’üncü gününe girdi. Günana’nın ablası Fener Günana, kardeşinin tecrit kalkıncaya kadar açlık grevini bırakmayacağını ve kararlı olduğunu söyledi.
‘Morali iyiydi’
Geçen sene 15 Şubat’a kardeşinin tecridin kalkması için açlık grevine girdiğini hatırlatan abla Günana, “Açlık grevine başladıktan 10 gün sonra ben Turan’ın görüşüne gitmiştim. Açlık grevinde olduğunu fark etmedim. Moral olarak da çok iyiydi. Konuşma esnasında açlık grevinde olduğunu öğrendim” dedi.
‘Telefonlar kesiliyor’
Son açlık grevleri döneminde kardeşi ile yaptığı kimi telefon görüşmelerinin kesildiğini sözlerine ekleyen Günana, “Son yaptığımız bazı görüşmeleri 3’üncü dakikadan sonra kestiler. Daha önce de bu tür engellemeler oluyordu. Fakat bu son zamanlarda telefonlarımız çok sık kesiliyor. Konuşmalarımızda öyle telefonu kestirecek bir şey olmuyor. Ama yine de açlık grevleri nedeniyle kesiyorlar” diye konuştu.
Cezaevinin zor koşullarını tüm tutuklu yakınları gibi kendilerinin de yaşadığını dile getiren Günana, “Cenazelerimiz oldu, kardeşim gelemedi. Annemi 2008’de ağabeyimi ise 2015’te kaybettik ve kardeşim cenazelerimize katılamadı. 14 yıldır kardeşimin hep yanında oldum, her zaman da yanında olacağım” dedi.
Kaynak: MA